dul kadinla evlenen bakir erkek te bahsedilen önermelerin bir çoğunun geçerli olmayacağı bir durumdur. çünkü erkek ve kadının kendi fizyolojik yapılarından dolayı içgüdüsel davranış şekilleri vardır. günümüz yaşamında bu davranış şekilleri hayat tarzının değişmesinden ve gelişmesinden dolayı farklı kıyafetlere bürünse de aslında iki noktaya çıkacaktır. kadındaki tek eşlilik ve erkekteki çok eşlilik içgüdüsü. hayvanlar aleminden de örneklemeler yapılarak bu çok net görülebilir. dul bir erkek hayatının önemli bir kısmında karşı cins ile münasebetini geliştirmiş, yaşamak istediklerinin çoğunu yaşamış ve doyum noktasına ulaşmış veya en azından ulaşmaya yakın olan bireydir. burada dul kaldığı yaş önemlidir ama bunu ileri bir yaş olarak kabul ederek yapılmaktadır bu önermeler. bu noktada erkekte bulunan çok eşlilik mevhumu artık yerini tek eşlilik ve aile mevhumuna bırakmıştır. kadında ise durum farklıdır, doğuştan annelik içgüdüsü ile hayata başlayan ve toplumdaki geleneksel hava ile devamlı ön planda tutulan bu içgüdü (ki modern hayatta bu her ne kadar arka plana atılmaya çalışılsa da her kadın için varılmak istenen nokta ayan beyan belli ve aynıdır) kadını tek eşliliğe ve bir an önce erkeği ile bir aile kurmaya ve neslini devam ettirmeye yöneliktir. bu sebeple doyuma ulaşmış bir dul erkek ile bakire bir kadının ilişkisi aslında ideal bir ilişki olarak nitelendirilebilir.
burada bir diğer önemli husus ise, erkek veya kadının cinsel istek ve arzularının niteliğidir. erkek için bu çokeşli bir istek iken kadında bu tekeşli bir istektir. isteğin niceliği tamamen kişiye bağlı ve goreceli bir kavram iken nitelikteki bu farklılıktır asıl sonucu ortaya çıkaran.
