bilemeyeceğimiz, bu nedenle doğru veya yanlış olarak bir hükme varamayacağımız önermedir.
çünkü insanlar dua ettikleri zaman o duanın sonuçlarının kendisine hayır ve esenlik verip vermeyeceğini Allah bildiği için, o duayı kabul etmeyip, bizim için belki daha iyi bir şey nasip edebilir. veya daha beter bir şey nasip edebilir. o kötü bildiğimiz sonuç da aslında hayırlı bir şeye dönüşebilir.
insan genellikle hep kendisi için bir şeyler ister. başkası için bir şey isteyin dualarınızda.
lan yeri gelmişken bir şey anlatayım size. benim bir kızım var, şu anda 8 yaşında o zamanlar da 5 yaşında filandı. din bilgisi olarak allah'ı biliyor, bir yaratıcı olduğunu öğrettim ama o kadar. o gün de bunu anaokulundan aldım arabayla eve doğru gidiyoruz. o zaman oturduğumuz yer de acayip yoğun, park edecek yer bulmak mucize, hatta genellikle arabayı bir kaç sokak aşağı bırakıp eve yürüyorum hep, çocuk da benle o yolu yürüyor filan. o gün de yorgunum, "kızım dua et evin orda park yeri olsun" dedim. "nasıl dua ediliyo?" dedi, "allahım evimizin orda park yeri olsun lütfen amin diyeceksin" dedim. Allah'ın çocukları sevdiğini ve onların dualarını kabul ettiğini söyledim. lan sonra dedim ki, lan ne biçim bir risk aldım? şimdi çocuk dua edecek allahım, evimizin orada park yeri olsun diye, e tabi park yeri olmayacak, çocuk ondan sonra "hani Allah çocukları severdi, duaları kabul ederdi" diye hayalkırıklığı yaşayacak... kızım "allahım lütfen evimizin orada arabamızı parkedecek yer buluruz amin" dedi. eve yaklaştıkça tabi ben de park yeri bulamadığımız zaman kızıma ne bahane uyduracağımı düşünüyorum kara kara...
lan yemin ederim, bir geldik eve, hemen evin önü boş! hemen çektim arabayı. kızımla seviniyoruz filan. kızım "allah duamı kabul etti baba" diye seviniyor.
e tabi bunun ertesi günü de var. ondan sonraki günü de var. nereye kadar sürecek bu?
ertesi gün de kızım dua etti, ben yine stres... lan o ne? yine evin önü boş!
üçüncü gün patladık ama. geldik yer yok. kızım "baba ya bugün park yeri için dua etmeyi unuttum bak o yüzden yer yok." dedi. sonra "kızım, bazen biz bir dua ettiğimiz zaman onun sonucu bizim için iyi olmayabilir, biz bilemeyeceğimiz için, allah bildiği için, o duamızı kabul etmeyebilir." diye açıkladım, öğrettim. ikna oldu. böylece bu stresten de kurtulmuş oldum.
ama size şöyle söyleyebilirim ki, kalbi temiz bir çocuğun duası daha makbul. çocukların duasını alın, onlardan dua isteyin, sonuçlarına şaşıracaksınız.
Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz. (Bakara Suresi, 216).
kimi insanların tek umudu duası. ama en güçlü umudu olarak duası. içten yapılan bir şey için kabul görmüyor dedirtmez gönül. hatta ben bazen duadan öyle uzak kalıyorum ki kalınca işlerim rast gitmiyor ve şöyle demeye çalışıyorum, allahım bana dua etmeyi nasip eyle sadece dua edebilmeyi. kabul olur olmaz. ama duaya nasiplenmek bile güzelmiş.
işe yararsa bak işte allah'a dua ettin ve oldu, ona sıkı sıkı bağlan derler. olmazsa o en hayırlısını bilir, hayırlısı bu değilmiş derler. her şeye verecek somut olmayan ve ispatlanamayacak cevapları vardır.
dua etmek avuçlarını gökyüzüne yöneltip bir şeyler mırıldanmak değil bir amaca ulaşmak için gerçekleştirilen eylemdir. her duanın bir sonucu vardır, dua eden kişi kafir de olsa mümin de olsa cenab-ı hak o duanın karşılığını verir; ayrıca dua söz değil iştir.
birçok kavramı, gerçek anlamlarını bilmeyerek kullandığımız için yanlış kanılara varıyoruz.
yok efendim niye islam ülkeri zulüm görüyor
yok efendim niye Allah acı çeken müminlere yardım etmiyor
biz islam'ın ne demek olduğunu bilmeden içerisindeki terimlerin anlamını bilmeden dini soyut olarak yaşadıkça daha çooook zulüm görürüz. gerçi zulüm ne demek onu da unutmuşuz ya neyse.
yapılan her dua kabul olsaydı inancı olmayan kimse olmazdı herhalde.
duaların işe yaramadığını değilde dua edenin işe yaramadığı tartışılsa daha isabetli olacağı kanaatindeyim.
duanın anlamını kavramamış birey inancı.
dua her şeyden önce yakarıştır, insanın kulluk bilincini idrak etmesidir.
dünyevi olandan ziyade uhrevi olana yönelmektir.
sonra en bilinen manasıyla dünyadaki yaşantılarda değişiklik isteğidir ki çocukça bir sihir yapıyormuşçasına sonuç beklemek elbette çocukça bir kanıya dönüşebilir.
her dua ile değişen dünyada hiçbir şekilde imtihan sırrı bulunamaz, öyle kolay değil her şey... yıpranacaksın, savrulacaksın, yan döneceksin, düşeceksin, kalkacaksın, sevineceksin, varlıkla yoklukla, psikolojik yaşantılarla sınanacaksın ve bu hikmetini idrak etmemizin mümkün olmadığı dünya imtihanının sırrıdır. içten gelerek yapılan her dua kabul olsun ya da olmasın en nihayetinde makbul duadır. şartlı dua ise maalesef rabbi insan ilişkileri gibi bir konuma indirgemektir ve kabul edildiği zannı oluşsun ya da oluşmasın kazanç değildir. dua, kulluk sırrına ermenin zirvesidir.
allah'a samimiyetle inananların duanın sadece zor günlerde lazım olmadığını bildiği gerçektir. dua da bir ibadettir süreklilik arz etmelidir. duam kabul olmuyor deyip, niyaz etmekten yüz çevirmek cehalettir. yerine gelmeyen istek için duam kabul olmadı denemez, duanın yerini bulacağı vakit gelmedi denilebilir.