türban meselesi ortaya cıktığı ilk günler emine ayna konusmasının birinde sunu söylemişti:
"bu özgürlük yalnızca türbanla sınırlı kalamaz"
kısaca;
bugün ona, yarın bana.
ne yapsalar olay olan ve bir türlü kimseye yaranamayan partinin tercihidir.
gündemin kimin nerden nereye çekmeye çalıştığı ise açıkca ortadır. haziran'da yürürlüğe gireceğini söyleyen yasanın şimdiden -ki ne tesadüf, tam da türban mevzusu sırasında- bazı maddelerinin resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe sokan bir iktidar mı değiştirmiyor acaba gündemi?
ağızlarıyla kuş tutsalar,-ne yazık ki- türkiye'ye yaranamayacak olan parti milletvekillerin tercihleridir.
hayır deseler bu sefer akp yanlıları sövecekt -özgürlük, özgürlük diyordunuz; din ve vicdan özgürlüğü deyince neden kaçıyorsunuz diye-, evet dediler hemen ard arda komplo teorileri üretildi.
siyasi partiden bahsediyoruz, herhalde program ve tüzüğü olacaktır; dtp de kendi program ve tüzüğüne göre bu yönde bir karar almış demek ki. bahsedilen demokratik hak ve özgürlükler olduğunda ardında hep bir şeyler aramanın kimseye faydası olmayacaktır.