--spoiler--
bu tanımlamaya bakıldığında kürt sorununu silâhla, şiddet ve acımasızlıkla çözme arzusundaki herkes faşisttir. politik alanı daraltma eğilimindeki herkes faşisttir. pkk'yı eleştirmek adına kürtleri topyekûn acımasızca harcayan her birey faşisttir. baskıyla kürtlerin demokratik herhangi bir devlette rahatlıkla sahip olacağı hakları elinden alan herkes faşisttir.
--spoiler--
tüm siyasi kabiliyeti ve görüşü yukardaki 5 satır ve 4 cümleden oluşan yazardır.
şimdi diyelim ki bahsettikleri doğru. faşist etiketleri doğru.
yani. hayat mı şimdi bu.
her şey çözülüyor mu işaret parmağınla gösterince bir şeyleri.
hayır tabi.
artık: ayrıca ne zaman bu yazarı okusam sanki ahmet türk'ü, sanki herhangi bir dtp'liyi okuyorum hissine kapılırım. evet böyle algılıyorum tam olarak.
ekşi sözlük'te yazar olduğunu başlık altından öğrendikten sonra ekşi'ye gidip mahlasına bakan, ama öyle bir yazar olmadığını görünce de kendini içkiye vuran ayyaş yazar.
yahu ne insanlar var ki aldığım kararı başka bir sözlükteki muhtemel yazarlığıma bağlayıp bunu bana sormadan bu kadar rahat sallayabiliyor, gerçekten tebrik ederim.
moderasyon denen ekip içinde, küfreden, hatta formatı henüz çaylakken bile delen ama buna rağmen o formatı delen girdisine bir şey olmadan yazar yapılan kişileri kollayan, yüreklendiren bir(iler/is)i var. bu tip(ler) aynı zamanda gammazlamama rağmen lahasümütler tarafından nefret edildiği görülen kişilere başlık altına küfürler düzen tiplere sözlük formatı dahilinde herhangi bir yaptırım uygulamıyor. bunu yaparken de bi' sürü yazar silik yapıldı. yani ortada sözlüğe yönelik bir tepkiden çok moderasyonu yürüten biri(leri)nin bariz bir tarafgirliğine karşı duyulan bir güvensizlik sonucu aldığım bir karar var. yazmak istesem, ki istiyorum, burada yazardım. ama bu kafada tipler bende en ufak bir saygı hissi uyandırmıyor.
beni zorunlu olan bu açıklamayı yapmak durumunda bırakan ilgili arkadaşa selâm ederim.
eğer burasının adı turan sözlük olsaydı, gitmesi gerçekten kazanç olurdu sözlükten. en son canının tak ettiğini söylemişti bazı mevzularda, haksız da sayılmazdı. ne deyelim, yolun açık olsun yoldaş.
"dur mına koyim. nereye gidiyorsun" demek isterdim kendisine. ama demeyeceğim. güle güle hocam. hayat senin hayatın. bol şans. sakın adı ekşi diye orasından da bi mucize bekleme. bu sanal cennetlerin hepsi birbirinin laciverdi. lütfen bunu aklından çıkarma.
ekşi'deki yazarlığı hayırlı olsun. paso kötüler istatistiğine girmeyi hak etmiyordu zira, en azından orada daha fazla değeri bilinir umarım. zirvelerde ağır takılsın, başlıklar altına ikinci entry girmeyi sektirmesin, kısa zamanda adını duyurur.. lan.. gurbetten memlekete adam yolluyor da tavsiye veriyor gibi oldum. böhü...
sözlükte faşizmin kollandığını ve faşistlerin "küfretme özgürlüğü" dışında herhangi bir değerin bu sözlük sınırları dahilinde barınmasının bu noktadan sonra pek mümkün olmadığını gören yazardır.
bu noktadan sonra buradan kendi adına aldığı tek şey bu denli aynılaştırıcı bir ortamda ve bu kadar baskıya maruz bırakıldıkları halde hayatın kıçını yalamak yerine onu dönüştürme derdinde olan insanların varlığıdır.
bu kısa serüvende kendi aklımın ve vicdanımın özışığı dışında ışıkları ile önümü görmeme yardımcı olmuş bütün yazarlara teşekkür ediyorum.
ayrı yollarda yürüsek de yürüme arzumuzu canlı tutan şeyin bizi ortaklaştırdığını, bizi birleştirdiğini biliyorum.
kardeşçe, dostça selâmlar. başka bir yerde ya da başka bir zamanda buluşuncaya dek...
kürtlerin etnik hak talebini hem de türkmenlerin ağırlıkla yaşadığı bölgelerdeki talebini mantıklı bulan. lakin kürtler tarafından ele geçirilecek ilk fırsatta soykırım tehlikesiyle karşı karşıya olan türkmenlerin taleplerini güdüklük olarak nitelendiren. türkmenlerin nüfus ve tapu kayıtlarının ortadan kaldrılımasının, bölgeye kürt nüfusun yığılmasının ardından referanduma zorlamanın sebeplerini araştırma zahnetine girmeyen birisidir.
kürdistan bölgesel yönetimi parlamentosunda 27 bakanlıktan ikisinin türkmenlere ait olduğunu bilen yazardır.
türkmenlerin bölgede sorunları olduğunu bilir, ama bu türkmenlerle ilgili etnik hak talebinde bulunan bir devletin kendi etnik sorunlarını çözme konusundaki güdüklüğünü görmeden yapmaz bunu.
--spoiler--
kuzey ırak'taki kürt yönetimi altında türkmenlerin kendi kimlikleri ile bugün kürtlerin ulaşamadığı kimi kültürel haklara sahip olduklarını bile göremezler.
--spoiler--
türksat ta turkmeneli tv diye bir kanal var. hiç orayı izledi mi acaba bu arkadaş? ya türkmenler yalan söylüyor ya da... yok canım, koskoca uludağ sözlük yazarı yalan söyler mi?
kovulup gelen ekürileri ile birlikte saçma işlere imza atmasını beklediğim bünye. işin ilginç tarafı keyif veriyorlar bana. saçmalama limitlerini görüyorum böylelikle.
fikirlerinin yanlış olduğunu düşünsem de okumayı sevdiğim yazardır. müslüman olup olmama konusunun başkalarını ilgilendirip ilgilendirmemesi düşünceside kendisiyle aynı fikirdeyim.
bi stevemcqueen vardı buralarda. ki bir zamanlar buralar dutluktu aslan parçaları. stevemcqueen denen adam o kadar değişik bi adamdı ki, hiçbir konuda uyuşmazdı fikirlerimiz. sonra bir gün bi yazısını okudum. ne kadar anlatılırsa anlatılsın, karşıdakinin anlamamak için götünü yırtacağından bahsedip eklemişti;
"fil" demişti. "hortumunu siktiğimin fil."
ah steve, nerelerdesin lan harbiden? nerelerdesin? açıyorum sözlüğü. yeni yetme, ağzı süt kokan bebeler, evde kalmış menopoz karılar, am peşinde koşan salak ergenler, kürtçülük-türkçülük, sağcılık-solculuk oynayan sabi sibyan.
yav işin bok tarafı bu sabi sibyana bi şey de diyemiyorsun. daha ergen olmadıkları için her ip adresinden yerini saptayıp da kapında polis belirebilir.
"sınırsız eleştiri yeteneği" dolayısıyla eleştirildiği bir metinde sonsuz sayıda eleştiriye mâruz kalmış yazar.
ahmet altan jargonununa sığdırılamadığımız doğrudur. zîra ahmet altan militarizm konusunda daha realisttir, yani sivil bir sistem olsun, batı tipi bir ordumuz olsun, savaş olmasın ama gerçeklerden de kopmayalım havası vardır ahmet altan'da.
"insanlar güzel hayat kelebekler felan" kâbilinden kofti bir aydınlanmacı hümanizma inancım ise hiçbir zaman olmadı. benim insana bakışım insanları ve kitleleri şekillendiren kurumsal yapılara* yönelik ölesiye bir eleştiri sürecini diyalektik materyalizmin sunduğu metodolojik çerçeve içerisinde sürdürme derdindedir.
"anti-emperyalist" ve "liboşun önde gideni" olma konusunda da her zamanki içi boşaltılmış kavramlarala konuşma kolaycılığına kaçmadan söyleyecek sözleri hâlâ olan, ilgili tanımlardan özen gerektiren olanı anti-emperyalizm ile ilgili derin mülâhazaları sürdürmek gerekliliğine inanan ve aynı zamanda "liboş", "fettoş" gibi kofti kavramların tartışmadan kaçmak için topu taca atan bir homofobik ulusalcı, kemalist ya da faşist müsveddesinin*** hem ataerkiye ve iktidar arzusuna meydan okuyan eşcinsellere duyduğu öfkeyle yoğrularak şekillendirildiğini, hem de belki düşünsel anlamda gâyet emperyal hedefler taşıdığını, bir sorgulanamaz gerçeklik ayracı yaratmak için ikame edildiğini ve böylece hegemonik bir baskı rejiminin ilk emarelerini gözümüze soktuğunu algılayabilen bir insanım.
kemalizme bugünün konjonktüründe doğasında bulunan kotarmacı mantıkla "antikemalist" olunacak kadar önem vermeyen bir yerdeyim ve alternatif sunulacak bir şey olarak görmüyorum. önümdeki tek alternatif iktidar ve hegemonya mekanizmalarının sürekli eleştiriyle ve diyalektik materyalizme içkin çözümleme gücüyle sorgulandığı bir özgürlükçü sosyalist sistem. bunun bir cennet olmadığının, ama insanın bunu kendine göre şekillendirebileceği iradeye sahip örgütlü bir bireylilik hâlinde mutlaka ümitvar bir toplumsal organizasyon içinde olacağının farkında olan bir durumdayım.
birey olmak, fikir sunmak, örgütlülük çözüm önerilerinin olmazsa olmazıdır. ancak, sözlükte yazar olduğum için bana "her şeyi eleştirip hiçbir şey yapmayan yazar" tadında saçma bile olamayacak kadar abuk "eleştiri" ile gelen zât-ı muhteremin kendi performansı konusunda bana ne gibi doneler sunacağı da merakımı celbetmiyor desem yalan olur.
hem "kapitalizm karşıtı, hem sosyalizm karşıtı" olmak kadar zor bir şey yoktur. ama kapitalizm yanlısı olup solcuymuş gibi takılmak oldukça kolaydır. bugün anti-emperyalizm adına çıkıp ulusal sermayeyi kucaklayan, coca cola yerine kola turka içmeyi önerip bununla da "ne kadar solcuyum, anti-emperyalistim ya rebbim" havaları atan adam hem kapitalizm yandaşıdır hem de sosyalizmden zerre kadar anlamıyordur.
dünya silah tröstlerinin cebini kabartan bir savaşı destekleyip kürtleri de görmezden gelerek onları abd'ye yaklaştıran zihniyeti anti-emperyalizm adına savunmak kadar abes bir şey yoktur!
bugün sorsan en büyük anti-emperyalist talibandır, rahmetli saddam hüseyin'di. var sen düşün ne kadar anti-kapitalist olduklarını! var sen düşün abd silah sanayisinin en büyük müşterisi olan bir topluluğu anti-emperyalist olarak kodlamanın naifliğini!
neyse, ben çiçeklerime ve böceklerime döneyim. biraz daha abd karşıtı takılıp kürtlerle masaya oturmak yerine "sam amca"yla halvet olayım. tschüs!
vanti lator adlı yazarın destekçisi yazar. destekçisi olmasına hiç bir sözüm yok, olabilir. ama şimdi sayın yazar yaptığım eleştirilere cevap neden senden geliyor? bırak adam konuşsun. benim için onun kaç yaşında olduğu hiç önemli değil. sana ne ona söylediklerimden. bırak cavabı o versin ki cevap verebilecek kapasitede bir arkadaş olduğu her halinden belli.
bir de hak vermek diye bir sorunun var. hak sadece kürtlerin hakkı değil. türkiye de hakkı verilmeyen sadece kürtler mi? türklerin de hakkı verilmiyor. ee böyle olunca neden sadece kürtlerin hakları ile uğraşıyorsun? kürtler azınlık değil ki bu ülkede. eğer demokratsan halk ayrımı yapmazsın.
ayrıca hak herkesindir. devletin bunu zaten vermesi gerekir. burada hem fikiriz zaten.