an itibari ile rakamla 21 yazıyla yirmi bir yaşına bastığım gündür. keşke saat dursaydı 00:00 olmasaydı, 25 nisanda kalsaydık ya da keşke iki gün atlayıp direk 27 nisana geçseydik. bir yandan viskimi yudumluyorum, bir yandan teoman dinliyorum bir yandanda gözüm telefonda malum şahıstan bir arama ya da bir mesaj bekliyorum. her ne kadar konuşmasakta insan hatırlanmak istiyor be sözlük.
Son baharda olduğu icin çok severim yağmur yağar genelde benim yağmurları toprak kokusunu sevdiğimi bıilir benı yaradan her zaman hediye olarak gönderir yağmuru ...onu Cok seviyorum ....
yıllardır kutlamadığım olay , hatta o gün özellikle siyah giyinirim , kolay kolay gülmem , bir nevi matem havası estiririm
ulan ben doğmuşum ben , neyine sevineyim bunun
ama yemin olsun ölüm günümü her yıl kutlattırıcam , hayrat yaptırıcam bir tane her ölüm günümde viski votka falan akıcak oradan , sırf bunun için para kazanıp vakıf kurucam bir tane.
sana sormadan biri olduruyor biri de seni doğuruyor, belli bir yaşa kadar bu olayı mutluluk olarak empoze ediyorlar, sende bunu her yıl kutluyorsun. kutlanmayınca da üzülüyorsun.
neresinden bakarsan bak saçmalık, tek güzel yanı hediye .
doğum günü denince akla kola, fanta, gazoz gelir ve bu muhteşem üçlü sponsorluğunda gerçekleşen doğum günün o bilindik mutlu fotoğrafının sağ alt köşesinde yerini alır
2 gün önceydi.
sosyal medya kullanmadığımdan toplamda 6 kişi hatırladı, ama bunların sadece 4 ü kutladı.
yaş ilerledikçe artık çok da mutlu olamıyorsun zaten. 25 e girdim, 30 a yaklaşmışım gibi hissediyorum. öyle işte...mutlu da olamıyorsun artık.
tanıdığım herkesinkini kutlamaya çalışırım , çoğunu da aklımda tutarım facebook'dan falan öğrenmem , ama kimse benimkini bilmez ben de söylemem zaten , ben o günü yaş günü değil yas günü olarak adlandırıyorum amk tutup pasta falan kesemem en boktan gün için.