Dün benim günümdü. Açıkçası çok düşkün değilimdir kutlamalara falan. Bi arkadaş gurubum var her sene sürpriz olarak kutlarlar sagolsunlar. Tabi bende farketmemiş gibi şaşırırım bozmam. .
Asıl mesele şu ki dün akşam 29 yılın en güzel doğum gününü geçirdim ben. Bir iki sene güzel geçti tabi ama hep isteyip hic olmaz dedigim seyi yaşadım dün. Çok mutluyum lan.
aslında samimi hale gelmesi için, kaç yaşına geldin hala doğum gününün hatırlanması heyecanı mı değil de, kaç yaşında olursan ol hatırlanıyor olmanın, hem hatırlayan kişiye, hem de doğum günü olan kişiye verdiği mutluluktur.
doğum gününü saçma bulanları eleştirmiyorum. bazı samimiyetsizlikler görüldüğü için öyle düşünebilinir. ama esası, doğum günü olayı zora ki bir şekilde ortaya çıkmamıştır sonuçta. seni sen olduğun için, o gün doğduğunu hatırlamak, hatırlatılmaktır. sırf yazmak, kutlamak hadisesi değil yani.
zaman ve mekan, hakim olunması imkansız iki unsur. zaman hızla akıyor. çocukken günler hızlı geçerdi, şimdilerde aylar hızlı geçiyor, çok geçmeden yıllar hızla geçmeye başlayacak. belli kutlamalar yapıyoruz. yılı dünyevi parçalara ayırmış durumdayız. salise, saniye, dakika, saat, gün, ay, yıl, asır... bu ayrım ne kadar doğru? gerçekten zaman parçalı bir halde mi?
bir insanın dünyaya geldiği günü kaydediyoruz. sonra bunu her yıl kutluyoruz. kimisi bunu özel bir an olarak görüyor, kimisi özentilik olarak. kimimiz abartarak günlerini kendi doğduğu günü kutlamak için harcıyor. mekanlar kiralanıyor, yiyecek ve içecekler hazırlanıyor, davetler yapılıyor, hediyeler alınıyor. kontrol edemediğimiz zamanı, zaman elimizden akıp giderken, bütün olan zamanı parçalara ayırarak tespit ettiğimiz doğum gününü kutlamak için harcıyoruz. garip.
Edit : Kalbin yolunu çizebilmiş birinin varlığın dönüm yılındaki en güzel hediyesi ailesi -ki dostları da bir aile bireyidir - , sevdikleri ve biriktirdiklerinin birbirlerine değdiğini görmektir. Bu anlamda iyi dileklerin bu kadar farklı yönlerdeki mesleği, yaşı, düzeni olan insandan aynı dilde toplanması gerçekten bugünün tek anlamıdır.
"Kelimeler en büyük sihir kaynağıdır. Birini yaralayabildiği gibi iyileştirebilir de. "
Ana rahminde artık daha fazla duramayıp, kordondan kopup, dünyada tutunmaya çalışılan ilk gün.
Büyüdükçe, aslında bu günü insanların günah çıkarma için kullandığını düşünmeye başladım. Eskiden hayatımda önemli yeri olan ve büyük enkazlar bırakarak giden her insanın bu günde uzun mesajlar atarak vicdan rahatlattığını fark ettim. O yüzden doğum günüm tedirgin geçer; Hatasını, üzüntüsünü unuttuğum kim yazacak diye.
Bunların haricinde genelde doğum günlerim nağnem ve dedemin yanında bahçede dede hırkasına sarınmış vaziyette müzik dinleyerek tükettiğim bir gün benim için. He, Ya da kremalı sevmediğimi bir türlü bilmeyen babamın baştan aşağı bembeyaz aldığı bir pastanın sadece muzlarını yiyerek geçer.
yine birlikte geçiremedik doğumgününü. Hayat enerjimi yükselten hep yanımda olan desteğini esirgemeyen beni ezikleyerek eğlenen eğlendiren canım Ağabeyim. 32 ne demek yaf. Yerim seni.
Dünya'ya gözlerimizi açtığımız gündür. Benimki bugün. Lady Gaga da bu tarihte doğmuş, buradan kendisine selam ediyorum. Ve Son olarak bu şarkı bana gelsin. * https://m.youtube.com/watch?v=JsCVNa0VUZk
önceden sevmezdim, saçma ve basit gelirdi bu doğumgünü meselesi. sonra yalnız kalınca, kutlayacak insan pek kalmadığında hayatımda önemser hale geldim bu günü.
En son 2012 yılında 17 yaşına girdiğim gün kutlamış olduğum gündür. Fazla büyüdükten sonra insanın kutlayası gelmiyor. 2013 yılındaki doğum günü başıma gelen üzücü bir olaydan dolayı kötü geçmişti doğum günüm olduğunu akşam hatırladım herşeye rağmen annemin ve babamın doğum günün kutlu olsun demesiyle. Ama yine de pasta alanlar oluyor onları kıramıyorum.