hala eski sevgiliden gelecek bir mesajı bekleyerek yaklaşıyorsa, mesajın gelmemesiyle doğum günü olmaktan çıkabilen, mutluluklara gebe olduğu kadar, hüzünleri beraberinde getirebilen gün.
facebook dan doğum tarihimi kaldırınca ailem de dahil bütün arkadaşlrımın komple unuttuğu gün oldu benim için.
gerçi geçen seneki gibi facebook da duvarıma yazıp sonuna bir smiley koyup samimiyetsizce kutlayacaklarına hiç kutlamasınlar daha iyi. (geçen sene facebook duvarım bu insanlardan dolmuştu ve sinir olmuştum) böylesi daha güzel.
isterseniz siz de deneyin. kaldırın facebook dan doğum tarihinizi bakın bakalım kimler kutluyor.
bir sürü kutlama mesajı aldığım fakat beklediğim kutlama mesajının gelmediği gündür. hatırlanmak güzeldir ama hatırlamasını istediğiniz kişinin sizi hatırlamaması nasıl adlandırılır ki...
yanınızda çok insan olabilir. sizi sevmeyen insanlar size samimiyetsiz bir şekilde ''iyi ki doğdun'' diyebilir ya bu samimiyetsiz cümleyi, beklediğiniz insan söylemezse, yaşadığınız duygu nasıl adlandırılır ki...
her 29 mayısı, 30 mayısa bağlayan gece aldığınız o mesaj, ilk kutlayan insan, artık yoksa hayatınızda, onsuz ilk doğum gününüzü geçiriyorsanız, bu duygu nasıl adlandırılır ki...
hatırlanmanın unutulmamışlığın en güzel ifadesidir. yalnızca düşündüğünüz, sevdiğiniz, hayatınızda olan değerli insanları mutlu etmek için ufacık şeylerin bile yettiği an.
: seni seviyorum iyi doğdun..ve iyi ki benimlesin..
şu dünyadaki en sıkıcı, en çarpıtılmış şey. niye bu kutlama merakı?
türk kültüründe kendi doğum gününü ayarlamak pek rağbet görmeyen bir şeydir. sevgili ya da en yakın arkadaş doğum günü öncesinden bir kutlama ayarlar. sen istesen de istemesen de o organizasyonda bulunmak zorundasın.
29 mart günü galatasaray-fenerbahçe maçı olsa, sen o maça bilet ayarlamak için kıçını yırtsan ve ayarlasan bile arkadaşın birisi gelir ve "themis eli degmemis ogrenci, sevgilin senin için sürpriz doğum günü hazırladı, çaktırma, şaşırmış gibi yap" der. sonra her şey birbirine girer ve doğum günü rezervasyonunu kendin son dakika olduğu için tırt bi' mekana yaptırırsın. bi' alay birbirini tanımayan insan aynı mekana toplanır, sen aralarındaki bağlantıyı kurmak için kasıntıdan ölürsün ve hayatının en sıkıcı günlerine bir yenisini daha eklersin.
hayır ya yapıyorsan tam yap, trip atma bana sonrasında "sen başka biriyle olcaktın" diye, ya da yapma arkadaşım. bırak ben maçımı izleyeyim.
sonuç olarak dünyanın en sıkıcı aktivitesidir, kimse o pastayı yemek istemez. doğum günü olmasa ve "yaş pasta yemek ister misin?" diye sorsan o insanlara kimse evet demez. kaldırılsın doğum günleri.
güzel ve anlamlı gündür tabi mantıklı bir zamanda doğduysanız. benim gibi 1 ocak ta doğmuşsanız eğer hiç bir zaman şahsınıza ait bir doğum günü kutlamanız olmaz ve kimse zamanında doğum gününüzü kutlamaz. yeni yıl hediyeniz ile doğum günü hediyeniz aradan çıkartılır ve tek hediye ile geçiştirirler... he bir de ailenize yakındığınızda bu durumu şöyle absürt ve lakayık bir cevap alırsınız...
doğum gününün sözlük anlamı şöyle sıralanmış halde : doğum günü miladi veya herhangi bir başka takvime göre, bir insanın doğduğu gün ve aydaki her yıl yaşanan güne verilen addır.
anne babalar çocukları olduğunda ilk doğum günü olduğu gerekçesiyle bu ilk doğum gününe oldukça özenirler.tüm ev süslenir. balonların ,duvarlara asılan iyi ki doğdun X yazıları,güzel bir pasta, üzerinde belki çocuğun;in resmi ya da adı yazılı.görülmeye,yaşanmaya değer olaylardır : dünyaya gelen çocuğun ilk doğum günü.istisnalar hariç yaş ile kutlanan doğum gününde yaşanılan coşku, heyecan,süs,püs falan ters orantılı izlerler birbirlerini.belki anne-baba meraklı da olsa bu işlere çocuk istemez, olmaz anne kocaman adam oldum ben deme ihtimalide oldukça yüksektir.
bazı kişilere ise doğum günü kutlamak saçma gelir.engellenemez bir gerçek var dünyada : ölüm…çoğu insan yapmaması gerektiği halde, ölümden korkar , ölenlerin arkasından üzülür acı çeker.Doğum günleri de sizi ölüme sayısal olarak bir yıl daha yaklaştıran günlerdir.ölümden korkan insanların bilmem kaçıncı doğum günlerini neşe içinde kutlamaları bir çelişki değimlidir?
doğum gününü kutlama işinin ortaya çıkması normal bir durum.ancak bu olayın içinde bir de hediyeler var.neden hediye alındığı da merak konusu doğrusu.doğum günü olan birisine hediye alan bir insanı çekin ve sorun.niye alıyorsun kardeşim hediye? ee doğum günü var. doğum günü varsa neden alıyorsun? işte kaynaşalım falan. kaynaşmanın gerçekleşmesi için onun da sana alması gerekmez mi?
röportajın yada gerçek anlamında hesap sorma burada tıkanır.sebebi ise hediye alma işinin yalnızca bir şeyler satabilme çabası olmasıdır.ne yazık ki yıllardır insanlar kapitalizmin kıskacında hala hediyeler almaya devam etmektedir.
doğum günlerini kutlamaya ölüme yaklaşma gününden ayrı anlamlarda yüklenebilir elbette.çok sevdiğiniz bir insan.anneniz,babanız,amcanız belki de daha özel birisi…onun dünyaya geldiği günü onu çok sevdiğinden kutlayabilirsin o günü.ancak gidip pahalı hediyeleri almak boşunadır.zaten o sevdiğiniz ve doğum gününü kutladığınız kişi sizin bir gülümsemenizle , mutlu yıllar dileklerine mutlu olamayıp ; hediye talep ediyorsa sevdiğin kişi listesinde yeni kişiler ekleme zamanı gelmiş demektir.tabi ya , böyle olmamalı bu iş zaten. yüzüne karşı gözlerine bakarak : iyi ki doğdun , mutlu yıllar demek.Ona onu sevdiğini hissettirmek.Y liraya alınmış bir elbisenin yerini tutar mı ?
gelişen dünyada doğum günü kutlama yolarlıda oldukça değişti.hayatımızın bir parçası olan cep telefonları ve bilgisayarlarımızdan saniyeler içinde doğum günü olan kişiye onu sevdiğinizi hissettirebiliyorsunuz.tabi bu da yüzyüze mutlu yıllar demek kadar olmuyorsa da sevmenizi hissettirmek için güzel bir yol olsa gerek.
doğum günlerinin hayatın içine girmesi insanlara bazı takıntılar kazandırdı. örneğin çoğu insan eline bir cep takvimi geçse gözleri hemen doğduğu günü arar. bu yıl doğum günüm Pazar gününe rast geliyor lan. sonra takvim elden ele gezer ve herkes kimsenin dinlemediği halde doğum gününün hangi güne rastladığını söylerler.
aslında doğum günleri bu kadar değildir. doğum gününüzde biri size mutlu yıllar derken ya da siz birinin doğum günün kutlarken hissettiğiniz o garip duygu .anlatılamaz , yazılamaz bir şeydir. şu an eğer senin de doğum gününse mutlu yıllar sana. eğer bir arkadaşının doğum günü olduğunu biliyorsan haydi durma sarıl telefonuna , git bilgisayarının başına. Ya da imkanın varsa yüzüne karşı o garip duyguyu yaşamak ve ona da yaşatmak için haykır :
-iyi ki doğdun.!
kendi doğum günüm bana abudik bi burca sahip olmak dışında pek bişi katmamış. o yüzden deli gibi önemsemiyorum. kutluyoruz, sevinmiş gibi oluyoruz, ehehe yaşlandık lan esprileri yapıyoruz ve bitiyor.
ama sıra sevdiğim insanlara gelince işler biraz değişiyor açıkcası.
gidip annesine sarılmak, teşekkür etmek, iyi ki doğmuş diye söylemek istiyorum. tüm kalbimle ama. ciddi ciddi. sarılarak. sevinerek.
he öyle günler fazla yok hayatımda. yılda üç beşi aşmaz.
her sene yeni insanlar tanıyorum, yeni doğum günleri ekleniyor hayatıma. ama hissederek, deli gibi mutlu olarak kutladığım sayı genelde sabit kalıyor.
bu sene değişti bu kural.
en güzelinden bir gün daha var artık.
15 eylül.
iyi ki var.
git aştiye, al kumpirleri, yak mumları. bekle ulan. ben geliyorum. **
küçükken gelmesini istediğiniz, hediyeler alacağınız, büyüyüp adam olacağınıza yardımcı olacağına inandığınız gündür.
büyüyüp daha fazla yaşadıktan sonra ise, yavaş yavaş gelmemesini istediğiniz, sona bir adım daha yaklaştığınız, endişelerin, sorumlulukların artmasına sebep olduğuna inanmaya başladığınız gündür.
yıllar içinde yarattığı algının da farklılaşmaya başladığı, her hangi bir gündür.
çok mu saçma bi yaklaşımda bulunucam bilmiyorum ama göze alarak söylemek isterim ki yeni doğmuş bi bebeğin doğduğu günü, önündeki senelerde doğum günü olarak kutlarken daha o gün, ilk gün, doğduğu gün, doğum gününü kutlamıyo olmamız sadece doğum telaşı, harala gürele ile açıklamaz ya. illa da bu bebe üfleme yetisini kazanmış bi yaşa mı gelmesi gerekiyor. bence bi takım ezberleri gözden geçirmenin zamanı geldi de geçiyo bile. ehe eheh. iyi ki doğmuşum di mi?
benim adıma hiç hatırlanmayan gündür. facebookta doğum tarihini gösterdim bu sefer ki birileri bari görüp de bir şey yazsın diye. yalnızlığım bile yalnızlaşıyor her doğum günümde...
--spoiler--
tam 23 yıl saatim işlemiş ben durmuşum; gökyüzünden habersiz, uçurtma uçurmuşum. okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık sevdada boğulur...
--spoiler--
haddizatında her gün gibi bir gündür, sıradandır ve öyle de olması gerekir ama bizim gibi güzel şeyleri (sevgi, aşk, özlem vs) dile getirme konusunda ağır arızalara sahip toplumlarda, bu gibi günler aslında bir bahane oluyor, cep telefonlarına gelen ve yaşamaktan iğrendiren, birbirinin aynı kandil mesajları ve 'minareden atlarım bayramını kutlarım' minvalli, müthiş yaratıcı bayram mesajları tamam, amenna da, 'doğum günün kutlu olsun, nice mutlu yıllara' demenin kimseyi samimiyetsizleştireceğini düşünmüyorum, elbette ki olması gerektiği gibi olmaz ama bir şekilde olur.
öyle ki, bir elin beş parmağı bir değil, kiminin ruhu yaldır yaldır, ışıl ışıl, sevdiği, seveni gözünün içinde, bir el atımı yakınında.
kimi de yalnızlıktan bile yalnız, en soğuk düşüncelerin bile uzağında.
işte o yalnızlık, en samimiyetsiz harf kombinasyonlarına bile muhtaç eder adamı, kelimelerin anlam ve kifayeti şöyle dursun, onun adının geçtiği en ağır küfürleri bile bağrına basacak kadar üşür bazen.
kimse üstüne alınmasın ve kimse kimseye yüklemesin bu dediklerimi, lafım muayyerdir, hüsnü kuruntu yersizdir.
neyse boşverin, diyen gitti...
--spoiler--
bilmezler yalnız yaşamayanlar,
nasıl korku verir sessizlik insana
insan nasıl konuşur kendisiyle
nasıl koşar aynalara bir cana hasret.
bilmezler...
--spoiler-- *
