adam gibi adamdır. türkiye'yi en iyi tahlil eden kişidir. bir mhp'li olarak daha doğrusu bu vakitten sonra artık eski bir mhp'li olarak, mhp'nin ve başındakinin bir halta yaramadığını düşünerek, ailemin ve azımsanmayacak yakın çevremin oyu kendisinedir.
içeride bunca sene boş yere ve kumpaslarla yatmış ve yine içeriden aslan gibi dimdik korkusuzca çıkmış, mücadeleye devam mesajları vermiştir. türkiye gençlik birliği gibi etkili güruhları çevresince oluşturmuş, devamlı bu ülkenin bölünemeyeceğinin mesajını vermiş, isviçre'de yasak olmasına rağmen ermeni soykırımı yoktur demiş ve süren davalarda insan hakları avrupa mahkemesince de haklı olduğu kanıtlanarak türkiye'nin de eline koca bir koz kazandırmış büyük bir vatansever, oyu sonuna kadar hak eden, anasının ak sütü gibi helal olan adamdır.
chp ve mhp'yi de aslanlı yolda milyonların döküldüğü ve ağızlardan eksik olmayan atatürk'ün askerleriyiz diyenlerin talepleri doğrultusunda defalarca birleşmeye, iş birliğine çağırmış ama karşılık bulamamıştır. onlar başka kişilerle, cemaatlerle işbirliğine girişmişlerdir. özetle ancak koltuk değneği olabilmiş bir genel başkana sahip kişilerin, ülke dahi bölünme aşamasındayken ama onlar evden bile çıkamayıp ses dahi çıkaramadıklarından kendisini eleştirmeleri doğaldır. tek argümanları da doğu perinçek'in apo ile görüşmesidir. kardeşim bir kere o görüşmeyi bir gazeteci olarak yaptı. gazetecilik etiği gereği ve halkın haberdar olma özgürlüğü gibi sebeplerle gidip her kişi ile bizzat görüşülür. bunu yapmazsan gazeteci olamazsın zaten... aynı dönemde fatih altaylı gibi envai çeşit gazeteci de gitti görüştü.
büyük adam, büyük adam vesselam. ulusalcıyım diyerek bile arkasında binlerce adam topladı ya, vallahi büyük adam. allahın teröristi nasıl ulusalcılık yapar da, insanları kandırabilir...
1. doğu perinçek, biraz akıl yürütmede olsa kuşkusuz devletle derin bağları olan bir adamdır. en azından tabii o teamüllerin, ağırlığın olduğu eski milli devletle... yani yukarıda bir yazarca bahsedildiği gibi basit bir kötürüm veya ergenekon'un gereksiz yere lideri gibi gösterilen ve böylece komedi yapılan bir adam değildir. izlediğiniz vadi gibi dizilerde de doğu bey adlı bir karakter vardı yürüyemiyordu bile bastonla zar zor yürüyordu ama derin devletin başıydı, ülke için çalışıyordu. ayrıca ekleyelim o dönem vadi de soner yalçın zaten konsept danışmanıydı ve istihbaratın da hasan atilla uğur'dan alındığı yazıldı ve çizildi. şimdi bu insanlar doğu perinçek'in yanındadır zaten ve birşeyler netleşmiştir herhalde... yine fuat aras vardı bu dizide bir kötürümdü ama türkiye'nin politikasını yönlendiriyor vs. gibi gösteriliyordu. tabii bu dizinin döneme göre koşullandığını, güç kimseyse ondan yana olduğunu da unutmayalım...
2. onun için yeni dönemde ve yeni türkiye dedikleri yapıda, ermeni yalanlarına karşı talat paşa komitesinde ki faaliyetleri, türkiye'yi bop çerçevesinde çevresi, dostları ile böldürmeme faaliyetleri ve herşeyin farkında olmasıyla tehdit olarak algılanması pek tabii doğaldı...
3. doğu perinçek hakkında da akp'li veya bazı soytarı, sahte milliyetçi mhp'lilerin algı terslemesi yapmak, asimetrik propaganda yapmak gayesiyle tek sığındıkları argümanda apo ile görüşmesidir. kardeşim bir kere o görüşmeyi bir gazeteci olarak yaptı. gazetecilik etiği gereği ve halkın haberdar olma özgürlüğü gibi sebeplerle gidip her kişi ile bizzat görüşülür. bunu yapmazsan gazeteci olamazsın zaten... aynı dönemde fatih altaylı gibi envai çeşit gazeteci de gitti apo ile görüştü.
4. bu görüşmeyi görev gereği yapmadığı veya apo'nun ağzının aranmadığı, devletin bazı taleplerinin iletilmediği ne malumdur? bu tür şeyler birilerinin yani devlet içindeki dış güçlerin uşaklarının işine gelmedi ki sızdırıldı... aynı olay devlet el değiştirmiş olmasına rağmen hakan fidan'da da oldu ve onunda başına geldi. her devlet böyle görüşmeler yapar, keza bu oslo görüşmeleriyle de ses kayıtlarıyla falanda gün yüzüne çıkmıştır... ancak eskiden devletin bir ağırlığı vardı böyle mit müsteşarı veya başbakanlık müsteşar yardımcısı eliyle örgüt liderleriyle görüşülmez veya barzani gibiler kırmızı halılarla karşılanmazdı. barzani bir türk yüzbaşının önünde saygıyla durur bazı gerekçelerini, koltuk altına sığınma isteklerini ve karşılığında ne verebileceğini sıralardı, apo mu? şimdinin aslan kesilen, sayın apo olan teröristini yani onun da o zaman ki albay hasan atilla uğur karşısında ki hallerini görmek için imralı'daki apo'yu seyredin...
2011 seçimlerinde koskoca izmir ikinci bölgesinden, ip-tgb il örgütlerinin tüm çabalarına rağmen 4000 küsur oy alarak bizim muhtarı gerisinde bırakan siyasetçi.
türkiye'deki siyasi hayatına (işin almanya kısmı da var) 1968'de milli demkratik devrim saflarında başladımıştır. bir hukuk doktoru olan perinçek, aynı dönemde dev-genç'in başkanıydı. yine aynı dönemde Türkiye ihtilalci işçi Köylü Partisi'ni kurdu. devletle alakası ilk olarak 12 mart döneminde gündeme gelmiş ve tsk içindeki solcu subaylarla siyasi ilişkide olduğu suçlamasıyla yargılanmıştır. aslına bakılırsa kendisinin çalkantılı siyasi hayatının da bu noktada başladığını söyleyebiliriz.
aradan geçen birkaç yılın ardından, 1978'de türkiye işçi köylü partisi'ni kurduktan sonra bir hayli ilginç işler yapmaya başlar. tikp'in bir önceki tiikp'ten farkı görünüşte sadece bir harf olsa da, özünde mdd çizgisinden ayrılmasıydı. başka bir deyişle, '78 kuşağına, dolayısıyla da dönemin sol hareketlerine daha yakındı. kısaca engels'in ve marx'ın teorilerini mao'nun pratiğiyle destekliyorlardı denilebilir. ancak perinçek'in ve partisinin asıl etkisi bu kısımda değildi. asıl etki aydınlık gazetesinde yer alan, teori içerikli olmaktan ziyade türk solunda eşi benzeri görülmemiş yazıların içindeydi. özellikle de bilinmeyen sol yazısıyla başlayan, sol tartışma kılıfıyla, sol örgütlerin ve sol eylemcilerin deşifre edilmesi çok büyük tartışmaları beraberinde getirmiştir. bu dönemde doğu perinçek'in devletle (mit ile) çalıştığı, başka bir deyişle ajanlık yaptığı farklı alt-fikirleri savunan sol çevrelerce dile getiriliyodu.
tıpkı 12 mart'ta olduğu gibi 12 eylül'den sonra da doğu perinçek hapse girmiş, dolayısıyla da bir süre ortalarda gözükmemiştir. 70'li yılların sonunda fikren uyuşmadığı sol örgütleri terörist, halk düşmanı, katil, emperyalist gibi ithamlarla yargılayan perinçek 87'de başında olduğu 2000'e doğru dergisinde büyük yankı bulan mit raporu'nu yayınlayınca kendisi hakkında 70'lerin sonlarından bu yana söylenen ajan, işbilikçi söylemleri iyice ses getirir olmuştu. tsk içindeki muhalif subaylarla ilişkili olduğu için suçlanmış, sol örgütleri günlük gazetede yaptığı haberlerle deşifre ettiği dile getirilmiş perinçek; inanılmaz özgeçmişine mit raporu gibi sol çevrelerin hiçbir zaman ulaşamadığı kadar gizli bilgileri içeren bir dökümanla türkiye'nin tekrar gündemindeydi. üstelik bu raporun mehmet eymür gibi tecrübeli bir istihbaratçının elinden çıkmış olması şüphelerin dozunu en yüksek seviyeye çıkarmıştı.
1991'de ise perinçek yukarıda kısaca bahsettiğim her şeyi gölgeleyecek bir seş yapıp, devletin "bulamadığı" abdullah öcalan ile lübnan'da görüştü. hala internette sıkça dönen, apo'ya çiçek verirken çekilmiş görüntüleri 1991'deki görüşmeden kalmıştır. daha sonra perinçek 1989'da da apo'yla görüştüğünü belirtmiştir. aslına bakılırsa o dönem apo'yla görüşen sadece perinçek değildi; hasan cemal ve mehmet ali birand da apo'yla görüşmüşlerdi ki birand'ın söyleşisi çok ses getirmiş hatta birand birçok ölüm tehditi bile almıştı. ancak perinçek'in tepki almasının asıl nedeni pkk militanlarıyla el sıkışırken ve -yukarıda da belirttiğim gibi- apo'ya çiçek verirken çekilen fotoğraflarıydı. perinçek sonraları -defalarca- apo'ya atatürk vurgusu yaptığını, birleştiricilikten bahsettiğini söylese de bunlar asla etkili olmadı. unutmadan 91'de başına geçtiği sosyalist parti 92'de anayasa mahkemesi tarafından bölücülük yaptığı gerekçesiyle kapatıldı.
92'de hala aktif olan işçi partisi'ni kurdu. ip ile birlikte bilimsel sosyalizmi sürdürdüğünü belirten perinçek, parti programında kemalizm'e genişçe yer veriyordu. 28 şubat'ta ise tsk'nin destekçiliğine soyunmuştu. unutmadan bir dönem -yanılmıyorsam özellikle de 2000'li yıllarda- perinçek ve beraberindekiler cuma sohbetleri düzenlemeye başlamışlar hatta hz muhammed'in de büyük bir devrimci olduğunu savunuyorlardı. bu arada, bireysel olarak türkiye'De en çok siyasi parti kuran insanlardan biridir.
bilimsel sosyalizm temeli ile başladığı siyasi kariyerinde mdd, kemalizm, maoizm gibi fikirleri yerine göre kürt milliyetçiliği ya da islamiyet ile renklendiren perinçek şahsi kanaatimce türkiye tarihinin en renkli siyasi aktörlerinden biri oldu. sadece bunlar bile kendisini unutmamak için yeterli.
tıpkı;
her şeyden cia'yı sorumlu tutması, ve işine gelmeyen kim varsa hepsine emperyalist ya da terörist demesi,
oyları birleştirme çabalarının had safhada olduğu günlerde sabah akşam "chp cemaatçi oldu" açıklamaları yapması,
oy bölmek için kendini paralarcısına ne kadar posası çıkmış aktör varsa hepsini belediyelere aday göstermesi,
benzer şekilde yıllarca oğlu mehmet perinçek'in aşırı sağcı öğrencileri istanbul üniversitesi'ndeki solcu (tkp, ödp, chp...) öğrencilere karşı kışkırtması,
işine gelince "hrant bizim gibi düşündüğü için öldürüldü" deyip, dink'in ölüm yıl dönümlerinde -sanki dink diasporacıymış gibi- sürekli ermeni diasporasına yüklenmesi,
"deniz gezmiş benden emir alırdı" gibi akıl dışı demeçler vermesi,
barıştan, kardeşlikten bahsedip, hdp'nin bürolarına düzenlenen saldırıları savunması,
da unutulacak cinsten değil.
ama gazetesi aydınlık'ta tek derdi ülkesi için bir şeyler yapmak olan insanların (hangi görüşten olurlarsa olsunlar) adreslerini çarşaf çarşaf yayınlamasını ise unutulacak cinsten hiç değil.
devletle şimdiye kadar en ufak bir bağlantısı olsaydı ya mezarda olurdu, ya da evinde çoluğuyla çocuğuyla inzivaya çekilip sessiz sedasız biçimde oturuyor olurdu. ama bütün hayatını hapiste geçirdi. o kadar zorlamayın kafanızı. "sorunlu bir adam" deyip geçebilirsiniz.
apo ile görüşmesini, o zaman bir gazeteci olarak apo'yu anlamak istemesi şeklinde de açıklayabiliriz. o zaman her türlü gazeteci gitti görüştü apo'yla.
çok havaya giriyor, her seçimde iktidar olacağını falan söylüyor. göreceksiniz bu genel seçimde yine söyleyecek. bildiğin sorunlu bir adam. ara ara bu sorunları belirginleşiyor. hiç bulaşmamak lazım. hadi bulaştıysanız bile çocukluğuna kadar inmek lazım. başka türlü çözemezsiniz.
zindanların kadrolusu olmasına rağmen devlet elemanlığıyla suçlanan lider.
yahu perinçek'i eleştirecekseniz doğru noktadan eleştirin. siyaseten, ideolojik olarak eleştirin. evet siyasi hayatı boyunca çeşitli hataları ve dönüşleri oldu. lakin hayat bu, hatalar ve değişimler olmadan hangi canlı ilelebet kalıyor?
akit röportajı ile siyaseti ne denli düz okuduğunu göstermiştir.
millicilik insanları bu raddeye getirmemeli. milli olsun çamurdan olsun anlayışı nasıl bir mücadelenin ürünüdür anlamış değilim.
sen yıllarda cezaevlerinde yat, zindanlarda çürü, siyaseten yasaklan; geldiğimiz noktada hala orduculuk, millicilik üzerinden egemen siyasete alet ol. gerçekten üzücü.
tahliye olunca kendisini tahliye edenlere vefa borcunu ödemeye, içeri atanlara ise kin kusmaya başlamıştır. zamanında solun içinde fitneden fesattan başka bir işe yaramayan, ibo'nun bile hakkında "oportünist" dediği tutarsız, kişiliksiz bir adamdır bu. şimdi gülen'i gladyo olmakla suçluyor. 90'larda aynı suçlamayı sosyalistlere yapıyordu. bu adamı ciddiye alan işçi partisi ve tgb gibi oluşumlar nasıl bir ideolojik karmaşa içinde olduğunu anlar umarım. sosyalistler "ne akp ne cemaat yaşasın halk iktidarı" derken, zamanında sosyalistlerle atışıp asıl sosyalist olduğunu iddia eden perinçek "akp'yle bir olup f.örgütünü yıkacağız" diyor. bunamış mı desem yoksa huyu mu desem bilemedim artık.
perinçek hiçbir zaman marksist olmamıştır. kendisi maocudur. nasyonal sosyalizm yada türkiyede ki adıyla ulusalcılık akımındandır. yalnız ilginçtir son dönem ulusalcılar( işçi partisi tayfası) nasyonel sosyalizmin sosyalizmini atıp sadece nasyonel yani ulusalcılık kısmında takılıp kalmışlardır. son fetullah açıklamasıyla da zaten işi iyice çorbaya çevirmeyi başarmıştır.
pkk sempatizanıdır, sistem karşıtıdır.
lakin ideolojisine bağlıdır en azından, hani ülkeyi, halkı sevmez ama en azından seviyormuş gibi de yapmaz.
cemaat gibi dönek değildir. en başta da aynıydı şimdide aynı.
düşmanın bile onurlusu, karakterlisi gerekli.
cemaat kafasında bu da yok.
yıllar yılı pkk ve terör örgütüne olan yakınlığı ve ılımlı yaklaşımı yüzünden nefret ettiğim ama ne kadar sevmesem de diğer siyasilerden bir gömlek üstün olduğu gerçek olan siyasidir. tabi eskiden pkk'yı sahiplenen kişi iken rte'nin pkk'ya yakınlaşmasını eleştirmesi absürdtür.
