akp nin yanlışlarına sığınarak çok temiz olduğunu söyleyen medya grubu. yaptığı dalaverelere kesilen cezayı sanki basını susturmak için yapılmış gibi aglıyarak anlatması.
doğan holding' in 6 milyar tl olan vergi borcunun 600 * milyon tl indirilmesi karşılığında elinde bulundurduğu gazeteleri yapılan gizli anlaşmalarla (posta gazetesi hariç) çalık grubuna devredecek olan kurum. bu sayede akepe uzun zamandır yürüttüğü medyayı tek tipleştirme emeline tamamen ulaşmış olacaktır.
onumuzdeki genel secimleri takip eden 2 sene icerisinde, ciddi sekilde kan kaybedecegini ongoruyorum. akp iktidari, kendi dusmanlarini temizledikten sonra, tamamen kendine ait olmayanlara saldiracaktir. bircok gazete ve televizyonun ya etkisizlesecegini, ya da sahip degistirecegini dusunuyorum. kazdiklari kuyuya duseceklerdir.
fenerbahçe'nin reytingi bilindiği için galatasaray ve beşiktaş maçlarını açık kanallardan yayınlayıp fenerbahçe'nin maçlarını yayınlamayan medya grubudur.
ağır topları, ismi yetecek adamları bünyesinde barındıran gruptur. ahmet hakan'dan tutunda ertuğrul özkök'e kadar herkese açıktır, müsemma gösterir. basından özgürlük ilkesini yaşatır, ama emin çölaşan'ı kovmasını da bilendir. tıkır tıkır işleyen bir haber ajansına da sahiptir ayrıca. en büyük artı yönü toplumun tüm kesimine hitab etmesidir. haber, özel, spor olmak üzere zengin içerikli yayınları elinde bulundurur.
hükümetin dümen suyunda yayımlara imza atan medya unsurlarına sahip olan grup.
(bkz: para para para)
yarın birgün darbe olsa, tankların önünde bayraktarlık yapacak olan yine bunlardır.
aşk-ı memnu ve kurtlar vadisi pusu çakışmasın diye iki haftadır star'da uefa maçı yayınlayan grup. reyting kurnazlıkları sayesinde maç izleyebiliyoruz arada.
türkiye'nin karteli, yanlı medya grubu. yalan haber yapma konusunda üstlerine kimse çıkamaz. medyatekzip.com adlı sitede onlarca yalan haberleri görülebilir.
aydın doğan'ın sahip olduğu manipülasyon, spekülasyon, dezenformasyon yapmayı çok çok iyi beceren medya organları.
bakın şimdi akp ve gülen'i bitirme planı denen bir plan vardı malum. bu planı taraf gazetesi ilk manşet yaptığında aydın doğan medyası külliyen bu planın sahte olduğuna dair yayınlar yapmaya başladı. öyle ki daha ortada yargıya ulaşmış bir şey olmadığı halde belgenin sahte olduğu manşetlere taşındı. yılmaz özdil'ler, bekir coşkun'lar belgenin sahte olduğu mevzusunu işlediler. ana haber bültenlerinde belge sahtedir ve şanlı türk ordusu yıpratılmak istenmektedir anlayışı işlendi durdu.
daha sonra genelkurmay başkanı ilker başbuğ bir basın toplantısında bu belge hakkında bir kağıt parçasıdır dedi. ilker başbuğ daha önce de lav silahına boru parçası demişti.
ve artık günler geçti. ne olduysa oldu bir tane subayın söz konusu belgenin gerçeğini bilmem nereye mektupla gönderdiği iddia edildi. iddia edildi diyorum bakın daha ortada fol yok yumurta yok. yargı kararı yok. sadece bir iddia var. ve hürriyet gazetesi manşeti çaktı; imza dursun çiçek'in el ürünü.
hürriyet gazetesi ki bu belge ortaya çıkıtğında daha ilk gün belgenin sahteliğini manşet yapmıştı. burada da daha belgenin gerçek olduğu kanıtlanmadan ilk gün gerçek olduğunu manşete taşıyor.
hürriyet belgenin gerçek olduğunu işler de milliyet boş durur mu? ;
artık ana haber bültenlerinde ne işlediler onu izlemediğim için bilemiyorum.
asıl zurnanın zırt dediği yere gelmek istiyorum. doğan medya grubu her zaman; ergenekon davası ile ilgili her haberin önce yandaş medyaya sızdırıldığını iddia ediyor. ama biz biliyoruz ki ergenekon davası ile ilgili yandaş medyaya sızan bilgilerin tamamı -ve dahi daha fazlası- aynı zamanda da doğan grubuna sızmaktadır.
doğan grubunun yandaş medyada yayınlanan ergenekon haberlerini yayınlamıyor olması, doğan grubuna haber sızmadığı anlamına gelmiyor. onlara da bütün haberler bal gibi sızıyor ve yayınlamıyor okuyucularından haber gizliyorlar. ve yandaş medyaya haber sızdırılıyor diye de propaganda yapıyorlar.
bunu nereden mi çıkarıyorum? nereden olacak bu irticayla mücadele eylem planındaki imzanın gerçek olduğu iddiasını hürriyet yayınlamadı mı ilk? demek ki isteyince onlara da haber sızıyormuş. bu haber ilk taraf gazetesinde yayınlansa kimse itibar bile etmezdi. ama doğan grubunda yayınlanıca daha bir etki yarattı.
bu haberi doğan grubu normal şartlar altında bu şekilde vermesi imkansız görünüyor. o halde bu haberin altında başka şeyler aranmalı.
mesela hükümetin vergi cezasının doğan grubunda yarattığı derin sarsıntının dışa vurumu olarak da görülebilir. hani hükümetle barışıp da vergiden yırtmak için yapıyorlar diyeceğim ama öyle olsa bu kadar açık seçik beş yaşındaki çoucğun bile anlayacağı şekilde yapmazlar.
belki de kürt açılımına dolaylı da olsa destek veren ve söz konusu belge ortaya çıktığında bu belge kağıt parçasıdır diyen genelkurmay başkanı ilker başbuğ'u kürt açılımına verdiği destek yüzünden yıpratmak istiyorlardır. sen misin kürt açılımına köstek olmayan al sana. hesabı hani. ilker başbğu'u kürt açılımı ile ilgili bir muhtıra yayınlatmak istiyor da olabilirler.
olur mu olur valla bilemiyoruz, böyledir de diyemiyoruz.
bu ülkenin ekonomik köşe başlarını tutmak ve tüm ekonomik mecraları kendilerine kanalize etmek için kurulan, basın-yayın etiğinden alabildiğine uzak, haber bağımsızlığından dem vurmanın imkansız olduğu medya grubu.
doğan'ın ekonomik hükümranlığını kurmak için her yolun mübah olarak kabul görüldüğü ve uygulandığı oluşum.
cikarlari icin yapmayacaklari sey olmayan insanlar tarafindan yonetilen, en agir elestirileri sonuna kadar hakeden bir olusum. gorunen o ki bizim zeka seviyemizi de iyiden iyiye kucumsuyorlar.
ben su noktadan sonra, kendi payima duseni yapacagim, bu gruba ait olan gazeteleri asla ve asla almayacagim. internet sitelerine mumkun mertebe girmeyecegim. duyarli insanlari da kendi gorusleri dogrultusunda bir seyler yapmaya davet ediyorum.
beni bunlari yazmaya iten sey iran'daki secim sonrasi gelismeler.
kasr-i sirin antlasmasindan bu yana buyuk bir sorun yasamadigimiz, insanligin bugune gelmesinde buyuk katkilari olmus bir medeniyetin mirascilari olan komsumuz iran'da buyuk olaylar oluyor. bir devrim gibi gorunmuyor su anda ama hukumete karsi topyekun bir baskaldiri soz konusu. insanlar oluyor, kopek gibi dovuluyor, kelimenin tam anlamiyla karanligin icinde bogazlaniyorlar. internet kesik, cep telefonlari calismiyor. inanilmaz boyutlarda bir sansur uygulaniyor.
yani basimizdaki komsumuzda oluyor bunlar. oyle siradan, herhangi bir devlette degil. edebiyat, sanat, dil, din - bir cok konuda icli disli oldugumuz, surekli etkilesim icinde bulundugumuz koskoca bir devlet. insanlari da bizimkilere cok benziyor bircok acidan. gordugum tanidigim insanlar arasinda kendime en yakin hissettiklerim iranlilar.
iranli arkadasim, hicbir sey eskisi gibi olmayacak artik diyor gozlerinde biraz umut, biraz uzuntu ve ekliyor bizim icin dua edin.
ben de olaylari anlamaya calisiyorum, oraya buraya saldiriyorum doyurucu bir haber bulmak icin. gunlerdir devam eden olaylari hurriyet, milliyet, vatan gibi yayin organalarindan takip etmek olanaksiz. ufacik bir haber bile yok su an itibariyle.
amerikan kaynaklarina bakiyorum (wall street journal, msnbc, cnn, the washington post) istisnasiz hepsinde ilk sayfada, en buyuk haber irandaki gelismeler. the independent ve timesda da durum ayni, birinci sayfada, carpici bir fotografla olaylar yansitilmaya calisilyor. google translate iyi calisiyor fransizca ve italyanca icin le figaro, corriere della sera da kendi ulkelerindeki olaylardan daha cok onem veriyorlar olanlara, genis bir yer ayiriyorlar bu haberlere. bunlar bati dunyasindak kaynaklar, tabii ki onlarda da medya halki yonlendirmek icin bir numarali guc ve kendi cikarlari dogrultusunda yayin yapiyorlar. 9/11'den sonra parlayan ve amerika'da yasak olan(!) el cezire, bize biraz daha yakin bir acisi ile, daha da yakindan inceliyor isyani.
dunyada durum bu iken, bizim medyanin buyuk kismina sahip olan bu grubun gazetelerinde sunlar var:
...bir servete mal olan benzerlik, dogum yapti unvanini kaybetti, iste en sicak kareler, arda'nin donu kac para, kocam icin bademciklerime degdirdim, su bu o...
kendinden başka hiç bir grubun menfaati için habercilik yapmayan medya grubudur. yaptığı her haberin altında mutlak suretle bir çıkarı vardır. birilerini savunan başlıkları bu kişiden bir çıkarları olduğu anlamına gelir. eğer birilerine kafayı takmışlarsa o kişi damarlarına feci basmıştır. yıllarca yaptıkları haberlerle kimilerini haketmediği halde kafamıza saygın insan diye sokmaya çalışmış kimilerini haksız yere yerin dibine batırmışlardır. velhasıl haberlerini ve köşe yazılarını okuduktan sonra 2 kere düşünmek lazımdır.
başbakan'la kavga edene kadar süt dökmüş kedi gibiyken kavgadan sonra aslan kesilmiş gruptur.
memlekette bir şeylerin ters gittiğini, birilerinin hırsızlık yolsuzluk yaptığını öğrenebilmemiz için kavga gerekiyor demek ki. karşılıklı pislikler dökülüveriyor. iyi de aga kafama birşey takıldı. bu kadar dürüst adamlardınız da neden daha önce hiç sesiniz çıkmıyordu? ama ne acı ki bu soruyu soracak basiret de kalmıyor millette. zira herkes birileriyle taraf. ve herkesin yolsuzluğu kendisine normal geliyor.
" vay keratalar" düzeyinde sevimli bir bakış açısıyla karşılanıyor.
olmuyor işte böyle.
politika-ekonomi-medya üçgeninin kurbanı. baştan yanlış ata oynayarak sonlarını hazırladılar. taraflı medya gruplarından biridir sadece. tarafsız ve özgür basın diye pek bir şey bulmak da mümkün değildir ülkemizde.
türkiye'de bu kadar büyük olmasının en büyük nedeni rakiplerinin beceriksizliğidir. sonuçta bu ülkede kimseye silah zoruyla gazete satılmıyor. gazete alan çoğunlukla doğan grubu gazetelerini alıyor çünkü gazeteleri nispeten tarafsız. zıt görüşleri bünyesinde barındırabilen yayınlar her zaman daha ikna edicidir. bu bilinen bir pazarlama tekniğidir. vakit gazetesi de köşe yazarlarının arasına bekir çoşkun gibi bir yazar koysa ya da cumhuriyet gazetesi de muhafazakar bir yazar bulundursa hem görüşlerini daha ikna edici bir şekilde sunabilir hem de satışlarını beş katına çıkarır. ama rakipleri taraftarlıktan vazgeçemiyor. aydın doğan da bu kulvarda tek başına ilerliyor. tek rakibi zaman gazetesi ki o da çoğunlukla zıt görüşlü yazarlara sahip ve cemaat gücü ile satılan bir gazete.