abi bugün işim var ya,
yok ya evde değilim annemlerle gideceğim,
hastaydım ondan gelemedim,
kardeşim doğum gününmüş unutmuşum *,
(para ödemeye yakın) ben bir lavobaya gideyim,
hehehe sen süpersin ya eee aylin nasıl peki onu anlat asıl,
...tipi muhabbetlere giriliyorsa ne yazık ki dost, dost değildir artık. eğer benim gibi çokça kazığını yediyseniz buraya sayfalar dolusu örnek verebilirsiniz. lakin ne hacet, ne getirir; ne götürür.
kalbin üzerinde açılmış olan onlarca yaranın arasına bir yenisinin daha eklendiği andır. insanlara olan güvenin giderek azaldığı, yalnız kalınca daha güvende olduğunu düşünmeye başladığın andır. bir daha asla kimseye böyle güvenmemen gerektiğini fark ettiğin andır. o an hissettiklerin hiç bir acıyla eş tutulamaz. ne aşk acısına benzer, ne başka bir acıya. dost dediğin senden farklı değildir. o'nun sana ihaneti, senin kendine ihanet etmene denk gelir. işte öyle bir acı düşün yüreğinde.
zira sevgiliden ayrılmaktan daha çok koyacaktır insana.
yaşamışlığım vardır bizzat. ilkokul 4.sınıftaydım. karşı daireye yeni taşınan bir arkadaşım olmuştu. hatta bir keresinde annem bana bağırdığında adımı duymuş olacak ki balkondan bana seslenip aklınca beni balkona çağırıyordu. gittim tabi. gülümsedik biraz. beraber büyüdük, büyüdük, büyüdük. artık o bizim evimize, ben de onların evine gider-gelir olmuştum. bir gün o gün geldi ki. kiracıymış meğer dostum. başka bir semtin virane sokaklarından yeni bir ev tutmuşlar. ayrılık vaktiydi sanırsam. gitti. numarasını da bırakarak. günler,aylar hatta yıllar birbirini kovaladı. noldu? hiçbişi. 2 ay mektuplaşmadan sonra o beni unuttu. ben unutmadım. aradan 10 yıl sonra bir dershane köşesinde gördüm kendisini. acayip değişmişti. etrafındaysa kendisine hiç yakıştıramadığım kolpa insanlar beni süzüyordu. ve o suskunluk esnasında birden bir kopuş yükseldi aralarında. o da sahte bir gülüş attı ve gitti. evet, sözde karizması uğruna yılların hatıralarını beynimde sikti. eğer bu satırları okusaydı belki bana kızabilirdi. özlüyor muyum, hem de çok. kesinlikle ve kesinlikle insan en önemli dostlarını masumluğun doruklarına ulaştığımız çocukluk yıllarında ediniyor. diyeceğim bu kadar. keşke hep çocuk kalsak da dizlerimiz kanasaydı kalbimiz yerine..
ortamda başkalarıyla girilen bir tartışmada senin yanında olmayıp karşı tarafı destekleyecek şeyler söylemesi. ama gidip sorsan kendinden iyi dost yoktur şu dünyada, en babacan dost kendisidir. dostu için yapmayacağı şey yoktur.