zira sevgiliden ayrılmaktan daha çok koyacaktır insana.
yaşamışlığım vardır bizzat. ilkokul 4.sınıftaydım. karşı daireye yeni taşınan bir arkadaşım olmuştu. hatta bir keresinde annem bana bağırdığında adımı duymuş olacak ki balkondan bana seslenip aklınca beni balkona çağırıyordu. gittim tabi. gülümsedik biraz. beraber büyüdük, büyüdük, büyüdük. artık o bizim evimize, ben de onların evine gider-gelir olmuştum. bir gün o gün geldi ki. kiracıymış meğer dostum. başka bir semtin virane sokaklarından yeni bir ev tutmuşlar. ayrılık vaktiydi sanırsam. gitti. numarasını da bırakarak. günler,aylar hatta yıllar birbirini kovaladı. noldu? hiçbişi. 2 ay mektuplaşmadan sonra o beni unuttu. ben unutmadım. aradan 10 yıl sonra bir dershane köşesinde gördüm kendisini. acayip değişmişti. etrafındaysa kendisine hiç yakıştıramadığım kolpa insanlar beni süzüyordu. ve o suskunluk esnasında birden bir kopuş yükseldi aralarında. o da sahte bir gülüş attı ve gitti. evet, sözde karizması uğruna yılların hatıralarını beynimde sikti. eğer bu satırları okusaydı belki bana kızabilirdi. özlüyor muyum, hem de çok. kesinlikle ve kesinlikle insan en önemli dostlarını masumluğun doruklarına ulaştığımız çocukluk yıllarında ediniyor. diyeceğim bu kadar. keşke hep çocuk kalsak da dizlerimiz kanasaydı kalbimiz yerine..
seni depresyonlara sokan haberleri neşeyle verdiğinde, sen odanda sümüklerini çekerken o kendi dünyasında kahkahalarla gülecek şeyler bulmuşsa eğer, artık o dostluğun sonuna gelindiğinin kesin olarak farkına varıldığı andır... b.ktan bi andır; insan aldığı kötü haberden çok, dostunun tepkisine içerler...
kalbin üzerinde açılmış olan onlarca yaranın arasına bir yenisinin daha eklendiği andır. insanlara olan güvenin giderek azaldığı, yalnız kalınca daha güvende olduğunu düşünmeye başladığın andır. bir daha asla kimseye böyle güvenmemen gerektiğini fark ettiğin andır. o an hissettiklerin hiç bir acıyla eş tutulamaz. ne aşk acısına benzer, ne başka bir acıya. dost dediğin senden farklı değildir. o'nun sana ihaneti, senin kendine ihanet etmene denk gelir. işte öyle bir acı düşün yüreğinde.
-sadece vize fial haftası sizi evlerine çağırması,
-sevgili yapınca sizi unutması,
-derslere gelmeyip sizden yalandan bahanelerle not istemesi,
-düştüğünüzde yardım etmek yerine sırtını dönüp gitmesi,
-kırılınca trip çekemem demesi,
-küsünce neden bile sormaması,
-konusmayınca konusmazsan konusma diyip cekip gitmesi,
-ders dışında sizinle görüşmemesi,
-sürekli sizi ve fiziğinizi iğnelemesi gibi davranışlarda bulunulan anlardır.
-sevgilinizin oldugu an olabilir kiskançlik yapabilir dogaldir fakat hasetle fesatlikla isguzarlikla laf çakmasi,bakislari varsa dost olmadigini anlayabilirsiniz. ona gore davranin evladim..
-yeni bir kiyafet aldiginizda yan agizla "hmm guzelmis!" diyerek size yanasiyorsa..
-siz ondan daha guzel/yakisikliysaniz gittiginiz ortamda ilgi cekiyorsaniz ve o bunu hazm edemiyor surekli baska nedenlerden yakiniyorsa..
-diger dostlarinizla araniza fitne sokmaya çalisiyorsa.
-sizi somuruyor paranizi habire acimadan yemege calisiyorsa..
-iki parçadan buyugunu o aliyorsa.
-baskalarindan ona verdiginiz sirlari duyuyorsaniz..
ve uzar gider evet dostunuz sandiginiz kisi dostunuz degildir.
ortamda başkalarıyla girilen bir tartışmada senin yanında olmayıp karşı tarafı destekleyecek şeyler söylemesi. ama gidip sorsan kendinden iyi dost yoktur şu dünyada, en babacan dost kendisidir. dostu için yapmayacağı şey yoktur.
En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz...
Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli.
Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli.
Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, "hak ettim" diyebilmelisin.
Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi...
Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş...
Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin.
Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş...
Böyle bir dostum var benim.
Bir açıklama ekle
En mahrem sırlarını verebilmeli, en derin yaralarını açıp gösterebilmelisin; gölgesinde serinlemelisin sorgusuz sualsiz... Onca dalkavuk arasında bir tek o, sözünü eğip bükmeden söylemeli, yanlış anlaşılmayacağını bilmeli. Alkışlandığında değil sadece, asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli. Övmeli alem içinde, baş başayken sövmeli ve sen öyle güvenmelisin ki ona, övdüğünde de sövdüğünde de bunun iyilikten olduğunu bilmelisin, "hak ettim" diyebilmelisin. Teklifsiz kefili olmalı hatalarının; günahlarının yegane şahidi... Seni senden iyi bilen, sana senden çok güvenen bir sırdaş... Gözbebekleri bulutlandığında yaklaşan fırtınayı sezebilmelisin. Ve sen ağladığında, onun gözünden gelmeli yaş... Böyle bir dostum var benim.
bu cümleleri rahatlıkla söyleyebiliyor iken bunları söylediğim güne lanet etmeye başladığım an anladım.o benim dostum değilmiş.
küçük bir hayal kırıklığı ya da büyük bir hezimet şeklinde sonuçlanabilir. karşısında o kadar suskun olursun ki hiç beklemiyeceğeniz kişilerden gelen tepkiler karşısında elinizin ayağınızın titremesini duyacak kadar suskun olmuştur içiniz.
onun "ak" dediği size kara gibi göründüğü,
onun "gidelim" dediği yer size cehennem azabı verdiği,
onun "yiyelim" dediği yemek zehir zıkkım olduğu,
onun "alalım" dediği kıyafet kokoşumsu olduğu ve
onun en sevdiğiniz öğretmeniniz hakkında arkasından atıp tuttuğu ve öğretmeninizin üzerine yürüdüğü gün * artık siz dost değilsinizdir. arkadaş hatta tanış bile olmamalısınız. ama içinizdeki nefretle bırakmayın onu, aklınızda kalmadan her şeyi döküverin. döküverin ki sonradan pişman olmayasınız. döküverin ki ondan biraz daha nefret edesiniz. senin gibi arkadaş olmaz olsun!
artik yaptigin hic bir seye olumlu/olumsuz tepki vermemesi hic bir sekilde posta koymamasi kisaca artik sallamamasi durumudur. bu durumda artik tehlike canlari calmaya baslamistir.
yoktur. çünkü bir dost, daima dosttur. her koşulda dost kalır. eğer kişinin dost olmadığını anladıysa bir kişi; yanlış anlamıştır. o kişi zaten dost değildir; dost zannedilmiştir.
öss de ondan daha fazla puan almanızı kıskandığında,
dur yapma bu senin için iyi değil diye uyardığınız zaman, sen benim moralimi bozmaya çalışıyorsun dediğinde,
çocukluğunuzdan beri evinizin kızı gibi olduğu için ablanızın da kardeşi sayıldığı halde ablanızın düğününe, arkadaşının doğum günü partisi için gelmediğinde..
özel de hukuk okuyacağım der, iyi düşün bence ailenden etkileniyorsun sen hukuktan falan nefret ederdin dediğinizde, onun da ben yapamam mı senden ne eksiğim var ki benim demesi ve 2 ay boyunca ne yaparsanız yapın size küs durması..
bu da başka bir dosttur. bu dost da sevgilinize bütün sırlarınızı anlatmıştır. ona aşk mesajları çekmiştir. ve ayrılmanız için dua etmektedir.. ve bir gün sevgiliniz elini masaya vurup sizden abartılmış bir şekilde anlatılan geçmişinizin hesabını sorar. dostunuzdur meğerse bunu yapan.
yaa işte yılların dostlukları böyle şeylerle biter. neden bu basit şeyler. çünkü tahammülü yoktur artık size , sizinle kendini kıyaslamıştır çünkü yıllarca. artık sadece yanında lak lak yapacağı dostlarıyla mutludur. yine de kapınız açıktır. çünkü onunki olmasa da sizin ki gerçek dostluk duygusudur.
oysa bir zamanlar yediğiniz içtiğiniz aynı, günleriniz, geceleriniz birliktedir, lakin araya giren o yıllar soğutmuştur sizi birbirinizden. ve yıllar sonra ki karşılaşma gösterir ki, o artık eski bir dost'tur.
abi bugün işim var ya,
yok ya evde değilim annemlerle gideceğim,
hastaydım ondan gelemedim,
kardeşim doğum gününmüş unutmuşum *,
(para ödemeye yakın) ben bir lavobaya gideyim,
hehehe sen süpersin ya eee aylin nasıl peki onu anlat asıl,
...tipi muhabbetlere giriliyorsa ne yazık ki dost, dost değildir artık. eğer benim gibi çokça kazığını yediyseniz buraya sayfalar dolusu örnek verebilirsiniz. lakin ne hacet, ne getirir; ne götürür.
"artık merhaba merhaba fazlasını bekleme benden" dediği an... yani büyük bir karar alıp sizden uzaklaşmak istediği an aslında bu o kadar da büyük bir karar değildir ona göre çünkü siz artık onun dostu en güvendiği insan değilsiniz sadece meraba meraba dediği sıradan bir insansınız. **
dost dediğiniz kişi dost hayatı sürdüğünüz bir insansa ilişkinin bittiği an olarak kabul edilebilir. gerçek anlamda dostu kullanırsak o da metres demektir ki, onun dostunuz olmadığını da çarşamba günü falan anlayabilirsiniz. eğer dostu mecazi anlamda kullanırsak o da irispu demektir ki, 26 şubat tarihinde anlaşılır. dost ne lan? gelip geçici har şey takmayın.
dost deyip arkana aldığın insanın, senin için yaptıkları arkandan çevirdiği işlerin yanında az kalınca işte o an artık dostun değildir. aslına bakıldığında "dost" seni koruyup kollasın diye yanında bulundurduğun, aşk acılarını anlatıp "rakı şişesinde balık" olduğun, ağladığında omzuna baş koyduğun biri ise bu sadece çıkar amaçlıdır. evet belki sen ona "dost" demişindir ama içinde o sana ne ifade etmektedir. dostluk çıkar ilişkisine döndüğü anda o senin dostun değildir. "ortamın adamı" dır.