gelecek hafta sevdiği adamla yaşamak için almanyaya yerleşecek olan canımın diğer yarısı. biliyorum hayat benim için çok daha zorlaşacak, elim ayağım birbirine dolanacak, akşam yiyecek yemek bulamayacağım, kendi paramla rezil olacam biliyorum. başım sıkıştığı zaman koş diyeceğim biri olamayacak. ve onun gittiği gün içimden kuşlar göçecek ve ben öylece bir başıma kalacam.
içgörümüzün artmasını sağlayan çevremizde az bulunması gereken kişilerdir.
az bulunması gerekir çünkü dostluk özel bir şeydir ve çok kişiyle dost olabilen insan birçok kalıba birden girebilen biridir. oysa dostluk belli kalıplarda uyum sağlayan ve uzun bir müddet geçtikten sonra oluşabilen bir olgudur.
meselenin başına dönersek; dost acı söyler atasözü de içgörü sağlanmasına bir işarettir.
hala yapay bir kırmama çabası varsa dostum dediğiniz kişide ya da size söylediği zaman hoşlanmadığınız şeylerden dolayı kırılıyorsanız dost değil arkadaşsınızdır. samimiyetine şüphelisiniz. iyi dostluklar.
eski kız arkadaşınla samimi fotoğraflar çektiren, ona sarılıp seni gördüğü yerde naber kanka diyen değildir herhalde. sorun kıskanma da değil ki. duvarımız yıkılınca dayanağınız kalmıyor haliyle. zaten akç duvar kaldı ki.
bu dervişleri, erenleri, semazenleri şimdi anlar oldum. bir kuru gönülün ettiklerinden rabbe sığınmasalar o mertebeye ulaşabilirler miydi?