arkadaş herkestir, dost birkaç iyi adam-kadındır.
arkadaş gölgeyi gören, dost renkleri seçebilendir.
arkadaş yolgeçen hanı gibidir, dost hiç yıkılmayacak eski ve sıcak bir handır her yağmurlu günde kapısı aşındırılan.
arkadaş zorunlu anlarda beraber olunan, dost beraber olunması müthiş-zevkli-bağımlı olunandır.
arkadaş bakan, dost görmeyi becerendir.
arkadaşın duydukları satırlar, dostun anladıkları ise satır aralarındaki sözlerdir.
arkadaş kapı kolunu bilmeyen-merak dahi etmeyen öte dünya insanıdır, dost kapıya ihtiyaç duymayandır.
arkadaş öyledir, dost vazgeçilmeyendir.
dost
-olum o sigarayı içersen bir daha benimle konuşma
+benim kararıma saygı duyacak kadar dostum değil misin?
-senin kararının sonuçları için seni karşıma alacak kadar dostunum.
arkadaştan kazık yemek her zaman ihtimaller dahilindedir. buna göre hareket edilir, tavır ve mesafe belirlenir. dost ise güven kazanmıştır, sorgulanmaz onun davranışları, amaçları. lakin arkadaşlar kazık atmaz, dostlar ise bir kere vurur sağlam vurur. neden yaşanır bu, arkadaş zaten size zarar verecek kadar yakın değildir, dost ise surlarınızın arkasında gezer, hamlesi batar. siz o acıyla arkadaşa sarılırsanız, kendinizi arkadaşın şefkatine bırakırsanız, o arkadaş dost olur. artık can yakabilen o olmuştur. ve büyük ihtimalle günün birinde yakar canınızı. diğer ihtimal ise, herkesi uzaklaştırmaktır ki, o zaman merdumgiriz bir insan olusunuz işte*, yalnız ağlar, kendi yaralarını kendiniz sarmaya başlarsınız. bir yazarın dediği gibi, en büyük düşmanlarım dostlarımdır...
dost ne bir ferraridir, ne de arkadaş bir lada samara... üstüne bastığın topraktır dostun, seni ölsen de asla bırakmaz. dere suyudur arkadaş; ne kadar coşkun olsa da akar gider.**