yollarına bu şekilde taş konulduğunda göre ingiltere de ki dönerciler iyi kazanıyor olsa gerek. amerikan mak domalsı ne yapıyormuş farklı etki mi yapıyormuş daha uzun ömür mü sağlıyormuş. eeeey ingiliz bilim adamı titre ve kendine gel.
bilimsel izahına gelince,
dönere lezzet vermesi için kullanılan kuyruk yağı trigliserid ve kolestrol deposudur. yüksek ısı altında dönerek pişen zaten kalp ve damar sağlığı düşmanı kırmızı etin, dönüşlü pişim *den dolayı her birim atomcuğuna sirayet eden yağ damarlarda donduğunda o damarı tıkar yamultur,skertir.
tam tarihini hatırlamamakla beraber geçmiş zamanda okuduğum bir gazete yazısını hatırlatan başlık.
bir mcdonald yetkilisiyle yapılan röportajdı sanırım. dönerle kesinlikle rekabet edemediklerinden bahsediyordu. kendileri etin yağsız kısmını kullandıkları için lezzet olarak döneri asla yakalayamıyacaklarını itiraf ediyordu garip.
iskender kebap yememiş bünyelerin yaptığı araştırma sonucu ortaya çıkan durum. o seçimi yapan jüri üyelerini bursa, adana, urfa, erzurum'u kapsayan bir yurt turuna çıkartmak son olarak hatay'da künefe yedikten sonra opsiyonel olarak kadıköy mercan'da kokoreç yemeye davet ediyorum.
Türk düşmanlığına bir çizik daha atmaya çalışıyolar.Bizler burda onların burgerking'ine,mcdonalds'ına gidip hamburgerlerini yerken onlarda bizim döneri kötülesinler.Boyket etmek gerekir...
halkın önemli bir bölümünün obez olduğu bir ülkenin bilimadamlarının acaip yorumudur. "dönere gelene kadar sizin mutfağınızdan daha neler neler eksilmeli ki yarım dünya bir vücuttan kurtulmalısınız" denilmelidir.
tv'deki ana haber bültenlerinde, her gün duyduklarımıza benzer bir haberdir. çocukluğumuzda, zeytinyağı yerden yere vurulurdu, şimdi baş tacı. şu günlerde de tereyağı aklanıyormuş haberlere göre. bu haberleri dinledikçe, nasıl yaşadığımıza şaşırıyoruz.
ingilizler, önce kendi vatandaşlarının otellerde, tabaklarına tepeleme et ve köfte doldurmalarının zararlarını araştırsınlar. çantalarına atıp, odalarda tıkınıyorlar ayrıca. dönere olan rağbet canlarını sıkmış belli ki. gelsinler, sözlükçek para toplayıp, birer buçuk iskender yedirelim de mideleri bayram yapsın. bak, bir daha ağızlarını açıyorlar mı?
bilmem ne fast foot restorantları zincirlerinin hamburgerin içinden çıkan fare tırnağı yüzünden milyonlarca dolar tazminat ödemek zorunda kaldığını unutan, ön yargılı olduğunu düşündüğüm ingiliz bilim adamlarının kıytırık araştırmalarının sonucu.
istediği kadar zararlı kanserojen olsun hatta üzerinde sigara paketlerindeki gibi uyarı yazıları olsun aynen yemeye devam edeceğim milli lezzetimizdir, fakat bir kimyacı olarak yıllardır kafama acaba diye takılan sorular da yok değildir, şöyleki sürekli olarak bir ateşin karşısında saatlerce duran etin ve içeriğindeki yağların kanserojen hale gelebilme ihtimali var mıdır, bir de özellikle pişirmekte kullanılan tüple çalışan tezgahlarda yanma sonucu arta kalan yanmamış hidrokarbonların etin bünyesine geçme ihtimali var mıdır. iki ihtimal de büyük ihtimal ile doğrudur fakat bu ihtimaller benim ona olan aşkımı zerre etkilememektedir.