sanırım şu an geçirmekte olduğum grip. geçen ay derste de işlendi, hastalığın her bokunu biliyorum ama bende hafif seyrediyor sanırım, ağırlaşmaz umarım. ateşim var, halsizliğim var, yorgunluğum var, yaygın hafif kas ağrılarım var, boğaz yanma ve ağrım var hafiften, çok nadir de öksürüğüm var. ya farenjit geçiriyorum ya da domuz gribi. sabah koydum kendi teşhisimi ve bunun üzerine 13 tane mandalina yedim. *
(bkz: ölüm kıyısında durmayan insan hayatına saygı duymaz)
tiksindiren aynı zamanda düşündüren yeni bir ölüm sebebi. tüketim çılgınlığına yetişmeye çalışan üreticilerin ne idüğü belirsiz yöntemlere başvurarak peyda olmasına sebebiyet verdiklerini düşündüğüm salgın...
Dün tanışma şerefine eriştiğim hastalık. Pek bir numarası yok gibi lakin biraz fazla öksürtüyor galiba. Gerçi geçmişte yaşadığım griplerin yanında pek bir farkı olduğuda söylenemez. Alkolle yenebileceğimi düşündüğüm, siklenmemesi gerektiğini söyleyebileceğim grip.
bir haftada atlattığım hastalık. bünyeden bünyeye belirtileri değişik bu gribin. bende çok garip bir halsizlik vardı, bayılacak gibi oluyordum. baş ağrısı, öksürük eklenince soluğu acilde buldum ve teşhis konuldu. üç gün yataktan kalkmadan terledim, ilaçlara boğuldum ve yedinci günde ayaklanmaya başladım, dışarıya çıktım. öyle büyütülecek bir hastalık olmadığını anladım ki geçen sene on gün yatak döşek yattığımı bilirim.
yurdum insanının bayram boyunca öpüşüp koklaşmasına katiyen engel olamamış hastalıktır. lakin bayram boyunca her gittiğim yerde sanki yıllar once kaybettikleri kardeşleriymişim gibi önüne gelen boynuma atladı, hiç tanımadığım insanlarla tokalaştım. bunu yurt genelinde düşünürsek bayram ertesinde haberlerde salgının çok daha buyuduğunu duymamız kesindir.
düzenli bir şekilde yemek yemeyle, uyumayla, kısacası düzenli bir yaşamla kısa sürede geçecek hastalık.
sabah akşam elde sıkılmış bir portakal, mandalina, greyfurt karışımına bal katıp için, oh mis...*
aşı falan hikaye. en iyisi hastalığı atlatmak ve önlem almamak zorunda kalmak. ben yaptım oldu.
isteyene sahibinden 3. el domuz gribi. bana da arkadaştan bulaştı ama çok sağlam. öldürmüyor valla! ilaçlarım falan da var. hepsi de yanında hediye.
hadi bakalım...
sayesinde insanın midesi kalkandır. haberlerde devamlı aşı olan insan görmek istemiyorum kardeşim ya. kola giren iğneyi neden inatla gösteriyorsunuz? biz aşı deyince anlayamıyor muyuz? o değil gribin çaresi fitil olsaydı ne olacaktı? hepsini bırak bu aşı gribin çaresi mi? yok mutasyon yok öpüşmeyin-elleşmeyin... iyi yiyor bizi birileri ya hadi bakalım.
şu sıralar her grip bundanmış. o zaman benim olduğum da domuz gribiymiş demek ki. iyi de ben iyileştim 2 günde. hiç öyle çekilmez eklem ağrıları, öldürücü baş ağrıları falan olmadı bende. azar azar oldu hepsinden. ateş çıktı tamam. boğazım şişti hala daha öksürüyorum o da tamam. e gerisi nerde? demek ki neymiş, her gördüğün gribi domuz zannetme. ya da öyle bişey. ama olmuş da olabilirim. süreci yazayım da tam olsun.
sağolsunlar annemi öyle bir etkilemişler ki bu domuz gribi şeysine, evde greyfurtlar portakallar havalarda uçuştu. enerji patlaması yaşadım resmen. tek elimin üzerinde tuvalete gidip, işeyip, tekrar tek el üzerinde geri döndüm o derece. hayatımın en hızlı iyileşme süreci oldu diyebilirim. ilk gün acaip terledim. yarım saatte 3 kez üstümü ve çarşafımı değiştirdim. ateşim en fazla 39.9 oldu. ilaç olarak sadece minoset plus aldım. bir de baş ağrısı olduğu için arada asprin falan içtim. onun dışında genelde c vitamini bol meyveler tükettim. çorba falan içtim. yataktan da çıkmadım haliyle. yattım uyudum bütün gün. hakkaten uyudum baya. günde 12-13 saat uyumuşumdur heralde. bu vitamin ve ilaç yüklemeleri sonucunda ertesi gün ateşim azalmış bir şekilde ve sadece kuru bir öksürükle sahalara tekrar dönüş yaptım. 2. gece hafiften bi ateşim çıkmadı değil hani onu da es geçmeyeyim.
şu an öksürük dışında gayet zinde ve sağlıklıyım. hatta an itibariyle dükkanımda mutlu mesut oturup bu entry i giriyorum. bayramda işe geldim düşün nasıl bi enerji.
elbet bir gün ölücez,beşiktaş
toprak olup gidicez,beşiktaş
ölmekten korkan göttür!
sensizliğin korkusu sardı dört bir yanımı,beşiktaş
allah'tan tek dileğim, şampiyonluk görmeden
almasın şu canımı,beşiktaş!
üniversite hastanelerinin enfeksiyon hastalıkları servisinde yatan çoğu hastanın ön tanısıdır. daha dün 10 odalık serviste 8 adet domuz gripli hasta gördüm ders viziti sırasında.
bayramda yayılımını arttıracak virüstür. lakin türk halkı şapur şupur bayramlaşacaktır, ve maalesef dinsiz-imansız virüs "lan bayramda yayılmayayım bari, 4 gün dinleneyim" demeyecektir, adı üstünde domuz işte, deli dana hastalığının virüsü olsa bayramda insafa gelirdi, çünkü danalar kesilirken yayılmayı uygun görmezdi, ama işte bu domuz işte, ne diyeyim ben ona...
dünyanın hiç bir memleketinde bizdeki kadar speküle edilmemiş hastalıktır. ilk görüldüğü yer de buna dahil. böyle bir medya ne görüldü ne de duyuldu!
felaket haberciliği uçmuş gitmiş!
her gün için rapor mu verilir lan ölü sayısıyla ilgili olarak. insanlara adam gibi bilgi verin aşı hakkında bırakın ölü sayısını! almanya'da da bir sürü insan öldü ama bu kadar kötü habercilik, ifşa yok! gözlerimle gördüm, bir tane havaalanında maskeli insan yok lan! herkes hayatına devam ediyor. yuh be!
bir aşı bu kadar mı kötü anlatılır insanlara, velilere. okullarda verilen imza kağıtlarında bile insanı tereddüte düşüren yan etki izahatları var. ben doktor değilim, nereden bileyim? hadi az biraz bildim diyelim orada sayılan yan etkileri için bir velinin evladını tamamen o testlerden geçirmesi lazım değil mi o zaman? isimler zaten tıp terimleri ve kimse ne olduğunu bilmiyor! o zaman devletsen adam gibi politika izlersin hem medyayı hem de diğer kuruluşları bu işin en doğru yönü ile destekler ve vatandaşını bilgilendirirsin.
ama nerde?
burası nasılsa tanzanya anasını satayım!
o zaman o yan etkiler için tüm testleri yaptır vatandaşına ücretsiz bilelim olayı belki daha çok insan aşı olur ya da çocuklarına yaptırır en azından.
ben de bastım oğlumun kağıdına "hayır" imzasını ve not düştüm: "yapılan açıklamalar ve izahatlar yetersiz ve ikna edici değildir, aşı olmuyoruz" dedim.
geçen hafta arkadaşımız sayesinde yakalanıp bütün ev halkını yataklara düşürüp üniversite de sınava kaçırmamızı sağlayan illet hastalık bütün vücudu derinden etkileyip her tarafta ağrıya sebep olmakla beraber öksürükte yanında hediyesidir.