ülkemiz için alınan 43.5 milyon doz aşıdan sadece 4 milyon dozu -korkuta korkuta- yapılabildiği için geri kalan aşı miktarı önce hükümete, sonra da vergiler yoluyla halka girecek olan hastalık.
şimdiki fantazi ürünü ise elde patlayan aşıları koruyabilmek için bir bahane; 'domuz gribi virüsü mutasyon geçirebilir, o yüzden aşıları stokluyoruz.'
bu geyiğe de kaç kişi inanacak çok merak ediyorum. eylül ayında salgın tehlikesi yok denildi. millet panik olmasın denildi. kış ayları yaklaştıkça salgın riskinin arttığı söylendi. insanları korkutmak için abidik gubidik ürünler piyasaya sürüldü. örneğin el jeli. el jeli ne ki? antibiyotik etkili olduğu söylendi. domuz gribi etkeni ise viral bir hastalık olduğu için eğitimli insanların gözünden kaçmadı. maksat fakirleştirilen halkın kenardaki parasını da söğüşlemekti.
ölü sayısı inandırıcı olsun, halkın gözüne gözüne girsin diye her akşam söylendi. ilk ölüm haberi, ikinci ölüm haberi falan..duygu sömürüsüne son derece müsait olan halkımız da buna inandı. 'insan gribi bu hastalıktan 10 kat daha tehlikeli' dedik, inandıramadık. özenti toplumumuz el jellerini hiçbir faydası olmamasına rağmen aldı. 'benim senden neyim eksik, bende de el jeli olmalı.'
bu para tuzağı hastalığa insanlar inansın diye dünya sağlık örgütü yetkililerinin ağzından uydurma cümleler kuruldu. imamlar bile işe karıştı. 'öpüşmeyin, domuz gribi bulaşabilir' süper medyamız da bunu gaz olarak alıp millete pompaladı. 'öpüşmek, tokalaşmak yasak!'
anlamadığım ve gülmekten öldüğüm bir başka nokta ise şu: 'başbakan aşı olmayacağını söyledi, ben neden olayım ki?' bu tarz düşünen ve kendi kararları başkasına bağlı olan yüzlerce beyin özürlü aşı olmamaya karar verdi. halbuki şunu düşünmek yeterli: 'başbakanın vücut direnci ile benimki aynı mı? belki ona bir yan etkisi olacak, bana olmayacak.' ama yok, bu insanlar başbakanı kendilerine önder belirlemişler, ne derse yapacaklar! babayı aldığınızı fark etmişsinizdir umarım.
ve şimdi de mutasyon çıktı. niye? aşılara kimse inanmadı. alınan milyonlarca doz elde patladı. stoklanacağı söylendi. niye stoklanıyor? buna da bir sebep bulunmalıydı. o da mutasyon. peki mutasyon ne? virusun yapısında bir değişiklik meydana gelmesi. nasıl bir değişiklik? hayvandan insana bulaşırken, insandan insana bulaşır hale gelmesi.
ee, peki bu hastalık zaten şu anda insandan insana bulaşır vaziyette değil mi? boşuna mı 'öpüşmeyin, elleşmeyin' diye çığırdınız? insandan hayvana bulaşacağını varsayalım. o zaman insan için ilk etapta tehlike yoktur.
çok üzülüyorum çok. ülkemizin bu halde olmasına, insanlarımızın birşey bilir gibi davranıp bir boktan haberlerinin olmamasına... kolları göğüste çaprazlayarak, bunların altına gerizekalı ingilizlerin hazırladıkları ingilizce eğitim kitaplarını alarak, ayağa özenti ugglardan giyerek yollarda gezmekle ya da her söylenen lafa bir karşılık vermek zorunda hissetmekle eğitimli olunmuyor.
nerede o meşhur domuz gribi salgını, nerede?! bitti mi? ocak ayının ortasındayız, kış mevsiminin ortasındayız.
başkalarının köpeği olmamak için, okumanın kölesi olalım.
bağnaz gerizekalılar dışındaki tüm insanlardan özür diliyorum.
yaşamayı seven pek çok insanın olduğunu gösterdi bana bu grip...maskeyle dolaşan insanları her gördüğümde içimden kahkahalarla güldüm.o 'sözde antibakteriyel'jeller kapış kapış gidince; narsuyu,portakalsuyu satanların önündeki kalabalığı görünce çok güldüm çok.hapşıran,öksüren insanlara açık havada bile öcü gibi bakan insanları görünce çok güldüm içimden.beni acayip eğlendirdi bu domuz gribinin gösterdiği gerçekler...canınız ne kıymetliymiş ya off
ortadan kaybolduğu sanılan, fakat virüsü an itibariyle vücudumu ele geçirmiş olan hastalıktır. zorlukla yataktan kalkıp sözlüğe girebildim ve şunları söylemek istiyorum : hafife almayın şu salgını, ben ölmesem atlatsam sizden birisi ölecek şu illet yüzünden. lan ölmesen bile çekilecek gibi değil. mevsimsel gribin aynısıymış, bok aynısı! medya abartmasışymış, bok medya abartması! iki gündür ağrıdan afedersiniz s.kilen dizlerime, öksürmekten parçalanan boğazlarıma anlatın siz o masalları. "domuz gribi çok abartıldı hacı ya, ben tırsmıyorum böyle şeylerden. aştım ben, her şeyi çözdüm" triplerinde takılanlar, ölürsem kabrime gelmeyin lan..
her gün 5 öğün verilen "şu kadar insan öldü, kırmızı alarm, hepimiz öleceğiz ulaaan!!" temalı haberler çıkmayınca gerçekten kökü kesildi zannettim bir an.
bir ay öncesine kadar tek haber kaynağı domuz gribi olan haber bültenleri bir anda domuz gribi diye bir şey yokmuş gibi davranmaya başlamışlardır. noldu lan? domuz gribi vardı bi ara hani? maskeler, aşılar? ölen insanlar? hamileler ve çocuklar riskli grupta falan?
o kadar alışmıştım ki, bir anda ortadan kaybolması beni çok üzdü.
dötümüze sokulan koca bir kazıktır efenim. onca alınan aşıların parası bizden çıkacaktır. ayrıca yeni aşı alacaklardı ve onuda dötümüze sokacaklardı ama yemedi onu yapmak.
şimdi bu arkadaşlar şöyle bir iddaada bulundular; ''domuz gribi ve kuş gribi birleşti. eski aşılar işe yaramayabilir!'' böyle diyerek yeni aşı alacaklardı ve daha çok kâr yapacaklardı. lan zaten domuz gribi demek, kuş gribi+insan gribi+domuzdaki grip demek değil miydi? hani lan aralıkta, ocakta yüzbinlerce insan ölecekti? niye bizi panik havasına soktunuz? normal gripten daha çok ölündüğünü neden söylemediniz bize?
tanım: normal gripten daha az tehlikeli olan bir grip türü.
büyük paralarla satın alınan milyonlarca doz aşının avrupa ülkelerinin elinde patlamasına neden olan, harvard üniversitesi'nin yaptığı açıklamaya göre "abartılmış" hastalık.
sanırsam şahsımı yakalamak üzere olan hastalıktır. ateş, kusma falan yoktur ama boğazlar fena halde şişmiş, sürekli öksürük peyda olmuş, öksürük ve hapşırık esnasında boğazlar sanki parçalanmakta, genizde tonla balgam birikmektedir. tam vize haftası olduğu için de doktora gitme şansı bulunmamaktadır. tıpçı uusurlardan yardım dilenilmektedir.
"bu ülkenin kendi(güvenli) aşısını üretecek teknolojisi neden yok lan" dedirtmiş hastalıktır.
"Aceleyle alınan milyonlarca ünite aşıya verilen, milyarlarca dolara, kim bilir nasıl labaratuarlar, ilaç tesisleri yapılırdı lan" da dedirtmiş hastalıktır.
" bu nasıl bir güven ki bu, yabancı bir ülkeden bu oranda aşı alıyoruz,kısa bir sürede kontrol ettiğimizi, aşının işe yaradığını iddia ediyoruz, peki kardeşim, siz bizzat bu aşının biyolojik bir silah olup olmadığını kontrol ettiniz mi, hani ciddi her devlet vatandaşlarının yüzde doksanını aşılamadan önce ne olur ne olmaz diye, inciğini,cıncığını araştırır. sonra sömürülmeye, kullanılmaya eğlimli, az gelişmiş zekalı çocuklar doğar falan, aman aman lan" diye inceden düşündürtmüş hastalıktır.
deli dana, kuş gribi hastalıkları ve bunların ülkemize verdikleri zararları göz önüne aldığımızda, bir de bunun üstüne domuz gribi
"ne oluyor lan" dedirtmiştir, hatta "yeter lan" dedirtebilir.
sabun ve temizlik ürünlerinin oldukça işine yaradığını zannediyorum bu gribin.
reklamlarda dahi "domuz gribine karşı etkili", "x kullanın, domuz gribine yakalanmayın" şeklindeki sloganlarla kullanılmaya başlanmış çoktan. onu dışında ana haber bültenleri, gazeteler, tv programları çok faydasını gördü zaten bu hastalığın. olmasaymış, ne gibi konular işlenecekmiş her gün bilmiyorum.
sağlık bakanı tarafından 50 milyon tane aşı alınan bi ülkenin zorla salgın haline getirilmiş hastalığıdır. her zamanki gibi ülkemiz dışında biri veya birileri menfaatlenmektedir.
zorla salgın haline getirilmiş diyorum çünkü sağlık bakanlığı tüm hastanelere bu yönde rapor yazmaları konusunda emir vermiş. belgeleri ile ortada olan düzmece bi salgındır.