dolmuşta giderken, diğer yolcuları tamamen ihmal ederek ve gerekli desibelin üç-dört katına çıkarak, cep telefonundan patronu, elemanı ya da iş arkadaşıyla arka arkaya iş görüşmeleri yapan, dolmuşu alternatif işyeri, ofis olarak algılayan kaba insan, yolcu.
_ehemm o dosyaları da check ettik mi tamamdır bu proje blablalba
_...
_ya araba serviste inanmazsın dolmuşla geliyorum
_..
_valla ya alıcam dönüşte arabayı çekilmez bu böyle blalala
bir de çok önemli bir iş bağlıyormuş havası verirler kendilerine.
"tamam, ahmet oraya gitsin. sekreterden anlaşmayı alsın. şöforle getirirler." cart curt talimatları verirler tutarsız. hayır, iş madem o kadar mühim, para getirisi de yüksektir o halde. ee madem paran var dolmuşta işin ne be adam?
dötnot: düz mantık yaptım, böyle bir şey çıktı işte.
- lan ben demedim mi size öldürdükten sonra yakın diye.
+ bla bla bla.
- bi de beşiktaş iskelesinden attınız ha?
+ bla bla bla.
- tamam oralardayım bende geliyorum. sakın dikkat falan çekmeyin polisler bizi bulana kadar kaçarız zaten.
-yaaav satın kodumun dairesini her şeyi bana mı soracaksınız?
-....
-tamam o fiyat uygun! alooo! duymuyon mu o fiyata olur okey!
-....
-iyi iyi! zaten birazdan uğrayacam ofise!
-....
-bana baaak. ben gelmeden hasan bey i de arayın randevu alın!
-....
-görüşürüz!
diğer yolcular kızgın bakışlarla keserler adamı ama tınlamaz bile mal.
kendinden emin bir insan edasıyla konuşmaya başlamış sonrasınde kendini ispat etme edasında konuşması sürdürmüş en sonunda da dolmuştaki herkesin antipasini kazanarak uyuz insan olarak dolmuşu terk edendir.
"yazık la kimin çocuğuysa" insanıdır. Dolmuşta giderken yanından geçen kaliteli araba sahibi kulağında kulaklığı hararetli hareretli görüşme yapan insanlara özenip kendince karizma oluşturmaya çalışan insandır.