Patronlara yatırım yapması için hibe ve teşvik vermek... Garibanın süt ve yoğurt satmasını engelleyerek marka sahibi patronların büyümelerini hızlandırmak. Yaylakları ağalara ve patronlara kiralamak. Böylece kırsal kesim şehre göç edecek ve patronlara ucuz iş gücü olacak. Patronlar da iflas ayağına üretimden kaçmayacak ve parasını dövize bağlamayıp üretecek.
Peki patron ürettiğini kime satacak? Onu daha düşünmedik!
Fakir fukaradan; yetimden vergi al, üretim yapması için zengine, patrona hibe ver...
" Ağlayanın malı gülene hayretmez"
Madem zaruretten bunu yaptın, o zaman üretilen malın kârına milleti de ortak et. Üretimin maliyetini, zararını millete fatura edeceksin ama kârını patrona devredeceksin.
Çin yuan ın değerini düşük tutmaya çalışıyor. Japonya yıllarca yen in değerini düşük tutmaya çalıştı. Demek ki üretim yapan ülke için doların değeri mümkün mertebe yüksek olmalı ki, dolarI olan Çin japon malı ucuz diye tercih edebilsin.
Sen ekmeği ülkende 10 kuruşa satabil, kimse rahatsız olmaz dolardan yurodan ama o ekmek için buğday ithal ediyorsan geçmiş olsun.
Satacak neyin var para eden? 1 askerin, 1 de toprakların.
Herbokoloğun değil, gerçek ekonomistlerin uyarılarını dikkate alarak yol çizmek. Yoksa bu yolun sonu fosseptik çukuruna çıkıyor. Birileri hapsi boylasa bile biz sefaletten kurtulamayız.