arapça söylemek, demek anlamına gelen kavlun masdarının geçmiş zamanla çekimlenmiş hali kâle dir. yani kâle sözcüğünün türkçedeki anlamı; dedi, söyledi... gördüğünüz gibi sözcüğün aslında önemsememek anlamına gelebilecek bir çağrışımı dahi yok fakat dilimizde böyle bir anlam oluşmuş ve deyimleşmiş, asıl anlamıyla ilgisiz bir durumu ifade etmek için kullanılıyor. yani sayın çok bilmiş ikinci nesil yazar da aslında doğrusunu kullanmıyor. illa bu deyimi mi kullanıcaksın açtığın başlıkta? o zaman o şapkayı koy sayın çok bilmiş yazar...
şimdi diyceksin ki; e tdk kale almak diyor... tdk şapkayı kaldırmadan evvel kâle almak diye kullanıyordu, şimdi kaldırdılar bok yediler. şükrü haluk akalın da hamza zülfikar da recep toparlı da değerli dilbilimcilerdir ama tdk'da oldukları için onların icraatları da eskilerinki gibi abuklaşmıştır.
netice-i kelam; bizi kâle alıp almamanla ilgili değilim zira birbirimiz için önemli birer figür değiliz sayın yazar ama tdkyı referans gösterip burda millete dilbilimci ayakları yapma istersen.
sana tdk'dan böyle saçmalık mı olur yaa diyeceğin bir yığın kuralı bir çırpıda gösterebilirim zira...
o değil yarım sayfa boyunca "kale almak" kullanımını kendince yanlış kabul edip doğrusunun "kaale almak" olduğunu iddia edenlerin ayarlarıyla dolmuş başlık. bu ne öz güvendir kardeşim. insan bir tdk ye bakar değil mi?
neyse. bugün de "kale almak" fiilinin doğru yazımını öğrenmiş oldunuz. bu da bir şeydir. sözlüğün faydalı olduğu nadir anlardan birini yaşadık. gözlerim doldu gerçekten.