doktoru halktan uzak, halkın düşmanı olarak gösterme politikasının sonuçları bir bir çıkmaktadır. hastayı koruyan yasalar vardır, doktor hata yaptığında bir sürü dava açılabilmektedir. tabii ki herkes işini iyi yapmalıdır, ancak doktoru ve sağlık çalışanını koruyan bir yasa yoktur. aksine onlar halkın düşmanı, açgözlü insanlar topluluğu olarak gösterilmeye çalışılmaktadır.
bir de işin diğer bir acı yönü var: her yeri kaplayan cahiller. bir insan öldü, üstelik ilk de değil. ne olursa olsun bir insan öldü.. bunun üzerine doktorlar böyledir, hakettiler gibilerinden seviyesizce, cahilce, ahmakça eleştiriler bile duymaktayız. artık biraz vicdan sahibi, akıl sahibi olun ey insanlar!.. daha doğmamış bir çocuk babasız kaldı, buna biraz da siz tepki gösterin!..
doktorlara yönelik şiddet için bakanlık gaziantep'te çalışan doktor ersin arslan'ın öldürülmesi üzerine alo 113 hattını kurmuştu. hattın amacı doktorlara yönelik her türlü sözlü ya da fiili saldırıda hekime maddi, manevi, adli her türlü imkanı sağlamak, şiddeti azaltmak ve şiddeti kayıt altına almaktı. şiddeti bildirmekte zorunluydu. hatta sayın bakanımız buna kefil olmuş, ' hekime herhangi biri saldırıda bulunursa bu ülkenin sağlık bakanı'nı, beni bizzat karşısında bulacaktır ' demişti. işin hikayesiydi bu öle olmadı. cerrahpaşa'da bir asistan abimiz görevi sırasında hastası tarafından bıçaklandı ve hukuki yardım alma adına bu alo 113 hattına başvurdu. ancak telefondaki görevli sadece devlet hastanelerindeki sağlıkçılara hizmet verdiklerini, üniversite hastanelerine karışmadıklarını söyledi. buradan yardım alamayan, şiddete uğrayan abimize ise türk tabipler birliği ve türkiye psikiyatri derneği ellerini uzattı.
bakanlık üniversite hastenelerinin her haltına burnunu sokmayı biliyor fakat ciddi bir şiddette üniversitesindeki hekimine sahip çıkamıyor, çıkmıyor, çıkmayacakta.
hasta olan kişiyi ileştiremedi diye dövülen iyileştiremezsen seni öldürürüz gibi tehtidlere mahruz kalan cok doktor vardır. bu da insanların cahilinden kaynaklanan sorundur.
olayın ardındaki cehaleti hatta salaklığı gördüğünüzde daha bir sinirbozucu, tiksindirici eylemdir.
Bir hekimden, ölmüş dedesinin maaşını alabilmek için ölümü bildirmemesini istemek...
ameliyata alınması gerekebileceği için bir şey yeyip, içmemesi söylenen hastası için "ne hakla aç bırakırsın lan" diye doktora saldırmak.
acil servisten girer girmez doktoru "hastamızı iyileştiremezsen hesabını sorarız" diye tehdit edip elini ayağına dolaştırmak.
hekime yönelik şiddet böyle sürerse sonuçları çok vahim olacaktır. hekimler korkudan en ufak riski olan hastanın sorumluluğunu almak istemeyecekler. "daha donanımlı bir hastaneye gitmelisiniz", "bu ameliyat hastanız için çok riskli, yapamayız", "hastanızın hemen sevki gerekiyor", "bu ameliyat bizim hastanemizde yapılamaz", "hastanıza bt, mr, pet, cpet ve sktret gerekiyor".
tıbbın halen çare bulamadığı ve hekimlerin elinden bir şey gelmediği durumlar vardır, insanlar durup dururken ölebilirler. ölüm diye bir şey varolduğu için tanrıdan hesap sorabiliyor muyuz?
Ha, hekimin, sağlık kurumunun hatalı olduğunu düşünüyorsanız dava açar, hak ya da tazminat talep eder, doktorun cezasını bulmasına uğraşırsınız. dövünce, yaralayınca ne oluyor?
gerçi buraya boşuna yazıyorum, bu çirkin eylemleri gerçekleştiren tipler televizyonunu onaramayan tamirciye bile saldıracak yapıdalar.
bunca üzüntülü olduğumuz günlerde sağlık bakanının desteğiyle güç bulmuştuk. bir şeyler değişecek derken başbakan hayallerimizi yıktı, darpçı van bdp milletvekilini sözde eleştirirken bize de giydirdi.
doktor hastaya bakacak, sadece bakacak, muayene falan etmeyecek, sorular sormayacak. bakacak, teşhisi koyacak, 2 iğne yapacak, hasta sapasağlam evine dönecek.
Hastaya, yakınlarına durumla ilgili soru sormak, tetkik yaptırmak bile mesele olmaya başladı amk.
bu millet hastayı sihirli çubuklarla, bakışlarla, sözlerle falan iyileştiren tanrı-doktorları nerede, ne zaman gördü merak ediyorum. insanlar tıbbı ne zannediyorlar? kimse ölmesin, herkes iyileşsin, hem de doktor bunu bakışlarıyla yapsın falan.