birisi minimum 6 sene okur kendisine saldıran hasta yakınlarına karşılık bile vermez, öteki de maksimum 4 çoğunlukla 2 sene okur kendisine karanfil atana gaz, bayrak sallayana kurşun sıkar.
genel konuşacağım, yani kimse tutup da "kötü doktor da var yiea" demesin. kötü doktor vardır evet, ama oranı kötü vergi memuru oranını geçmez. cahil doktor da vardır, onun oranı da cahil inşaat mühendisi oranını geçmez. hem kötü hem cahil doktor oranı ise hem kötü hem de cahil milletvekili oranının yakınına bile yaklaşamaz.
elma ile armut kıyasıdır.
birisi öncelikle zarar verme düsturuyla yaşar. yapacağı her hareket ilgilendiği şahsın faydasına yöneliktir. diğerinin ise belinde silahı, copu, biber gazı vardır. ideolojiden arınmış, mükemmel yönetilen polis teşkilatlarında bile düsturları "mümkünse zarar verme"dir. hükümetin uydusu olan teşkilatlarda ise "bizim ideolojimizdeyse zarar verme, gerisinin koy götüne" şeklinde bir düsturları vardır.
birisi din, ırk, ideoloji, cinsiyet ayrımı yapmadan yardım etmek için yemin etmiştir. hakarete uğrasa, sinirlendirilse dahi objektif olmaya çalışmalıdır. her insan gibi hata yapabilir, ancak bu hata kasıtlı değildir, en fazla dikkatsizlik veya ihmal ile suçlanabilir. diğeri ise dürtüleriyle hareket edebilir, din, ırk, ideoloji ve cinsiyet ayrımı yapabilir. sinirlenip zarar verebilir, hatta sinirlenmeden zarar verebilecek kadar psikopat bile olabilir. dünyada bunun pek çok örneği mevcuttur. belki sinirlendiği için hastasına kasten zarar veren doktorlara da rastlanmıştır, ama bunlar bir elin parmaklarını bile geçmez.
birisi salt beyin isteyen bir meslektir. fakülteyi kazanmak olsun, öğrenci hayatında olsun, mesleğini icra ederken olsun. sürekli düşünmek, analiz yapmak zorundadır. çoğu ülkede en seçkin mesleklerden biridir, akranlarının arasından sıyrılabilmiş azınlıktadır bu kişiler. düşünebilen, araştıran, analiz yapan çoğu insan gibi entelektüel seviyeleri yüksektir, sorgulayıcıdırlar. diğer meslek grubu ise çoğunlukla fiziksel özelliklerini kullanır. okulunu kazanırken olsun, mesleğini icra ederken olsun. görevleri sırasında çoğunlukla insiyatif almadıkları, emirlere uydukları için sorgulayıcı, analitik düşünen bir kafa yapıları genelde yoktur. daha kitabı nasıl tutması gerektiğini bilmeyen polisler de rastlanılmamış şey değildir.
iyi yönetilmeyen ülkelerde polis teşkilatına katılmak için hükümetin ideolojisine sahip olmak yeterlidir. mülakat sınavları olsun, yazılı sınavlar olsun torpil ile rahatlıkla geçilebilir. ancak hekimler tarafsız sınavları başararak alın teriyle ulaşırlar geldikleri noktaya.
cahil toplumlarda eğitimli kişilerden nefret edilirken, beli silahlılardan korkulduğu için böylesi toplumlarda doktorlar ikinci plana atılmıştır. devlet yöneticisinin "ben doktora iğne bile yaptırmam" dediği de görülmüştür, 5 göstericiyi öldüren, onlarcasını kör eden, sakat bırakan polisler için "kahraman polisimiz destan yazmıştır" dediği de.
gibi onlarca, yüzlerce fark sayılabilir. saçma bir kıyastır zira.