doktor: üzülerek söylüyorum hastayı kaybettik.
hasta yakınları: hayır olamaz. *
hemşire: doktor bey doktor bey hastayı bulduk üst kattaki tuvaletteymiş.
hasta yakınları: !
d: hanımefendi orası erkekler tuvaleti, bayanlar tuvaleti üst katta.
h: biliyorum doktor bey eşimin idrarını dökecektim de o yüzden buraya giriyorum
d: -
h: nefesim daralıyor, devamlı öksürüyorum bir de arada balgam çıkarıyorum.
d: sigara içiyor musun?
h: evet.
d: kaç yıldır?
h: 53
d: bırakmanız lazım, yoksa düzelmez bunlar hep sigaraya bağlı.
h: kalk hanım bunu da adam sandık geldik hiç bir şey bilmiyor, sigara içmezsem ölürüm ben.
reçete edilen her ilacı alerjim var, midemi bulandırıyor, tadı acı, o kapsül büyük yutamıyorum diyerek her defasında kabul etmeyen acil servisin gediklisi teyzeye doktor tarafından verilen cevap şöyledir;
doktor- kaç gündür kabız çocuğunuz?
çocuğun babası- 20-25 gün oluyor işte doktor bey..
(doktor şok olur..)
doktor- peki getirmek için niye bugünü seçtiniz acaba? bugün taş mı sıçtı?!!
doktor:patolojik bir bulguya rastlamadım ama ilaç yazıyorum.
ben:madem rastlamadın neden ilaç yazıyorsun ?
d:garip birisin o yüzden.
b:sende garip birisin.
doktor hasta diyalogları. yaşanmış gerçek bir olaydır. ve bu diyalog yaşanmıştır. adamamın biri yaşlı annesi hastalanmış. oğlu anne seni doktora götüreyim bir muayene etsin demiş.
götürmüş doktora. ve annesini doktorun yanına çıkarmış. doktor odasına giren yaşlı kadın doktorun soyun teyze seni muayene edelim demiş. bu lafa çok kızmış yaşlı kadın.
oğluna ben bir daha bu doktorun yanına gitmem bana soyun dedi demiş. oğlu annecim soyunmadan doktor seni nasıl muayene etsin dedikten sonra. yaşlı kadın tekrar rahatsızlanmış.
ve oğlu anne seni tekrar, aynı doktora götürmek zorundayım senin hastalığından yalnız o doktor anlar ne söylerse yap. sakın doktoru azarlama demiş.
varmışlar doktorun yanına aradan bir müddet geçtikten sonra. doktor kadına soyun muayene edelim demiş. yaşlı kadın doktora dönerek şöyle cevap vermiş. çok utanıyom önce sen soyun!
d: buyrun ne sikayetiniz var.
k: uzagi goremedigimi farkettim
d: oturun.
bir aletten goze bakilir.
d: gozlerinizin gozluge ihtiyaci yok hanimefendi.
k: ama nasil olur dereceli gozluklerle daha iyi goruyorum.
d: peki duvarda ki harfleri okuyabilirmisiniz bana.
kimesne bir cogunu yanlis soyler ve bir kismini hic goremez.
gozune mercek tutup
d: mercekli mi net gordunuz, merceksiz mi?
k: mercekli daha rahat goruyorum
d: gozunuzun gozluge ihtiyaci yok. kalkabilirsniz.
k:(malak)
+ buyrun neyiniz var?
- sinüzit oldum.
+nerden biliyorsun?
-başım ağrıyor.
+her baş ağrısı sinüzit midir?
-akıntı olduğunu hissediyorum.
+her akıntı sinüzit midir?
- yaa inanmıyorsan çektir bi waters grafisi?
+ doktor musun?
- error(sinirden)?
muayene devamı, reçeteye baktım ve;
- otrivine sprey yazmamıssınız, ilave edebilir misiniz? haa bir de ben klaunat antibiyotiğini sevmiyorum, infex fln yazarmısınız?
+keşke ilaçları yazarken sana sorsaydım!
doktorlara not: karşınızdaki herkesi cahil sanmayın, birşey diyosak ki bilerek söylüyoruz, adam gibi dediğimizi yapın. yoksa böyle ayarı verirler adama.
Mesleğe başladığımın ikinci nöbeti, gece iki sıraları, bir anne, bir baba, üç yaşında bir velet, ellerinde birisi yarım diğeri bütün iki adet yaprakla acil servise geldiler.
ben: buyrun ne şikayetiniz var?
baba: hocam bizim yaramaz bu yapraklardan yemiş, biz de birini aldık geldik.
ben: hmm, peki gerçek bitki mi, plastik falan değil di mi?
baba: yok hocam saksı bitkisi işte.
ben yaprağı aldım evirip çeviriyorum elimde, bir an çocuğa baktım cin gibi bi de adama baktım, yüzü bi garip,
baba: hocam zaten sorun çocukta değil bende.
ben: nasıl yani?
baba: çocuk yedikten sonra acaba ona bir şey olur mu diye bi tane de ben yedim, çocuğun bişeyi yok ama benim karnım ağrıyo!
o anda anne ile göz göze geldim,
anne: ben dedim bu gerizekalıya hocam ama dinlemedi, yedi yaprağı!
baba: ayten ayıp oluyo ama!
anne: ne ayıbı, ettin gecemin içine!
ben gülmemek için kendimi zor tutarken bir yandan da babaya serum yapılması için müdahaleye yönlendirdim. yarım saat sonra da mutlu mesut gittiler evlerine.
böbrek kanalımda bulunan telin çekilmesi işlemi sırasında oluşan diyalogtur, biraz ürolojik ama bilen bilir ;
işlem öncesi :
ben : hocam biraz idarım var sorun olurmu? *
doktor : yok yok, ben boşaltacam zaten onu.
işlem sırasında ;
doktor : hani biraz diyodun, bayağı varmış *
ben : nezaketen hocam(o sırada hayatımda ki en şiddetli acıları yaşıyorum (fiziken)) *
doktor : üçkağatçı seni *
- perşembe 9.30 da burada ol salı 12 den sonra bir şey yeme
+ salı mıııı?
- evet salı gece 12 den sonra bir şey yemiyorsun. perşembe görüşüyoruz
+ ......
- aahahah inandı valla
+ (iç ses gülmem gerekiyordu sanırım) hehe
zaten canım burnumda doktorun canı sıkılmış beni yiyo.
-doktor bey hap yutamıyorum, şurup içemiyorum. iğneden korkuyorum.
-iyi o zaman fitil yazıyorum.
-oo doktor bey onu hiç kullanamam.
-tamam. size en iyisi muska yazayım.
gece yarısı üç şahıs darp nedeniyle polisce getirilir. doktor uykulu gözlerle ilkine sorar.
-şikayetin ne?
-valla ben kimseden şikayetçi değilim. gece içiyorduk. bu şunun kız kardeşine çıkma teklif etmiş. birbirlerine girdiler. ayıralım derken dayağı ben yedim ama kimseden şikayetçi değilim amirim. pardon doktor bey.
-lan bi si... beyfendi onu sormuyorum vücudunuzda biryerde bir hasar oldu mu?