içler acısı bir durum. hele ki en yakınlarınız tarafından unutuluyorsanız, hayat gerçekten çok zor. ve son dakikaya kadar "belki hatırlarlar" umudu taşır insan içinde. Ha bazen sürpriz doğum günü partisi yapmak için unutmuş taklidi de yapabilirler. biraz da bu gün içinde insanı avutur. Bazı insanlar bu duruma pek takmaz hatta kendi doğum gününü unutan insanlar bile tanıyorum. işte o insan candır. Hem candır hem de ilginçtir, insan kendi doğum gününü nasıl unutursa artık. garip bir psikolojiye bürünür insan doğum gününde gereksiz hassaslaşır ve çok fazla ilgi bekler farkettirmeden. Özellikle böyle durumlarda unutulan doğum günleri derin iz bırakabilir. Ve kadınların doğum günleri asla unutulmamalıdır.
geçen sene başıma gelen tam bir "kimse beni sevmiyoo" vakasıdır. doğum günümün son dakikasına kadar bir sürpriz bekledim ama yok. her şey rutin, herkes umursamaz. sonra gittim uyudum. bunların jeton ben uyuduktan sonra düştü herhalde. gecenin bir saati hatırlamışlar; pasta almışlar, bir şirinlikler, bir jestler...yatağıma pasta getirip beni uykumdan uyandırıp doğum günü şarkıları söyleyerek durumu kurtarma çabaları içine falan girmişler ama yemezler sözlük. desem de inanma. gayet afiyetle yemiştim yani pastayı. eşekler. affettim sonradan.
bu devirde pek zor gerçekleşendir. ayrıca bu başlığın açılma sebebi, bulunduğumuz döneme bakılırsa, doğum günü hatırlanmayan bir yengeç burcu yazar olabilir. * alınganız ne yapalım. *
sabah yedide kalkıp anne babadan kargo aracılığıyla gelecek hediyeleri beklemeye başladım. güzelce giyindim süslendim. ama aldığım sonuç ne? koca bir sıfır.
sözlük bu konuda zaten suçlu. bir kez kutladığına denk gelmedim, alıştım artık vicdansızlığına.
hayır ama her dakika arayan arkadaşlardan biri de arar, sürpriz yapıyorlardır belki diye bekliyorum ama yok. cidden hatırlanmamış.
günlerdir ''eh hiç kutlamadım ben arkadaşlarımla ya, 26 temmuz ya hani okullar falan kapanırdı'' mesajı veriyorum.
bununla beraber pilav tenceresine ne kadar ihtiyacım olduğundan bahsetmeyi de ihmal etmiyorum, düdüklü de olur.
insanın ne kadar yalnız ve kırgın hissettiğini anlatamam. aslında anlatırım. saat gece 12 olsun, baktım hala pastalar mumlar falan yok ben bunu çok da güzel anlatırım onlara. ulan kırk yılın başı bir kutlayalım dedik be. yazıklar olsun. bende bütün dileklerimi kendime dilemezsem... yazıyorum şuraya.
o değil de unutma cezası olarak babamla görüşmeler yapmayı, teklifler sunmayı planlıyorum. neyse ki yaşadığım büyük üzüntü kafamın çalışmasına engel değil...
uludağ sözlük hatırladı allah razı olsun 694,333,501 saniyedir
11,572,225 dakikadır
192,870 saattir
8,036 gündür
1,148 haftadır
268 aydır
22 yıldır yaşıyorsunuz. diye bir mail geldi.
uzun süredir netim yoktu bunu görünce insafa geldim ve tekrar aktım sözlüğe.
benim gibi doğum günlerine önem vermeyen biriyseniz çok da fifi deyip geçeceğiniz olay.
doğum günüymüş, insan doğum gününü niye kutlar hiiç anlamam, bir sene daha yaşlanıyorsun bunda kutlanacak ne var, otur ağla üzül. bir tek 18 kutlanmaya değer bence ne de olsa artık yarı özgür birey oluyorsun.
kimisine göre çok da önemli olmayan bir şeydir. Ama bence insana değerli olduğunu hissettiren bir gündür. bu günde yapılanların açıklaması şudur: seni seviyoruz, değerli görüyoruz ve bugün sen doğmuşsun. tüm bunlar senin için, seni hatırlıyoruz sana önem veriyoruz, mutlu ol istiyoruz. e eşek olsa duygulanır mutlu olur be... doğum günleri özeldir.
20 yıldır ailen dışında kimse hatırlamadığı için artık normal bir durumdur. sizin için önemli olan birisi hatırlamıyorsa daha çok koyar. çok önemli bir şey değildir tabii ki ama insan az da olsa bekler herhalde. küçük tesellilerdendir belki de hayata dair. hatırlanmış olmaya dair.