diyarbakır

entry904 galeri317 ses1
    53.
  1. sonsuza kadar türk yurdu olarak kalacak şehir. ilmek ilmek, sokak sokak, şehit şehit, türk dokusu işlenmiş şehir.
    2 ...
  2. 52.
  3. --spoiler--
    "ben diyarbakir da şunu gördüm: Oradaki bütün insanlar çok şey öğrenmişler. Olağanüstü bir iç disiplin ve siyasi bilinci hergün biraz daha geliştirerek ağırbaşlılıkla bekliyorlar.

    Herkesin beklediğini...

    Biraz ilgi, biraz sevgi, biraz adalet...

    Ben bunları niye yazdım?

    içimden öyle geldi.

    işte hepsi bu... "
    --spoiler--

    sezen aksu
    0 ...
  4. 51.
  5. kent farklı tarihlerde farklı adlarla anılmıştır. ilk olarak Asur hükümdarı (M.Ö. 1316-1281) Adad-Nirari'ye ait bir kılıç kabzasında " AMiDi" veya "AMEDi" olarak geçmekte; M.Ö. 800-705 yılları arasında Asur valilerinin isimlerinin yazılı olduğu belgelerde de aynı ada rastlanmaktadır. Roma ve Bizans'a ait yazılı kaynaklarda ise kentin "Amid, O'mid, Emit, Amide" şeklinde adlandırıldığı görülmektedir. Taşlarının siyah olmasından dolayı " Kara Amid ";bu adın Arapça tercümesi olan "Amid i Sevda" olarak da anılmıştır. Arap egemenliği sırasında bölgeye yerleşen kabilelerin adlarına göre de " Diyar-ı bekr" daha sonraları "Diyarbekir";Osmanlılar döneminde bazen "Amid" bazen de "Diyarbekir" olarak kayıtlara geçmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında Türk Dil Kurumu'nda oluşturulan araştırma komisyonu 1938 yılında "Diyarbakır" adını benimsemiş ve bu yıldan itibaren kentin ve ilin resmi adı "Diyarbakır" olmuştur.

    Diyarbakır şehri yedi bin beş yüz yıllık bir geçmişe sahip. Tarihin her döneminde büyük uygarlıkların, kültür ve ekonominin merkezi olmuş. Buraya birbirini izleyen tam 26 değişik uygarlık hükmetmiş. Milattan önce 3 bin yıllarından itibaren Hurrilerden başlayarak, Osmanlılara kadar uzanan yoğun bir tarihi geçmişi var.

    M.Ö. 2000 Hurri-Mitanni krallığı

    M.Ö. 1400 sonlarına Hurri-Mitanni Krallıkları'nın Asur saldırıları sonucunda yıkılması

    M.Ö. 1200 - 600 Asur ve Urartu egemenliği

    M.Ö. 500 - 331 Pers egemenliği

    M.Ö. 323 - 140 Selökid Krallığı'nın kurulması

    M.Ö. 140 - 84 Partlar

    M.Ö. 85 - 69 Büyük Tigran Dönemi

    M.Ö. 69 da başlayan Roma dönemi

    Hıristiyanlığın Diyarbakır ve çevresine yayılışı Roma dönemine rastlamaktadır. Hıristiyanlık iSA nın öğrencilerinden biri olan Adey adlı bildirici (mübeşşir/Müjdeleyen) vasıtasıyla Miladi birinci asır ortalarında yöreye yayılmıştır. M.S 313 yılında Milano Fermanıyla Roma imparatorluğunun resmi dini haline gelen Hıristiyanlığın devletten de destek görerek, imparatorluk sınırları içine rahatça yayıla bilmesinden dolayı kilise, ruhban okulları, kütüphane gibi yapılar kentsel doku içinde görülmeye başlamıştır. Marcellinus'a göre kentin M.S. 359 yılındaki nufusu 20.000 kadardı

    islamiyet öncesi Diyarbakır ve çevresinde başlıca üç din yaygın şekilde bulunmaktaydı. Bunlar; ŞEMSiLER, HIRiSTiYANLAR VE MUSEViLERDiR. Mezhep yapısı ise Asuriler (Nesturiler) Ermeni Ortodokslar (Arakelagan / Apostolik, "Gregoryen") Melkit Katolikler (Melikiler) Rum Ortodokslar Süryani Ortodokslar (Süryani Kadim) lardan oluşmaktaydı.

    Hıristiyanlık ve etnik yapısı kentin mekansal dokusuna yansımıştır. M.Ö. 69 yılından itibaren kentte egemenlik kuran Romalılar bu tarihten başlıyarak çeşitli tarihlerde kentte garnizonlar oluşturdular Roma tarihçisi Antakyalı Ammianus Marcellinus kentin surları yapılmadan önce küçük bir kale oluğunu yazar Romalılar lV.yy, oratalarından itibaren kenti Roma Mezopotamyasının baş şehri haline getirdiler II.Constantinus 330 yılında mevcut kaleyi onartmış ve yarım daire şeklinde doğu durlarını yaptırmıştır

    Surların koyu rengi, şehrin çok zamandır taşıdığı hüzün elbisesi olarak çarpıcı olaylara tanıklık etmiştir. Surlar o derece sağlam yapılar ki,yıllar yılı süregelen akınlara rağmen hala ayaktadırlar. 11. yüzyılda şehri gezen Nasır-ı Hüsrev Sefernamesinde kalenin eşsizliğini şu cümlelerle dillendiriyor: ... Ben dünyanın dört bucağında, Arap, Acem, Hint ve Türk memleketlerinden birçok şehirler ve kaleler gördüm. Fakat yeryüzünde hiçbir ülkede Amid şehrinin kalesine benzer bir kale ne gördüm, ne de birbaşka yerde bunun gibi bir kale gördüm diyeni duydum. işte bu eşsiz kalenin surları, Diyarbakır surları, zamanın acımasızlığına, insan elinin tahribine rağmen, hatta ve hatta şehre hava akımını engellediği, aşırı ısınmaya sebep olduğu gerekçesiyle bir bölümünün dinamitlenerek yıktırılmasına rağmen, hâlâ bütün görkemiyle ayakta kalmak için direniyor.

    Talihsilikler ve hezimetler Karaamid tarihinin ana çizgileridir.

    Kentte nereye bakarsanız bakın, taşın inanılmaz bir biçimde belirleyici olduğu görülecektir. Diyarbakır da olmak demek Taşlar ve Düşler arasında olmak demektir...

    Hem bereketli Kuzey Mezopotamya bölgesinde yer alması, hemde çok işlek ve ticaret yolları üzerinde bulunması, çağlar boyunca Diyarbakır’ın önemini artırır. Diyarbakır, Güney Mezopotamya, Suriye, anadolu, içleri ve iran yönünde oluşan canlı ticaret yollarının kavşak noktasında yer alır. Aynı anda önemli bir askeri savunma ve denetleme merkezi olur. Ticaret için konaklama ve stoklama gibi önemli işlevlerde üstlenir.

    Mezopotamya, üretim ve ticaret birikimleri nedeniyle eski dünyanın merkezidir. Ancak bu topraklar aynı anda, Avrasya kavimlerinin de üzerinde sürekli hareket halinde oldukları bir coğrafyadır. Bu nedenle egemenlikler sıkça el değiştirir, irili ufaklı krallıklar ve devletler ortaya çıkar. Bir bakıma üretim ve ticaret kadar, savaşlarda bu coğrafyanın gündelik hayatının ayrılmaz bir parçasını oluştur. Pek çok Mezopotamya kentinin tarihi gibi Diyarbakırın kent tarihi de bu genel akışla örtüşür. Bu anlamda Diyarbakır pek çok kültüre ve kavime, gönüllü yada gönülsüz kapılarını açmış, ekmeğini ve suyunu onlarla paylaşmıştır.

    Roma ve Bizans dönemlerinde bütün Yakın Doğu coğrafyası iki büyük değişimle sarsılır. Önce Hıristiyan dini, ardından da islam dini bölgenin bütün dengelerini değiştirir. Savaşlar, kuşatmalar ve Fetihler ekonomik olarak dinsel bir karekterde taşımaya başlar. Diyarbakır surları o günlere de tanıklık eder, yeni fatihleri ile uzlaşmaya ya da onları direnmeye çalışır. Diyarbakır surları bu anlamda tarihin taşlarla yazıldığı bir kent i simgeler. Diyarbakırla buluşan her toplumun, Diyarbakırda yaşayan her inancın bu surlarda izlerini görmek mümkün. Bu tarihi resmi geçit, Diyarbakırı bir zaman çizelgesine çeviriyor. Yaparak yada yıkarak bu kente egemen olan her toplum, bugün kendine ait kültürel izlerle alınıyor. Bu resmi geçidin içinde; Araplar, Emeviler, Abbasiler, Şeyhoğulları, Büveyhoğulları, Mervaniler, Nisanoğulları, Büyük Selçuklular, Artuklular, Eyyübiler, ilhanlılar, Akkoyunlular, Safaviler ve Osmanlılar yer alır. Bu nedenle de denirki; Dünyada hiçbir kent, Diyarbakır gibi ilk bakışta bütün çağların göründüğü bir resim sunamaz Diyarbakır, tarihini taşlarla örmüş bir kenttir. Taşın ölümsüzlüğüne sığınan, uzun ve görkemli bir tarihin kentidir. Üstelik her şey ortada. Belki de dünyanın en büyük açık hava tarih müzesi karşımızda duran. Üstelik bu tarih, bir uygarlığın bitip diğerinin başladığı değil, birinin içinde diğerinin yaşadığı, karma ve ortaklaşa bir tarihtir. Farklı düzeylerde de olsa, her toplumun, her kültürün bir öncekiyle yarışarak yarattığı bir müze kent Diyarbakır. Diyarbakırla birlikte tarih sahnesine çıkmış batıdaki Efes, Fasilis, Truva ile güneydeki Ninova ve Babil şehirleri bugün yaşamayan şehirler... Diyarbakır ise içindeki insanları ve eski kadim yapılarıyla yaşayan bir şehir. Diyarbakırı gerçek kılan sırda burada. Diyarbakırın taşlarında... Taşlarla yaratılmış bir kentin, insanı birbiri sıra tetikleyen düşler dünyasında. Diyarbakırın yaşamı ve tarihi var eden sürekliliğinde... Elbirliğiyle bir yıkım, yağma talan seferberliğine rağmen direnen bir tarihi kent. Bu kentte artık tarih yeniden yazılacak, Yeniden kendinden bahsettirecek Uygarlık sahnesinde hak ettiği yeri bulacak bu kent. Çünkü bu kentin artık yağmaya dur diyen sahipleri var. Karpuzuyla değil, binlerce yıllık düşlerin emeğin ilmik ilmik işlendiği uygarlık yapılarıyla, gizemli taşları anıtları abideleriyle haykıracak Dünyaya.
    3 ...
  6. 50.
  7. diyarbakır; harcı acı ve hüzünle karılmış ama umudu her zaman diri tutmuş ebedi kent,
    diyarbakır; bedeninde derin yaralar açılmış yaralı kent,
    diyarbakır; ahir zamanlardan bu yana zamanın ve insanın sayılamayacak kadar çok musibet ve felaketine karşı durabilmiş dayanabilmiş bir kent,
    bir erdemli yürek.
    diyarbakır; acısı, hüznü ve umudu henüz yeterince seslendirilmemiş kent...
    3 ...
  8. 49.
  9. 'nasıl anlatmalı herkesin masalını'

    burada bütün emeklerin ve bütün aşkların kavgası
    bütün emekler ve bütün aşklar merhaba

    kabaran esmer acı,ah!
    kara kefenler biçilirken alnına

    /memleketim diyarbekir
    vatanım dünya... /

    diye güzel bir yılmaz odabaşı şiiridir amed.
    7 ...
  10. 48.
  11. 47.
  12. Bekir in diyarı.

    evveliyatında Bekir adlı bir tarihi şahsiyetin buraları yurt edinmesindendir ismi.

    Osmanlı zamanında Diyarbekir, şu an diyarbakir olarak bildiğimiz yeri de kapsayan bir eyaletti. Türkiye cumhuriyeti Vilayet sistemine geçildiğinde Amed yahut amid ili diyarbekir olarak değiştirilmiştir.

    Amid, amed de kullanılır.
    1 ...
  13. 46.
  14. süryanilerin de yaşadığı yer olduğu unutulmaması gereken kent.
    bedri ayseli, coşkun sabah onlardan biridir.
    0 ...
  15. 45.
  16. pek çok ermeni vatandaşımızın doğum yeridir...
    0 ...
  17. 45.
  18. küfür lügatına kabrağ, keveşe kavramlarını bağışlayan ilimizdir.
    Mehmet kadri göral şiirleriyle dinlenesi ve okunasıdır.
    2 ...
  19. 44.
  20. türkiye cumhuriyeti devletinde olduklarını unutanların çoğunlukta olduğu bir şehirdir. *
    pkk ya çevre düzenlemesi yapılmış, ışıklandırılmış şehitlik inşa ettiren evrenin en karaktersiz belediye başkanını seçen ildir.

    (bkz: yüz değil eşek derisi)
    1 ...
  21. 43.
  22. DIYARBAKIR
    Diyarbakir Karpuzu, Malabadi Koprusu, Diyarbakir
    Surlari, Ergani Bakiri, Behrampasa Camii, Delilo
    Halkoyunu, Deliller Hani, Diyarbakir Sokaklari, (
    Kuceler ) Hilar Kayaliklari, Cermik Kaplicasi, Meryem
    Ana Kilisesi, Sari Saltik Turbesi ile meşhurdur.
    2 ...
  23. 42.
  24. yavaş yavaş kaybettiğmiz güzide ve mükemmel bir şehir.
    doğunun Bodrum'u.
    0 ...
  25. 41.
  26. 40.
  27. pekakalı itler diyarbakır ya da diyarbekir demez.
    taa ermeni satraplığından kalma ismi ile amed derler.
    3 ...
  28. 39.
  29. Doğunun Paris'idir. Fakat bu özelliğini bugününden değil geçmişinden alır. Şehrin simgesi haline de gelmiş surlar tabii ki karpuz ile birlikte Diyarbakır denilince akla ilk gelen öğelerdir.

    Gazi Köşkü gibi yarı tarihi yerlerin yanı sıra, On gözlü köprü de ayrıca tarihi öneme sahip yerlerindendir. Sanat sokağı ve ofis caddesi Diyarbakır'ın en modern çehresidir. Buralarda üniversitelileri yoğunlukla görmek mümkündür. Büyükşehirlere yakışır pek çok cafe ve restaurant bulunabilir buralarda. Bunların en iddialı olanı Best Cafe'dir. Adeta sosyetik bir yerde bulursunuz kendinizi.

    insanları zaman zaman çok yardımsever olmasına rağmen bir o kadar da öküzdür. Sanılanın aksine pek çok kültürel imkanları vardır fakat bunları kullanmayı adeta reddederler. Sinemaları (ki avrupa filmlerinin geldiği sinemalar bile mevcuttur.) devlet tiyatroları, kebapçılar kadar rağbet görmez. Bazıları çok zengindir. Bazıları ise gerçekten fakir. Ama çoğunun 5-6 tane çocuğu vardır.

    Şehir insanının Asker kavramı ile arası pek iyi değildir. Sadece ticari kaygılar ile askerlere sempatik yaklaşanlar vardır ki onlar da asker üzerinden bol miktarda para kazanırlar.

    Şehrin tamamını PKK sempatizanı olarak göstermek çok yanlış olur. Şehir içerisinde pek çok kişi PKK'nın Diyarbakır'a verdiği zararın da farkındadır. Bu sebeple ne askeri ne de PKK'yı severler.

    Dicle Üniversitesi'nin kampüsü modern bir kampüs örneğidir. Gidip bir yandan Wireless internet keyfine varırken, diğer yandan çimlere yatılarak semaverden içilen çay yudumlanabilir.
    1 ...
  30. 38.
  31. istanbul'dan sonra en çok emniyet mensubu bulunan il.*
    1 ...
  32. 37.
  33. bir şehit eşinin * bağımsız milletvekili adaylığını koyduğu ildir.
    1 ...
  34. 36.
  35. hakikisi sur içinde yaşayan şehirlerden biridir.

    sur içindeki diyarbakır ve sur dışında kalan diyarbakır olarak ikiye hatta üçe dörde ayırmak gerekir.

    surlarla çevrili kısımda görülmeye değer nice cami kilise ve tarihi yapı vardır.

    görülmesi gereklidir ama artan suç oranına karşı-özellikle kapkaç-dikkatli gezilmelidir.
    0 ...
  36. 35.
  37. 34.
  38. diyarbakır'ın farklı dillerdeki adlarından biri. yunanca'da amida, ermenice'de amid olduğu gibi. athens-atina örneğindeki gibi yani. lafta kalır. fiile geçirilemez.
    3 ...
  39. 33.
  40. 32.
  41. onur ocakbaşın da acılı adana yemeden gidilmemesi gereken şehir.
    2 ...
  42. 31.
  43. dicle ye karşı gazi köşkün de nargile içerken aldığınız keyfi, sokaklarında dolaşırken mendilci çocukların gözlerindeki hüznü başka bir yerde göremeyeceğiniz; gelirken de ayrılırken de ağlatan büyülü şehir.
    5 ...
  44. 30.
  45. Her gece başucumda
    Düşlerine yorulduğum
    Ey sokaklarına yazılar yazdığımız şehir
    Ama kirleten
    Biz olmadık tarihini
    Bir de

    Şimdi urganlar
    Boynuna örülüyor gençliğimizin
    Bir de fermanımıza
    Yazıverseler
    Piranlı Sait'in son sözlerini

    nedim dağdeviren
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük