eskiden daha terör nedir bilmiyorlarken bir güvercin şehri olan il. hemen herkesin çatılarda güvercin yetiştirdiği, güvercin pazarlarının, takla atma yarışmalarının yapıldığı ve güzel güvercin yetiştirme konusun da ustalaşan şehir insanları şimdi artık yol kenarında güvercin gördüğünde tekme atıyor. pencere pervazlarına bulgur kırığı ya da su bırakmıyorlar.
taş evleri ile de ünlü olan ve adam boyu karpuz yetiştiren diyardır.
şarkın kalesi, doğunun parisi. ORDA yaşayan bilir yiğitliği, orda görür mertliği, birde orda yaşıyan bilir 90 larda 17000 faili meşhul cinayeti.
ne kadar anlatsan boş yaşayan bilir.
mukemmel bir yer degil. her kosesi ayri bi zevk de vermez. disardan gelen icin.
orda buyuyen ise iste herkes kendi dogdugu yerde ne buluyorsa onu bulur.
ama iyidir. iyidir cunku, sehir insanlasir mi? insanlasir.
su duvarlarin dili olsa da konussa diyarbakir icin mumkun bir dilektir.
hem seyh seid'in kiyamini, hem diyarbakir cezaevini goren duvar konusabilir cunku. ki o duvarlarin icinde allah yoktu.
hakkinda o kadar cok "yani nasil bi yer orasi" sorusu duyulmustur ki artik ciddi ciddi cevap vermek anlamsizlasmiatir. "gelmeyin abi, orasi baska bi yer. sehrin icinde kamp var bildigin. snipper var, sokakta turk avliyor" denilip gecilir.
siz gelmeyin amk. kafasinda onyargilari olan kimseye gore degil orasi. boyle gelen ne menengicten zevk alir. ne surlarda oturup ictigi biradan.
bize guzel yer. newroz'un bayram oldugunu dusunmek, turkiye sinirlarinda l baska yerde mumkun degil. hem eski usul bi bayram. sehrin meydanina, sehrin aktigi gibi bi bayram.
diyarbakir iyidir. biraz metropol gibi ama biraz da yereldir. o da degisiyor elbette, farklilasiyor. ama simdilik hala kurttur. degisim mutlaktir, muhakkak ama diyarbakir simdilik bizimdir.