aslında başlık, "diyarbakırın sanıldığının aksine güzel bir şehir olması" olacaktı ama şartlar el vermedi..anladın sen onu.
10 günlük yıllık tatilini Gap bölgesini gezmekle geçirmiş ortalama bir türk olarak, yazacaklarım birçok kimseye ışık tutacak ve aynı sosyal statüye sahip birçoklarına engin bilgiler sunacaktır..
10 günlük tatilde malatya,elezağ,diyarbakır,mardin,şanlıurfa,Gaziantep,adana ve ankara uğrak yerleşim yerlerim oldu ve bazilarında 1 bazılarında da 2 gece geçirmişliğim oldu..
ama en çok diyarbakır dikkatimi çekti. Diyarbakıra girmeden önce her türkün içinde olan tereddütlere sahiptim. "Siktir lan dedim ,lan birşey felan olur neme lazım girmiyeyim dedim" ama olmadı girdim. Bize eşlik edecek arkadaşında koyu bdp li oluşu ve militan kafa yapısı bu korkuları tetikleyen faktördü. Herşeye rağmen girmeye karar verdik ve şehirde 1 gece kaldık..
işte diyarbakır ile ilgili izlenimlerim..
* Kesinlikle ana haberlerde anlatıldığı gibi bir şehir değil. sakin ve dingin.
* Diyarbakır, bağlar bölgesi hariç ortalama bir anadolu şehri.
* "ofis" denilen mevkii tam bir kültürel mozaik. kürdü,türkü ve yabancısı hepsi orada iç içe. dükkanlar geç saatlere kadar açık ve kadınlar taksimdeki kadar rahat giyinebiliyorlar.
* hiçbir kürt türkiyeden kopmak istemiyor. Sadece anadilinde de eğitim görebilsinler,türk bayrağının altında sarılı yeşilli bölgesel bayrakları olsun ispanyadaki gibi tarzı farklı talepleri var.
* Müthiş bir yemek kültürleri var. Dünya harikası diyarbakır kaleleri ve burma tatlıları var..
* türklere ters gelecek söylemleri var. pekeke diyorlar mesela. gerilla deniyor teroriste. ama bunlar geçici. bu kültürle yetiştirildikleri için aksi bir fikir sahibi olmaları imkansız.
* Tayyip erdoğan bir numaralı duşmanları.heryerde "katil kerdoğan" duvar yazıları var.
demem o ki; gidin kardeşim. gezin oraları. sahipsiz bırakmayın.. bütün yabancılar oralarda. türkler yanlız bırakmamalı.
esnaf aynı esnaf. kimse size sırf türk olduğunuz için düşman gözüyle bakmıyor. esnaf ayaga kalkıp heryerde olduğu gibi davranıyor"buyur abi ne verelim" diye fır dönüyor..
sözün özü; diyarbakıra gidipte memnun dönmemek mümkün değil.orası da türkiye..bunu daha iyi anlıyorsunuz..ana haberlerin bilgileri ile diyarbakırın resmini çizmeyin..
diyarbakır türkiye nin bir vilayetidir ve diğer vilayetlerden farklı bir statüye sahip değildir. bu şehrimize farklı bir gözle bakmak, ötekileştirmek manasızdır.
o batıdakilerin sanısıdır zaten. o sanılara sahip kişiler ankara'nın doğusundaki her şehire o gözle bakarlar. istanbul, izmir ve antalya'dan başka şehir görmemiş türkiye'yi belgesellerden ve haber bültenlerinden tanımış kişilerin düştüğü yanılgıdır. istanbul ağzı ile konuşmayan kişileri hep hor görürler, geri kalmış zannederler.
şehir merkezlerinde yaşanan terör olayları baz alındığında en çok terörün istanbul'da yaşandığını unuturlar. nasıl o yaşadıkları şehrin varoşları, alışveriş mekanları, lüks semtleri varsa diğer şehirlerde de olduğunu ihmal ederler.
tatilini güneş, kum, deniz ve memeden ibaret görmeyip anadolu'yu gezmesi tavsiye edilir bu kişilere.
hayatımın 4 yılının geçtiği ortaokulu Merkez de lise 1 i diyarbakır lisesinde okuduğum, ilk taşındığımız yılda doğunun parisi dediklerinde paris mi görmediniz dayak mı yemediniz dedikten sonra çevredeki illeri ve bölgeleri gezince niçin paris olduğunu anladığım, karpuzu meşhur olsada en çok çekirdeksiz patlıcanını ve suyunu beğendiğim şehirdir. Birde karacadağdan gelmiş bazalt taşlarının o sıcak bölgede bile kullanıldığı avlulara nasıl bir serinlik verdiğini hayretle görmüştüm. Yemek kültürü süperdir.
sanıldığının aksine gayet hoş ve yeşil yerleri olan büyükşehir. pkk sempatizanı ibneler boşuna hayal kurmasınlar türkiyenin şehridir ve dünyanın sonuna dek öyle kalacaktır.
çok büyük potansiyele sahip fakat değerlendirilmediği için diyarbakırı bilmeyenler içib gelişmemiş bir yer olduğu düşünülebilir. diyarbakırın hem kendisi, hem de etrafı güzel bir şehirdir. diyarbakır da yaşayan biri gerçekten büyük bir şehirde yaşıyordur.
doğru bir tanıdır. insanı yardımsever. batıdaki kürtlere göre değerlendirirseniz yanılırsınız, bu insanların kültürleri değil yaşamları arabesk. kışlar, yazlar dahil her şey, herkes orantısız gidiyor üzerlerine. sevin diyarbekiri.
türkiye-ermenistan maçında, yollarında usul usul süzülürken, "goooolll kooolll gooooklll" sesiyle türkiye'nin gol attığını düşünüp hemen bir kahvesine daldığım, gol sevincinin Ermenistan'ın attığı golden dolayı olduğunu öğrendiğim, barzo ve vatan haini denen sülükümsü kürtlerle dolu şehir. tarihi açıdan şehrin önemi büyük. hatta doğu'nun paris'i diyorlar ama medeniyetsiz insanlar yüzünden, afrika şehri gibi görünüyor amına koyayım. ayrıca sokaklarında kaçakçılıktan kazanılan paralarla alınan lüks arabaları görmek mümkün. hırsız ibneler onun bunun emeğini çalıyorlar. son olarak amed'i sikeyim yaşasın diyarbakır.
sevr propagandası mı oldu ne.
diyarbekir türkle varolmuş bir şehrimizdir. türklerle birlikte her etnik unsur kardeşçe orada yaşar.
he ekleyelim. moda akımlar gelir geçer. unutmayalaım 80 öncesi dönemde enver hoca propagandası yapan türkler vardı. duvarlara yaşasın Arnavutluk gibi sözler yazılıyordu, neredeyse.
oralarda da büyük bir propaganda vardır ve bir gün bitecektir.