yerel bir televizyon kanalının "açılım" kapsamındaki yeni adı... eskiden art olarak varlığını sürdüren televizyon kanalı, şimdilerde amed ismini almıştır. konu ile ilgili olarak televizyonun logosunda amed'in, a harfi yeşil-mavi-sarı-kırmızı renklerinden oluşmaktadır.
bir de bu isim değişikliği ile ilgili olarak rtük başkanı "açılım kapsamında böyle şeyler olur." minvalli bir açıklama yapmıştır.
diyarbakırın kürtçe ismi değildir, hiçbir diyarbakır yerlisi günlük konuşmasında diyarbakıra amed demez, birilerinin bir tarafından element uydurmasının lüzumu yoktur..
diyarbakıra, diyarbakırlı kürt diyarbekir der...
bu anlamsız bir kaygıyla, bizanslılardan kalma amid isminin kürtçeye entegrasyon çalışmasıdır, anlamsızdır...
ha başka yerler dersin hak veririm, misal;
hakkari - colemerg
batman - elih
silvan - farqin
Köyden kente göç sayesinde mahvolmuş olan doğduğum türk şehri. Yüzde 54 bdp ye oy vermiş olan ama bence yüzde 46 sının görülmesi gereken bir şehirdir. Pkk taraftarlarının başkent olarak gördüğü ama asla mümkün olmayan türk şehrimizdir.
Diyarbakırı dışlayanlara diyeceğim şudur ki; siz sahiplenmesseniz başkaları sahipleniyor. Türk bayrağının sallandığı hiç bir yer kaderine terk edilemez.
türk yazarlara ait kitapların bulunamadığı şehir. nasıl ki siz gidip trabzonda kürt yazarlara ait kitaplar bulamıyorsanız aynı şekilde bu şehirde de türk yazarlara ait kitaplar bulunamıyor malesef. böyle bir şehir işte diyarbakır.
bir atasözü derki ayının doksandokuz türküsü varmış hepside elma armut üstüne. aramızda insan diye dolaşıp ayı misali aynı türküyü söyleyenlerin uydurmasıdır.
bu güzelim şehre gidenler şunları mutlaka yapmalıdır;
*sur üstünde gezinti,
*hasanpaşa hanında kahvaltı,
*onur ocakbaşında kebap yemek,
*hz. süleyman türbesinden dicle vadisi ve nehrini izlemek,
*keçi burcundan hevsel bahçeleri ve ongözlü köprüyü izlemek,
*gazi köşkünde nargile keyfi yapıp kırklar dağını izlemek,
*dört ayaklı minare, ulu cami, cahit sıtkı tarancı müzesi, esma ocak kültür evi ve ermeni kiliseleri gibi tarihi yerleri ziyaret etmek.
şimdilik aklıma gelenler bunlar. yoksa say say bitmez...
terör belası yüzünden kalkınamayan şehirdir. oraya gönderilen doktor, polis, asker, öğretmen, mühendis vs.lerin çoğu yolda öldürülüyor. sonra da havlıyor provakatörler devlet bize bakmıyor.
Hayatında tek defa görmemiş gerizekalı hayvan tiplemelerinin hakkında sürekli genellemeler yaptığı, yapmaya çalıştığı güzel memleketim. insan gibi davrananları, ırkçılık yapmayanları, dışlamayanları gayet güzel ağırlar, kabul eder. ama her türlü şerefsizliği kendi memleketinde yapıp sonra çiçek bekliyorsan aynaya bakarak kendini tokatla.
bursa maçından sonra görüldü ki "bir kısım insanı" hala "taş" devrinde yaşayan memlekettir. polise taş, hakeme taş, futbolcuya taş. tabi bütün şehre mal etmek çok büyük yanlış ve ayıp olur. herkes biliyorki bunu yapanlar futbol "teröristi" dir.