korkudan dizleri titreyenleri gösteren, ancak bu korkunun sebebini çözemediğimiz hadisedir.
silah veya silah yerine geçebilecek materyaller bulunsa tamam dersin de, sağlık malzemelerini bulunca neden bu kadar tırstınız onu anlamadık.
hastanelerde 100 tane, otoparkta 2000 tane sedye olması, eylemcilerin abarttığını mı gösterir, yoksa sizin o çok övündüğünüz hastanelerinizin acizliğini mi?
iç savaş hazırlığı yapılsaydı bulacaklarınız silahlar olurdu. sağlık malzemelerini bulduysanız, efsanevi destan yazan süpersonik polislerinizin allah yarattı demeden girişmesinden kaynaklanan yaraları tedavi etmek içindir. hani hastaneye gidenleri tedaviden sonra gözaltına alıyordunuz ya? hatırladın mı? devlet sağlık hizmeti vermezse, halk kendi hastanesini oluşturur. anladın?
camide içkide içilmişti, başörtülü kadında dövülmüştü, uydur uydur söyle haber ajansına göre de 2000 sedye stoklanıp iç savaşa hazırlık yapılmış deniliyor. bu ülkenin başbakanının eline bu tip bir kanıt geçecek ve o otel sahiplerine dünyayı dar edip anında hem gündem değiştirmeyecek hemde yandaşlarına güç gösterisi yapmayacak hemi. buna anca aveller inanır birde koyunlar inandırılır.
yahu taksim divan otelin yatak kapasitesi kaç? sonra benim bildiğim kadarıyla sedye, serum vs. ekipmanlar yardım amaçlı kullanılır savaş için değil.
kurtuluş savaşı öncesinde nasıl bir takım zevat çıkıp bu milletle bu iş olmaz demişse siz de şimdi aynısını yapıyorsunuz. hala orada hiç kimseden direktif almadan kendi insiyatifleriyle bunu yapan insanlar olduğunu görmek istemiyorsunuz.
diğer taraftan, her türlü toplumsal hareket provokasyona açıktır. bu nedenle idarelere düşen görev provokasyonlar oluşmadan insanlarını dinlemek ve anlamaya çalışmaktır. böylesi bir hoşgörü ortamında toplumsal hareketler infiale dönüşmez ve toplum iradesinin yansıtıldığı olaylar olarak kapanır.
e tabiki açım anneme bakamıyorum diyen -tek- kişilik muhalefete ananı da al git diyen bir zihniyetin çocuklar nedir sorun gelin konuşalım demesini beklemek tam bir hayal olur.
eğer çok sevdiğiniz başbakanınız bu ülkenin bölünmesini istemiyorsa, daha canlı örnekleri yaşanıyorken üstelik, tahrik etmekten vazgeçmelidir yoksa o sürekli anlatıp durduğu sorosçulara, faizcilere gerek kalmadan bunu kendisi de başarır.
tüm yatakların altlarında tam otomatik silah ve çok sayıda mühimmat da bulundu. o mühimmatı alan polisler, karakola gidip kameraların görüntü alacağı masanın üzerine mühimmatla yazı yazdılar:
ülkede ne yapılırsa yapılsın iç savaş çıkaramayacaklarını anlayanlar artık milletinin inanışlarıyla alay edercesine oyunlar oynamaya başladılar.
"çamur at izi kalsın ne de olsa düşünmeden araştırmadan bize inananlar var" fikriyle tüm karşıt görüşlüler; terörist, cehapeli, mehapeli, marjinal, inançsız, ahlaksız, ateist ilan ediliyor. ancak ülkemiz vatandaşları o kadar sağduyulu ki üç beş provakasyonun gazına gelerek birbirlerine ortadoğuda, afrikada olduğu gibi vahşice yaklaşmıyorlar.
milletin alnını sürekli kaşıyanların da iyi niyetleri hakkında şüphem kalmadı. saldırmayı, ötekileştirmeyi siyasetlerinin gereği haline getirdiler. dilerim ki bu iyi günlerimiz daha kötüye gitmesin, zira kötüye gitmesinden keyif alan tepedekiler var...