50.
lale hadler gülşende neler etmediler
serviyi yürütmediler goncayı söyletmediler
taşradan geldi çemen mülküne bîgâne deyu
devr-i gül sohbetine lâleyi iletmediler
adet-i hûbların cevr ü cefadır ammâ
bana ettiklerini kimselere etmediler
hamdülillah mey-i can-bahş ile sâkîlerimiz
ab-ı hayvân ile kevser suyun istetmediler
hele oy kaşları ya okları peykânlarını
sîneden çekmediler yüreği oynatmadılar
bin güzeller bulunur yusuf' mânend ammâ
bu kadar var ki bular kendilerin satmadılar
ey necâtî yürü sabr eyle elinden ne gelir
hûblar cev ü cefâyı kime öğretmediler
51.
ger derse ki fuzuli, güzellerde vefa var
aldanma ki şair sözü elbette yalandır.
demiş fuzuli ki kendi kendine ne hoş bir paradoks yaratmış.
Arz-ı hâl etmeğe cânâ seni tenhâ bulamam
Seni tenhâ bulacak kendimi aslâ bulamam
diyen kişi yine fuzuli olup insanların 500 yıldır hiç değişmediğini kanıtlamıştır.
Cânı kim cânânı içün sevse cânânın sever
Cânı içün kim ki cânânın sever cânın sever
diyerek bizlere güzel bir ders de vermeyi ihmal etmemiş fuzuli.
52.
"güllü diba giydin amma korkarım azar eder
nazeninim saye-i har-ı gül-i diba seni."
bugünkü türkçeyle: ipekli kumaştan, güllü bir elbise giymişsin, fakat korkarım ki kumaşın üstündeki gül dikeninin gölgesi seni incitecek.
evet, tam bir zeka işi. divan edebiyatı boşuna demiyoruz. mükemmeliyet bu olsa gerek.
53.
"güzeller mihribân olmaz dimek yanlışdur ey bâkî
olur vallâhi billâhi heman yalvarı görsünler."
efendim, adam bilmiş. 2000'li yılları bilmiş!
54.
fuzuli'nin su kasidesinden seçme beyitler,
gam güni itme dil-i bîmârdan tîgun dirîğ
hayrdur virmek karanu gicede bîmâra su
gamlı günümde hasta gönlümden kılıç gibi keskin olan bakışını esirgeme zira karanlık gecede hastaya su vermek hayırlı bir iştir.
tıynet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme
iktidâ kılmış târîk-i ahmed-i muhtâr'a su
su rasulallah s.a.v yoluna uymuş dünya halkına temiz yaratılışını açıkça
göstermiştir.
yâ habîballah yâ hayre'l beşer müştakunam
eyle kim leb-teşneler yanup diler hemvâra su
ey allah c.c'nün sevgilisi ey insanların en hayırlısı susamışların susuzluktan dudağı kurumuşların yanıp dâimâ su diledikleri gibi ben de seni özlüyorum.
55.
fuzuliden gelsin.
gül-i ruhsarına karşı gözümden kanlı akar su
habibim faslı güldür bu akar sular bulanmaz mı.
56.
aşk mıdır ki bivefa güller elinden geceler
inletip bülbülleri ta subh-u güya eyleyen
Aşk mıdır ki bir keman ebru nigarın yâdına
Ok gibi kaddimi büküp benim de ya eyleyen
Aşk mıdır ki boynuma takıp belâ zincirini
Gezdirip mecnun gibi alemde rüsva eyleyen...
Aşk mıdır ki bu Muhibbî sinesine dağ vurup
Ahir anın gözleri yaşını derya eyleyen...
Aşk mıdır ki cân-ı dil mülkünü yağma eyleyen
Aşk mıdır sînem içinde gelip de ca eyleyen
Aşk mıdır ki fenni derdi okutup aşıklara
Fasl-ı babı sinemin levhinde inşa eyleyen
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi
Kanûnî Sultan Süleyman nam-ı değer (muhibbi)\'nin aşk ile ilgili verdiği sağlam beyitlerdir.
57.
Baki çemende hayli perişan imiş varak.
Benzer ki bir şikayeti var rüzgardan.
58.
2. Selimden gelsin:
biz bülbül-i muhrik-dem-i gülzâr-ı firâkız
ateş kesilür geçse sabâ gülşenimizden
59.
orjinali : ''tiz-i reftar olanın payine damen dolaşır.''
hababam sınıfı çevirisi: Teyzesi Defterdar Olan Faytonla Damda Dolaşır
60.
cennet mekan yavuz sultan selim han hazretlerinden gelsin:
"merdüm-ü dîdeme bilmem ne füsûn etti felek
giryemi füzûn eşkimi hûn etti felek
şîrler pençe-i kahrımda olurken lerzan
beni bir gözler-i âhuya zebûn etti felek"
61.
üstad fuzuli 'den:
"Dest-bûsi ârzûsıyla ger ölsem dostlar
Kûze eylen toprağum sunun anunla yâre su"
**Dostlarım, sevgilinin elini öpme arzusuna erişemeden ölürsem eğer, mezarımın toprağından testi yapıp onunla sevgiliye su sunun.
62.
aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabîb
kılma derman kim helâkım zehri dermanımdadır .
63.
Gezdim halep ile sami eyledim ilmi talep.
Meger ilim hic bir sey imis, illa edep, illa edep...
64.
bazıları pek bi sündürülmeye meyillidir.
Gitdün ammâ kodun hasret ile cânı bile,
istemem sensiz olan sohbet-i yârânı bile.
-neşati
65.
Tahir Efendi bana kelp demiş
iltifatı bu sözde zahirdir,
Maliki mezhebim benim zira,
itikadımca kelp tahirdir.
-nef'i
^^tevriye sanatına her yerde gösterilen örnektir. ayrıca türk tarihinin gördüğü sağlam ayarlardandır.
66.
Bu şehr-i Sıtanbûl ki bî-misl-ü behâdır
Bir sengine yekpâre Acem mülkü fedâdır
-nedim
67.
her ne kadar beyit olmasa da dönemin konuşma dilini yansıttığı için önemlidir.
Sen böyle soğuk yerde niçin yatar uyursun
Billâhi döğer dur hele dâyen seni görsün
Dahi küçüceksin yalınız yatma üşürsün
Serd oldu hevâ çıkma koyundan kuzucuğum
-nedim
68.
türki-i basit şiirin bir örneği.
Ol yâruñ ağzın öpdüm ise añsuzın ne var
Yok yire yendek anuñ içün ol söger baña
Ben öpeyin hep añsuzın ol bal dudacığın
Ko tatlu tatlu sögsün ol ağzı şeker baña
-edirneli nazmi
70.
Görelim mevlam neyler
neylerse güzel eyler ...
71.
Gonul ne elâ ne gok ne laciverd ariyor,
Bu gonul kendine derd ariyor.
71.
Ahan da budur.
Açıl bağun gülü nesrini ol ruhsarı görsünler
Salın servi senavber şive i reftarı görsünler
Kapında hasıl itti bu devasız derdi hep gönlüm
Ne derde müptela oldi dili bimarı görsünler
72.
Kış geliyor hocam ört yorgaan yorgaan üstüne...
- güdük necmi.
Gerçi beyit değil ama...
Edebiyat halkındır...
(bkz: halk edebiyatı )
73.
Dest-bûsı arzûsiyle ger ölsem dostlar
Kûze eylen toprağım sunun anınle yâre su
Bu nasıl bir inceliktir yahu!