program başında okan bayülgen bu hafta belli bir konsept olmayacağını söyleyerek yüreğime su serpmiştir. ve konuklara da bakılırsa bayağı eğlenceli bir cumartesi gecesi bizi bekliyor.
şansa da bak ! hak mı bu bana reva mı diye çemkirdiğim program olmuştur.seyredemediğim hafta izleyenlerin iyiydi demeleri, yasemin çembercinin milyonlara merak salmış yüzünü görme şerefine nail olamayış ki sanılanın aksi çıkmış epey bi güzelmiş kendileri makyaj odasında kaç saat kalmıştır kimbilir güzel değil olsa olsa sempatik, çenebazdır kendileri ve en çok da okan'ın yaseminle konuşurken yüzüne takındığı o muzur ifadeyi, mimiklerini, gözlerini kısıp da gülmesini göremedik kaçırdık ne yapalım yoo üzülmedim ki.
iki kokoş morugu programına davet ederek yine yanlış yaptı bayülgen, bu kokoşların erkek olanı, tema isimli vakıf ile, dalan ın kurdugu üniversiteye vize vermiş orada kesilen binlerce agaca onay vermiştir, aynı zamanda koçüniversitesi içinde bir kalkan olmustur. patron olunca ok siyasetci olunca karşı bünyedir, dün ki 10 yıl marsı da beyninin nerde takılı kaldıgının göstyergesidir.
muazzez çıg ise, yazdıgı kitap ta, başörtüsüne ve başörtülülere, islam a hakareleri ile gündeme gelmiştir, 90 yasından sonra.kendi sıfatlarını, cumhuriyete katkı için yaptıgı şeyleri müslümanlara aitmiş gibi gösteren bir zavallı mahlukattır. islam a yaptıgı hakaretlerden dolayı, zamanın ramazan ayında kamusal alan olan cumhurbaşkanlıgı köşkünde içkili dügün yapan ahmet necdet sezer tarafından garip bir ödül ile ödüllendirilmiş bünyedir.
okan bayülgen in bu kokoş takıntısı elbette duyarlı olmaya çalışması, bu garip bünyeler öldügünde kendisini iyi hissetmek için yaptıgı anlaşılır işlerdir ama lütfen gençlere türk milletinin dgerlerine ait insanları tanıstırmaya özen göstersin, zira bu kokoşlar rüzgara göre egilen tiplerdir.
an itibarıyla (bkz: muazzez ilmiye çığ) ve (bkz: hayrettin karaca)çiftiyle izleyici buluşturarak duygulu anlar yaşatan ve biraz olsun genç izleyicilerin bilinçlenmesine katkı sağlamış olduğunu umduğum program.
kaç zamandır bu hafta olmamış, diğer hafta yok bu da değil öteki yok bir beriki diye diye bekledik, tolere ettik mamafih değişen iyileşen bir hal yok efendime söyleyim bir gündüz kuşağı programı, bir beyaz show seyretmeye kalkışsam nasıl buhran basıyorsa disko kralı da bünyede aynı tahribatı vermeye başladı.programın temasını öğrenince bir esneme aldı çok da geçmedi kıraç ilk şarkısını söylüyordu ki uyuyakaldım gürgen öz'ün sesi değilmiydi o ''ookaeen beyyyy ben.....'' sonra bir uyandım bağıran hattımızın diğer ucundaki yasemin bacıymış.bilinç altımın bir oyunu, eskiye özlemin dışa vurumuymuş derin bir ah çektim, tv sesi kıstım girdim yatağıma mışıl mışıl uyudum.
bir kaç aydır tamamiyle bir konu üzerine yoğunlaşılarak program yapılmaktadır. program başlayana kadar heyecan oluyor.* lakin konunun herkese hitap etmemesi programın konusuz ve konuklar üzerinden gitmesini daha cazip kılıyor. nitekim konunun kemik izleyiciye hiç uymadığı durumlar olmaktadır.
tematik konuların işlenmesi aynı zamanda rock & metal müzik severleri, sağlam bir türk rock & metal gecesi olacağı düşüncesine de sokmuştur. *
çok eskilerden beri takip ederim okan'ı. bak "okan'ı" diyorum, o kadar samimi olmuşum kendimce. gece kuşu ve televizyon çocuğu ile birlikte biz gençlerin hayatında öyle bir yer etti ki, bu adamın yapmaya başladığı programlarla birlikte "müşteri her zaman haklıdır" yargısı da ortadan kalkmaya başladı. iyi güzel herşey, değişik bir adam, üstelik düzgün türkçe konuşuyor, farklı bişeyler yapıyor. amma velakin makina'dan sonra verdiği ara ile kendini özlettikten sonra, bomba gibi dönecek derken ilk haftalar onu özlemenin gazı ile birlikte sabahladık yine ekran karşısında. son bir kaç haftadır zor izler olduk, programların sonunu zor getirir olduk. ve dün gece biraz izlendikten sonra kapandı tv.
yapma okan etme okan biraz çeki düzen ver şu programa, biraz daha izlenebilir hale getir eskisi gibi. biliriz yenilikci ve yapıcı bir karakterin var ama olmuyor böyle.
yıllarca banu alkan, mustafa topaloğlu, müslüm gürses, asena ve türevlerini konuk alıp bunlar üzerinden program yapmasıyla yoğun bir şekilde eleştirilen okan bayülgen'in bir nevi günah çıkarttığı programdır. Bu kafa değişikliği güzel olsa da tematik program, didaktik söylemler ucundan biraz eğlenceli zımbırtılar derken karman çorman bir hale bürünmüş programdır.
su konsept muhabbetinin belli bir sure birakilmasi gereken program. yani bir yere kadar, dun ilk bolumlerini guzelce izledim ama fikret hakan bolumunden itibaren millet artik baydi bilhassa kameralar arada seyircileri gosterince bezgin, soluk, uykulu kisiler gozume carpti.
ya da illa konsept olacaksa; turk filmlerinin son zamanlardaki yukselislerini konu alabilir misal, unlu yonetmenleri, oyunculari cagirip. dusunsenize nuri bilge ceylan, cagan irmak, zeki demirkubuz, dervis zaim ve simdi aklima gelmeyen yonetmenler filan olsa..
okan bayülgen'in sanata dolayısıyla sanatçıya verdiği değeri her hafta gözümüze sokan programdır. reyting riskine rağmen sık sık izleyicisine; sanatın, televizyondan yansıtılmaya çalışıldığı gibi memeden ve makyajdan oluşmadığını öğreten en azından öğretmeye çalışan programdır. aralara serpiştirilen güldürgeçlerin* artmasını temenni ederim.
"artık sıradan bir program olmuş" "bir özelliği kalmamış" falanda filan yahu arkadaşım sizim özellik dediğiniz;iki kıçı kırık mankenin çıkıp göt sallaması mı?
yada salya sümük iki salağın birbiriyle taşşak geçmesi mi?
sizin derdiniz nedir?
bu sekilde zaten bir sürü program var.
eli ayagı biraz daha düzgün program yapmaya başlandı, şu eleştirilere inanmıyorum, inanmak istemiyorum.
gelelim programa burda ki dangalaklardan anlaşılcağı gibi hem bu salakları eğlendirmeye çalışıp reyting derdinde olan hem de sosyal konulara eğilmeye çalışan bir program.
şahsi fikrim idare eder.
birde son olarak böyle bir programa abdülrahim albayrak gibi bir gereksizi çıkararak ülkede yaşanan derin çelişkileri göz önüne sermiştir.
zekice olmuş açıkcası.
sanat yapan yada yapmaya çalışan bir adamı bu ülke sabahın köründe parislere sürgüne ugurlarken,abdülrahim albayrak gibi gereksiz insanları toplum nezdinde bir sanatçıdan daha iyi yere koyuluyorsa sözün bittiği yerdir...
