Evlerinde zor tutulan %50 yi fena halde telaşlanmasına sebep olmuş kitle.
Şimdi düşünsenize, orada çadırlarda 10 gündür yatan insanlar, memleketin nacizaten üniversitelerinde okuyan, alanlarında profesyonel eğitimler alan ''çapulcu'' gençler..
Şimdi bu insanlar yarın öbür gün, ülkenin en kritik makamlarında oturacaklar. Kimisi sanayici, iş adamı, doktor, profesör vs. gibi alanlarda kendilerini yeni bir hayat kuracakken, evlerinde zor zaptedilen %50 kahvehane köşelerinde, köhne din tüccarlığı yapılan alanlarda çürüyecekler.
Örneğin, odtü'den mezun olup makina mühendisi olmuş ve ülke sanayisine birşeyler katmak isteyen bir birey ile, ilk okuldan mezun olup din tüccarlığına kendini kaptırmış, slogan atmaktan aciz bir kitle ile bir olabilirmi ?..
Nitekim, kendi hocaefendileri bile bu hususa dikkat çekip açıklama yapma gereği duymuştur.
Bu nesil, bizlerin ihmal ettiği bir nesil diye. Hatta öyleki, bu husus bazı kitlelerde panik yaratmış ve yine din, millet, sandık propagandalarını başlatmıştır.
Elbet günler geçecek ve devran dönecek, bugün kininizi kustuğunuz bu nesil, yarın sizlerin oturup zulmettiğiniz makamlara yerleşeceği zaman, kim bilir? acaba nerelerde nefes alacaksınız?..
Yarın bu zulmettiğiniz nesil, sizlerden hesap soracağı vakit ( kenan evren ) acaba o zaman nasıl bir propaganda yapacaksınız merak konusu.
işin çok net bir biçimdeki gerçeği, yarın bu nesil, türkiye'nin geleceği olacağı vakit, siz nereli olacaksınız?.. ( - ben aslında türk değilim ''hakan şükür'' )
Bekleyeceğiz. Ama asla unutmayacağız. Yeri gelecek hatırlatacağız. Ama mutlaka kazanacağız.