içinde yaşadığı ülkenin özgürlükler konusunda aslında ne kadar da geniş olduğunun farkında olmayan "cismin" söylemidir.
(dinsizce yaşamak istediğini haykırabildiğin bir ülkedesin Allah'tan belanı mı istiyorsun.) diye de sorarlar adama..
japonların aktif bir dini yoktur. çoğunluğunda deist/agnostik düşünce vardır ve sadece ölümlerde gelenek nedeniyle ölen kişiye sevenleri son sözlerini söylerler, onu anmak için altar a resim ve değerli eşyalar bırakırlar. ve ölünün huzur bulmasını dilerler ki bu yaptıkları tek dini eylemdir. polytheist din tarihleri nedeniyle bir çok gelenekleri kalmıştır fakat bunlar sadece dediğim gibi süregelen işlemler olduğu için iyi şans ve iyi dilek nedeniyle yapılır. kimse siz neden yapmıyorsunuz diye karışmaz, neden yapıyorsunuz diye de.
japonlar tanrı kavramına 'inansada' kimse asla ve asla din/tanrı tartışması yapmaz. tam bir inanç özgürlüğü ülkesidir. inananlar saçma sapan ritüel ve dini eylemleri diğerlerinin gözlerine sokmadığı ve rahatsız etmediği için, inanmayanlar inançlara asla ve asla karışmazlar.
6 yıl sonra taşınacağım ülke olup, dinsizce yaşamak isteyen tüm kişileri davet ediyorum. din ile ilgili en ufak bir baskı görürseniz tüm harcamalarınızı bizzat karşılayacağım.
at-gözlüklü kişilerin fark edemediği fakat verdiği rahatsızlıklardan sıkılan kişi söylemi.
-
ama diğer insanların dini ritüellerine burnunu sokarsan o burnu koparabilirler. ezanı duymak istemeyen dinsiz kulaklarına birer tıpa tıkasın, ya da başını kuma falan soksun beni ilgilendirmez. onun sorunu ne de olsa!
-
1- satanistlerin kanlı dini ritüellerine, aynen ezanda kulağa tıpa takmak gibi, siz de gözünüzü kapatmalısınız çünkü sizin sorununuz.
2- görünmez pembe tek-boynuz için kutsal günlerde sokaklara tahıl ürünleri dökersem kimse karışamaz, lütfen işe/eve ya da nereye gidiyorsanız başka bir sokak kullanın.
3- uçan spagetti canavarı için herkesin bahçesine makarna dökersem kimse burnunu sokamaz, perdesini kapatsın görmesin bahçeyi beni ilgilendirmez.