Can you remember, remember my name
Hatırlayabiliyor musun, hatırlayabiliyor musun adımı
As i flow through your life
Ben yaşamının içinden akıp geçerken
A thousand oceans i have flown
Bin tane okyanustan geçtim
And cold, cold spirits of ice
Ve soğuk, buzun soğuk ruhları
All my life
Tüm yaşamım
i am the echo of your past
Ben geçmişinin yankısıyım
Yangınlarımı doğduğum yerde sakladım
Ayrılık vakti gelip çatmıştı
Toplarken eşyalarımı gözyaşlarımla doldurdum
Yıl bin dokuzyüz seksen dokuz
Bütün güllerimi soldurdum
Giderken kararlıydım yüreğimde yaralıydı
Hayat çok pahalıydı yokluk zamanıydı
En acısı bizi o halde bırakan en kötüsü herşeyimizi sattıran ve bunları bir bir karartan bir babaydı
Ben yolcuydum artık
Bugün anladım ki kendim için doğmamışım ben
O gün anladım ki öylesine yaşıyorum istemeden
Sevdiğimi sevdiğim şehirdebıraktım giderken
Sende gittin anne beni bir başıma bıraktın
Sende gittin...
i am puzzled as the newborn child
Yeni doğan çocuk gibi allak pullağım
i am troubled at the tide:
Medcezirle başım belada
Should i stand amid the breakers?
Dev dalgaların arasında mı dursam?
Should i lie with death my bride?
Gururum; yatsam mı ölümün yanına?
Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız.