bebekken kulağına ezan okunmuş, 7 yaşına geldiğinde hacı dedesinin elinden tutup camiye götürülen, yaz tatillerinde kuran kursuna gönderilen, tek kelime arapça öğrenememiş, kutsal kitabını dahi okuyamayan insan ezikliğidir.
tamamen bulunduğu coğrafyanın kurbanıdır. rastgele, olasılıklara bağlı bir var oluşla gözlerini islam dünyasına açan bu insan elbet aklın ve bilimin yolunu tutarak kendi hakikatini bulacaktır. aslında hakikatini bulamaz, lakin bulmuş kabul etmek zorundadır. tabiatta her şeyin kesinliği ya da tutarsızlığı incelenir çoğu kez de hükmü çabucak veririz. ama inanç için aynı şeyler söz konusu değil ne yazık ki. tanrının varlığını ya da yokluğunu kabullenmek sanıldığı gibi kolay değil diye düşünmekteyim. belli bir noktadan sonra kabullenmek zorundayız. yani tanrı var diyen de, yok diyen de kabullenmiştir bir bakıma. kesin bildiğinden değil.