Din hayatın her alanına taalluk eden ilahi kurallar bütünüdür, tek hak olan islam dini yönetimden, ictimai hayata her yere dair uygulanması gereken kuralları ortaya koymuştur
Yani islam sadece camide gerçerli bir ibadet dini değildir, ne Budizm gibi gir manastıra keşiş gibi takıldır ne de protestanlar gibi kafana göre takıl sıkıntı yok modeli de değildir.
Yani islam her şeydir evlikten, boşanmaya mirastan, işlenilen suçların cezaları gibi hayatın her alanında var olan hüküm dinidir ve müslüman olan kişinin bununla amel etmesi gerekir, yönetime taalluk eden kısma gücü yetmiyorsa da en azından hüküm verilmesi gereken yerin kurandan olması gerektiğine inanması gerekir
Yani müslüman Allahın emir ve yasaklarını ortaya koyan kuran ve sünneti bir kenara bırakıp Hristiyanların noksan ve hatalı kanunlarıyla amel etmeyi isteyemez zaten ülkemizin hali Hristiyan kanunlarıyla amel edildiği için ortada
Hırsız hapse giderken yolda bir daha çalıcam diye gazetecilere demeç veriyor şehit çocuğu parasıyla hapisteki babasının katilini besliyor, uyuşturucu ilkokul seviyesine inmiş, cezaların caydırıcığı ortada yani islamsızlık zillet islamiyet izzettir her şey ortada.
gayet etkili bir yöntemdir, zira toplumları korkutup itaat ettirmenin en kolay yollarından biridir. kötü bir durum gibi görünebilir ama bu kadar insanı bir arada tutmak çok zordur, nitekim dinsiz bir toplumu yönetmek de çok zordur. yöenten için iyi yönetilen için ise yeri geldiğinde kötü olan durum.
çıkarcı bir yaklaşım olduğu gerçeğidir. insanların çoğunluğunun mensup oldukları dinin hangisi olduğu fark etmeksizin yapılan bir siyasi eylemdir.
(bkz: RECEP TAYYiP ERDOĞAN)
(bkz: DONALD TRUMP)
fark mı ? bence yok.
sahtekaroğlu sahtekar cemaatı vardı.
nerede götü başı oynayan p*ç varsa tortop olmuştu.
dini de prezervatif gibi kullanıyordu.
ona buna atar yapan çapsız ortaklarının da
maçası sıkmadı dokunmaya.
sadece günümüz hükümeti yapmamaktadır bu aslında ülkemizde eski bir hastalıktır.
ittihatçı kadrolar Milli Mücadele'nin ilk yıllarında dine karşı daha pragmatik bir tavır takındılar. Kürtler, Çerkezler, Lazlar gibi Türk olmayan unsurların Türklerle birliği için islâm dinini sonuna kadar kullandılar. Halide Edip (Adıvar) ünlü Sultanahmet Mitingi'nde ''Müslümanlar, Türkler, Türk ve Müslüman bugün en kara gününü yaşıyor!'' derken, istiklal Marşı'nın güftesinin yazarı Mehmet Akif Ersoy, halkı düşmana karşı savaşa çağıran vaazlar vermek üzere Anadolu camilerini geziyordu. Milli Mücadele'nin temel metinleri olan Amasya Tamimi, Sivas ve Erzurum kongrelerinin kararlarında defalarca islâm'a, Halifeliğe atıf yapıldı. (Örneğin Sivas Kongresi'ndeki ant içme cümlesi şöyleydi: Makam-ı Celil-i Hilâfet ve Saltanata, islâmiyete, Devlete, millete ve memlekete manen ve maddeten hizmetten başka bir gaye takip etmeyerek (...) çalışacağıma (...) namusum ve bilcümle mukaddesatım namına vallah, billâh.)
atatürk sonrası türk siyasetinde kemikleşen olgudur. inanç insanın zayıf noktası olduğundan mütevellit malesef insanımız bu durumda çaresiz kalmıştır. günümüz siyasetinde din= para olgusu bile dini din olmaktan çıkarıp. amaç için kullanılan araca çevirmiştir. keşke olmasa dediklerimizdendir.