dindar olmasına gerek yok. bir dine % yüz mantık ve akılla sorgulamadan inanıyorsa, fi tarihinde yaşamış bir adama peygamberim, allahın kulu ve elçisi veya tanrının oğlu diyorsa ( inanan ama dindar olmayan ve/veya muhafazakar ) cahildir ve basit insandır net.
günümüzde dinin hayattan soyutlandırılmasından kaynaklanan bir durumdur. bir yerde dindar olacaksanız hayattan elinizi eteğinizi çekeceksiniz gibidir. zaten etrafta ki herşey gavur oyunu olmasından mütevellit gayet sakıncalı ve uzak durulması gerekendir. beş vakit cami de gördüğümüz sakallı, cübbeli abilerimiz, amcalarımız daha ceplerinde ki telefonları doğru düzgün kullanamazken, gavur diyerek nitelendirdiği adamların yaptığı uçağı görünce "allah ın büyüklüğüne bak.kocaman demiri havada yüzdürüyo" gibi yorumlar yapar.
hal böyleyken birer birer bu durumun değişeceği hayal gibi birşey olur herhalde. o yüzden tek yol devrim arkadaş...
dinde öncelik ahlaklı olmaktır yoksa harvard mezunu olunca miraç gecesi göğe yükselmiyorsun,ahlakta okulda öğrenilmiyor içinde varsa vardır,bu sözüm gerçek dindarlara değil ancak islamı kimlik haline getirenlerin çoğunda cahillik ve cahil cesareti olması islamın suçu değil onların iman zayıflığındandır.
Kitap yüklü merkep der, kuran böyle insana!
Yaşanmayan bir ilim, fayda vermez ins cana
Amil olmak mecburi, hamil isen ilim,
Yoksa hadim olursun, hasmın olan şeytana!
Kitap yüklü merkepler, kürsüleri almışlar!
Kürsülerden artanlar, alanlara dolmuşlar!
Söylem dilde nakarat, eylem ise hep menfi,
Diplomalı nadanlar, başa bela olmuşlar.
Hisleriyle yaşarlar, nefslerine taparlar,
Sözde halkçı geçinip, halka gökten bakarlar.
insan hakkı deyince, onlar olur sırf insan,
Tiksinirler fakirden, itleriyle yatarlar!
Musibetten kurtulmak, tövbe ile mümkündür!
Tövbe için tanınan, belki bize son gündür!
Merkepten olmaz adam, o sadece anırır,
Varsa yemi samanı, ona bayram düğündür.
Bize insten var yarar, mirat ise o hakka!
Hakka hadim olanlar, etmez meyil nahakka.
insan-ı kâmil olmak; her mümine vecibe,
Alır baştan belayı, yönelirse kul hakka!
dindarlık nedir? sana göre dindar kimdir? bu tespiti neye göre yaptın? sorularını sormak lazım önce. kendimden yola cıkayım ben allah inancı olan bir kimseyim. yani sana göre dindarım ama ben iddaa ediyorum ki senin en iyi bildiğin konu ne ise ben sana onun tersini savunur ve senide ikna ederim. benim okuduğum kitap kadar yine eminim ki sen okumamışsındır. nerden mi biliyorum gereksiz yere genelleme yapmandan dolayı, kanımca aydın olan insan gereksiz genellemeler içine girmez. bilmeden konuşmaz bu saydığım vasıfların hepsi sende mevcut iken bana deme dindarların çoğu cahildir diye. inanan herkesi dindar olarak biliriz kuranda yazanda budur. %80 lik kısmı inanclıysa bu toplumun yani dindar, çok büyük bir hataya düşmüşsün demektir buda. tekrar açık ve net sölüyorum şu yazdığın başlık ve enrty senin kendi kişiliği, kendi seviyeni ve kendi kültürünü ortaya koymaktadır. selametle.
dini sadece uhrevi dünya için yaşıyor olsaydık bugün kimsenin dindarlarla sorunu olmazdı. bende muhafazakar bir insanım ama sorun şu dini bile dünyevi çıkarlarımız için kullanıyorsak ezilmeye mahkumuz.
buluculardan ziyade artık geliştiriclerin fink attığı ve parsayı topladıgı * bir zamanda otuzbire malzemenin bol olduğu ve helal her şeye binerim teatisi ile baktığımızda müslümanlık hakkında oraya konuşmanın da ehli cahillere ve malzeme konusu olmaya devam ettiğini görüyoruz.
Günümüzde eskiye kıyasla fazla görülmeyen bir durum. insanlar artık bilimi daha çok takip etmeye başladılar. insanoğlunun anlam veremediği şeyleri ilahi güçlerle açıklama alışkanlığından dolayı bilimsel konularda araştırma yapanlar ve dindar insanlar çoğunlukla anlaşamamışlardır. Bir taraf sebepleri araştırırken diğer taraf körü körüne inandığından ve kabul ettiğinden bu körü körüne inananlar diğerlerine sırtlarını çevirmişler ve cahil kalmayı seçmişlerdir. Bu yüzden başta Osmanlı olmak üzere birçok ülkenin battığını düşünürsek bir zamanlar ciddi bir sorun olduğunu söyleyebiliriz.
aya ilk füzeyi yollayan alim --- kahtalı ebu mıçı. ulen bilim dediğin şey felsefenin aksine birikimli olarak ilerler. bir buluş aynı zamanda takipçisi ilerlemenin ilk basamağıdır. birileri "her bir şeyin ilkini bulmuşsunuz, böyle bir mirasa sahipken neden nal topluyorsunuz?" diye sorsa apışıp kalacaksınız.
din, ilimi ve bilimi, okumayı, yazmayı, öğrenmeyi emreder.
***
Üzerlerindeki göğe bakmıyorlar mı? Biz, onu nasıl bina ettik ve onu nasıl süsledik? Onun hiçbir çatlağı yok. Yeri de (nasıl) döşeyip-yaydık? Onda sarsılmaz dağlar bıraktık ve onda 'göz alıcı ve iç açıcı' her çiftten (nice bitkiler) bitirdik. (Bunlar,) 'içten Allah'a yönelen' her kul için 'hikmetle bakan bir iç göz' ve bir zikirdir. Ve gökten mübarek (bereket ve rahmet yüklü) su indirdik; böylece onunla bahçeler ve biçilecek taneler bitirdik. Ve birbiri üstüne dizilmiş tomurcuk yüklü yüksek hurma ağaçları da. (Kaf Suresi, 6-10)
O, biri diğeriyle 'tam bir uyum' (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir 'çelişki ve uygunsuzluk' (tefavüt) göremezsin. işte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? (Mülk Suresi, 3)
insan bir baksın, hangi şeyden yaratıldı? (Tarık Suresi, 5)
Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratıldı? Göğe, nasıl yükseltildi? Dağlara; nasıl oturtulup-kuruldu? Yere; nasıl yayılıp-döşendi? (Gaşiye Suresi, 17-20)
Yukarıdaki ayetlerde de görüldüğü gibi Allah insanları, gökyüzü, yağmur, bitkiler, hayvanlar, doğum, coğrafi özellikler gibi konularda araştırma ve inceleme yapmaya çağırmaktadır. Tüm bu varlıkları incelemenin ve araştırmanın yolu ise başta da belirttiğimiz gibi bilimdir. Bilimsel araştırmalar sonucunda elde edilen bilgiler insanlara yaratılışın sırlarını, Allah'ın sonsuz ilmini, aklını ve gücünü tanıtır. Ve tarih boyunca insanlığa büyük hizmetler veren bilim adamlarının önemli bir bölümünün Allah'a inanan dindar kimseler olmasının nedeni de budur; bilimin Allah'ın kudretini takdir edebilmenin bir yolu olması...