dinin, kişi üzerine yaptığı baskıların bir şekilde dışa vurumudur. sorun, bunu sınırsızca dışa vurmaları ve otokontrol mekanizmalarının neredeyse değil hiç mi hiç işlemediğidir.
yasaklar kadar insani cezbeden bir şey yoktur. bu temelden yürürsek en avur zuvur birşey yasaklandiği zaman kıymete biner.
amerikada yasanan içki yasaklari döneminde 10 sentlik kıcı kırık bira 5 dolar gibi fahiş fiyata satilmiş bu da amerikan suc örgütlerinin maddi olarak palazlanmasina sebebiyet vermiştir.
insan bir makine değildir. kimseden aziz olmasini bekleyemeyiz. aziz ve evliyalar dinen en azgin günahkarlardan çıkmıştır.
şimdi gelelim zurnanin zirt dediği yere.
coktur turkiye'de toplumsal bilinç olarak karikatürlestirme ve ön yargılarla anlamadan dinlemeden hükümlerle yargiliyoruz.
bu da özellikle baslıkta geçen konuda normal birşeydir.
cünkü ben dürüstüm diyen kişinin en ufak bir oryantalliği bile göze batmaktadir. cünkü o kişi sureti haktan gözükürken yapmayacağini söylediği birşeyin gramini yaptiği vakit bizi sasirtir ve bu suretle tükürük yağmuruna tutulur.
ama ben sahtekarimdiyen kişi ise donumuza kadar alsa bizi sasirtmaz cünkü onun yiyeceği nane bellidir ve bize süpriz yasatmaz.
olayi din ekseninden yorumlamak istemiyorum. cünkü külliyen samimi inanan ve halifelik taslamayan kişileri istemeden rencide istemek istemiyorum.
benim derdim kendini halife olarak gösteren ama en büyük namussuzluklari yapanlarla. işi kitabina uydurup her türlü halti yiyenlerle.
sunu da eklemek gerekir insan kendini her anlamda doyurmadan kendini bulamaz. eğer kendini doyurmazsa ve öncelikle kendine dürüst olmazsa daha bir cok rezalet ortaya cikar.
çocukluğumdan beri dikkatimi çeken sapıksal paradokstur.
ulan bu dinciler neden sapık olur diye çok düşünmüşlüğüm vardır.
lakin cevabını bulmakta zorlanan bünyem ilerleyen süreçte bu kavrama dahil olan insanların kendilerini ele vermesi ile sonuçlanmıştır.
çocukken mahallede arkadaşlarla toplanırken hep dinci ailelerin çocuklarının, özellikle seksten bahsetmesi ve hem bahsedip hemde bunu yasak kılmaları amlamsız bir yolculuğa ilk girişti.
bir insanın sapıklaşmasını gerektiren koşullar bu insanı ilk yasaklamalarla yola başlamasına neden olmaktır.
örneğin yasak elma misali!
bir şeyler hep yasak olunca bunun altında yasak olana karşı sapıksal eğilimlerin çoğalması mevcuttur.
yoksa kimse mürvitlerine çükünü öptüren şeyh'i başka türlü aklayamaz.
kendi karısının her tarafını kapatan bünye başka kadınlara rahatlıkla sarkmaktadır bu sapıklık değil de nedir.
sadace sarkan dinciler değil belki ama en azından öbürleri allah yolunda gittiğini iddaa etmiyor.
son olarak olayın özü şu olmalıdır ki islamiyeti kendi kafasına göre yorumlayan bünye 4 kadına dalmanın hayallerini kurarsa dünya üzerinde buna başka bir sıfat yakıştırabilirmiyiz!
bir de ibne papazlar var onların da bunlardan hiç bir farkı yoktur
(bkz: aynı bokun laciverti)