1) biz yıllarca tekkelerde badelendik, beynimiz yıkandı. sizi eğlenirken, gezerken, sevgilinizle el ele dolaşırken görünce fesatlanıyoruz. siz de bizim gibi yaşayacaksınız.
2) beynimiz olmadığı için sizinle sınavlarda yarışamayız. bize kıyak mülakatlarla işe girebileceğimiz ya da en azından sınav sorularını bize önceden verenlerin olduğu bir ortam lazım. başka türlü bir bok olamıyoruz çünkü.
3) çocuklara ya da büyüklere tecavüz edebiliriz, yolsuzluk yapabiliriz, ramazan ayında sokakta yemek yiyenlere saldırabiliriz. bu yüzden bizi koruyacak, bizim gibi badelenmiş bir adalet sistemi istiyoruz.
4) başkasının 1 liraya yapacağı işi 5 liraya yapmak istiyoruz.
5) türkçeyi bile doğru düzgün konuşamaz haldeyken büyükelçi falan olmak istiyoruz.
kısacası dünyada kötü, boktan, itlik sayılabilecek herşeyi yapmak istiyoruz ama tarafsız yargı, tarafsız kolluk kuvvetleri, tarafsız cumhurbaşkanı falan olunca yapamıyoruz.
Kardeş müslümanlar için dinci ifadesi kullanmak rencide edici bir kere.
Ülkeyi senelerce laikleri sekülerlerin yönetmesini bekleyemezsiniz.
Çünkü bu ülkenin anadolunun mayası buna müsait değil.
Tamam.
Bunu anlayın idrak edin sonra tartışalım.
Saf insanları din başlığı altında kandırıp emellerine en kolay ulaşma yoludur, dini alet etmek. Oysa ki din gibi kutsal ve mübarek bir kavramı bu tür yobazlıklarla kirletmenin alemi yok. Herkesin tuttuğu kendine misali kimse kimsenin dinine karışamaz ve yargılayamaz. iki paket kömüre satılan bir ülkenin din kavramı altında gerilemesi hiç de şaşırtıcı değildir.
dinci kavramı ile herkesin kastı farklılaşabilir. ama namaz kılan oruç tutansa kastedilmek istenen, onlar ülkeden birşey istemiyor...aksine ülke onlardan çok şey istiyor.
mesela onurlarını, namuslarını, özgürlüklerini hiçe saymalarını istiyor.
kendi inançlarına göre değil "çağdaşlık" anlayışına göre yaşasın istiyor.
ama o zeki, entellektüel günümüz insanı düşünemiyor ki, gün gelir devran dönerse... ipler başkalarının eline geçerse... hali ne olacak.
özetle bu yazarın kalemi son olarak der ki: tartışması çok basit! durumun tam tersine döndüğünü düşünün; başını açmak zorundasın denen kesim başa gelecek olursa, başını kapatmadan okula ve devlet dairesine girilemez hale gelse ülke, bugünkü özgürlük anlayışınızı ve o serin kanlı sakin tavırlarınızı koruyabilir misiniz?
klavye tuşlarına basarak ülke kurtaranların aksine vatanseverlikte buradaki ağız ishalı çoğu yazardan iyidirler, ne isteyecekler, milletin bekası ve müslüman ülkelerin benim ülkem etrafında tekrar toplanmasını.
ilelebet mutlak güç ve zenginlik sahibi yönetici sınıf haline gelip, devletin ve toplumun üzerine çöreklenmek tabii ki. bunun için "büyük şeytanla" bile işbirliğine girdiler.
Anlamadığım sorudur. Başlık yanlıştır silinmesi muhtemeldir.
Öncelikle dinci kavramını inceleyelim. Namaz kılıyor, oruç tutuyor, imanın ve islamın şartlarını kabul ediyorum inanıyorum. Allaha iman ediyorum. Ben dincimiyim ? Soruyu evet dincisin diye cevaplandırdıysanız ben bu ülkeden ne istediğimi size anlatayım. Siz demeokratik devlet istiyorsunuz ya hani, bende demokratik devlet istiyorum mesela. namaz kılan oruç tutan bayan öğrencilerin üniversitelerde okumasını istiyorum, kamu kurumlarında görev yapmalarını istiyorum, millet vekili olmasını istiyorum.
Siz olmaz sen kamuda çalışamazsın, millet vekili olamzsın, üniversite okuyamazsın diyorsunuz. O zaman siz demokratik bir ülke istemiyorsunuz. O zaman bende size sorayım din düşmanlarının bu ülkeden istedikleri nedir?
dinci dememek lazımdır. bahsi geçen tayfanın dinimizle alakası olmadığı gibi islamın ve müslümanlığın adını da kötüye çıkarırlar. (bkz: cüppeli ahmet) (bkz: zekeriya beyaz) (bkz: adnan oktar)