insanlığa ölüm, kan, gözyaşı dışında bir şey getirmediği gerçeği, dine karşı açılan savaşlarda(ne demekse artık) ölenlerin sayısının daha fazla olduğu gibi bir palavrayla örtülmeye çalışılan toplumsal kurum.
dine karşı olan savaşlar, daima bir başka inanışın mensupları tarafından açılmıştır. içinde bulunduğumuz dönemde dahi insanlar bir tanrıya inanmadıklarını uluorta söyleyemezken, geçmişte tanrısızlık bayrağı altında dinlere saldırıldığını düşünmek, en hafif ifadesiyle fetullah gülen'i biraz fazlaca dinlemiş ve söylediklerinden etkilenmiş olmakla açıklanabilir bir ruh halidir.
dinler yüzünden de* insanların öldüğü gerçeğini dile getirmek, dinler olmazsa kimse ölmez, amerika silah üretmez demek değildir.
böyle algılayan bünyelere emile durkheim'in içtimaiyat ve din kavramları eşliğinde demli çaylarını yudumlamalarını öneririm. hazırda çay yoksa gidip demleyebilirler.
ortadan kalksa amerika silah yapmayacak ! sanılan kavram. kavram diyorum ya kavranmamış. dünya üzerinde dine karşı açılan savaştan ölenlerin sayısıyle din temelli çatışmalardan ölenlerin sayısı kıyaslansa ikincisi birincisine göre ihmal edilir. bilmem devenin kulağını anladın mı ?
"din ihtiyacı insanın çevresel şartlarından gelir, komunal yaşam bozulunca ilk ayrılıklar dini ayrılıklarla başladı" temelinden çıkıp birçok yazarcığın sair başlıklarda dillendirdiği masalları geçelim hele bir. yok öyle birşey. din insanın ekmek gibi su gibi bir ihtiyacıdır. insanlar ilk defa habil kabili öldürdü diye acıktı demekle , din ortaya çıkınca cemiyetler ayrılmaya başladı demek aynı derece zırvadır.
bir defa sanılandan çok daha eskiye dayanan bir kökeni olduğu son araştırmalarla da ortaya çıkıyor din ihtiyacının. en son göbeklitepe 'de yapılan arkeolojik kazılar bize gösterdi ki insanlık daha avcılık ve toplayıcılıkla hayatlarını idame ettirirken dahi mabetler inşaa etmişlerdir. demek ki neymiş: kişi daha cemiyetleşme kavramını tam olarak tatmamışken içinde bir kutsala tapınma hissiyatı yer edebiliyor. şimdi sana buradan emile durkheim 'in içtimaiyat ve din kavramlarına varan ve kolektif şuura uzanan bir sohbet açardım ama çay içeceğim.
din savaş sebebidir demek sexin sebebi sürtünme kuvvetindeki insanı tahrik eden hisisyattır demek kadar bilimseldir ! birileri sizle daşşak geçince ciddiye alıp orda burda yazmayın. yanlış reçetelerle gelmeyin.
hem öyle enteresan ki : işine gelen dini alır savaş sebebi sayar, kimisi de hoşuna giden yerden avuçlar insanları uyuşturuyor der. inkar ettiğin kavram senin tüm fikriyatını boşalttığın ters şapka ama haberin yok. din olmasa mutlu oluruz sanıyorsun da din olmasa neye sataşacak , kimle tatmin olacaksın ? demek ki psikiyatrik bir rahatlama sağladığı da böylece ispatlanmış oldu.
yeryüzünden kalktığında her yeri barışın, kardeşliğin, çiçek çocukların gülümsemesinin kaplayacağı zannıyla üzerine gidilen olgu.
bu ülkede islam hedef alınarak gerçekleştirilen zan. şimdi babuş, dine inanan bütün insanlar aptal sarsak sersem, ama bu akıl yoksunları deha amk! tutmayın lan adamları, bırakın! size yeni bir dünya, size mutlu bir yaşam, size hepinize mutluluk vadediyorlar. insan da değil bunlar, hiçbir eksik hatalı yanları yok. öyle bir düzen gelecek ki siz dinden vazgeçtiğinizde, şaşıracaksınız, lan biz ne yapmışız, ne büyük bir yanılgıyı yaşamışız yıllarca diyeceksiniz.
valla benim en azından bu sözlükte tanıdıklarım hiç de öyle barışçıl, anlayatım da anlasın, aydınlansın, münevver hayat sürsün tarzında bir arz sunmuyorlar kanka. denk getirseler fena hırpalayacaklar tartaklayacaklar zulmedecekler hissiyatım mevcut kendilerine karşı.
hayata dair çıkarımları da yanlı. bizler inanamasak da onlar da insan ya, haliyle bir kaynaktan beslenmiş. sıkıyorsa inandığının iman ettiğinin aksini iddia et "bak güzel kardeşim" diyerek başlamayacaklar söze-başlamıyorlar da-. dinler dünyayı yangın yerine çevirmiş, vurmuş kırmış, talan etmiş, mahvetmiş. ulan din zaten bunlar yaşanmasın diye gelmiş. sen ibnelik yapıyor dinin gereklerini kişisel çıkarların için tasarruflarına ekliyor mercii haline geliyorsan bundan dine ne.
anlama üzerine deneme-belki anlaşılır denemesi-:
tahlilde ve icrada hata sonucu oluşan kişisel ya kitlesel hareketler tümele yaslanamaz. tıpkı marx'ın paris komünü için gökyüzüne saldıranlar, engels'in proleterya diktatörlüğü tabiri gibi. danton buna karşı çıkacaktır "ulan tevil mi ettik yani biz!?" diye. robespierre'in zaten ne idiği belirsiz, ama çelişki bakımından bugün yaşayan bazı çelişki abideleriyle kıyas yapılabilmesi için kenarda tutulmalı ve ona da söz hakkı verilmeli "lan danton ipnesi sus sus! ne yani biz mi tevil ettik!?"
ateist insan dinlerden beri olduğundan ve burjuvazi dini olan vicdan dinine mensup olduğundan diğerlerinden daha bahtiyar bir gelecek vadeder önermesi kocaman bir yalandır. insan lan bu alooo! haaaa varsa aranızda osurmadan sıçabilen, taşaklarını aldırmış hergün nirvanaya sefer düzenleyen yanındayım.(yok lan şaka arkasındayım, ortalık karıştığında sıvışması kolay olsun deyu)
yani mirim geçeceksin be bir kalem insani tüm yolları. bütüm izmler tarafsızlıktan uzaktır. bilmem nerenin bilmem neresinde bilmem ne şartlar altında hayatını sürmüş; öfke, nefret, haset, sevinç, neşe, arzu, arz, talep, sebep, ihtiyaç sahibi birinin hayatın geneline kişisel bakışı kuşbakışı olamaz. sadece bir taraftan/bir alandan objektif olabilir hepsi o.
bunun daha da üstü olmalı, bir yerde yaşamışsa sadece o yer değil her yer o'nun olmalı. içtimai meseleleri halletme metodu genele ve geleceğe has olmalı, yüzyıllar sonrasında her yerde da baki kalabilmeli, saf bir dille anlaşılabilmeli, koruyan ve gözeten olmalı "mazluma dini sorulmaz" diyebilmeli, ilkeleriyle bir diğerini benim insani taraflarımdan fışkıran kötü niyetlerime karşı koruma altına alabilmeli. işte sırf bu yüzden allah'a, kitaplarına ve peygamberlerine iman ediyorum ben. çünkü, kafam basıyor birader/hemşire, kişileri geçmişim aşmışım, konuşabilen konuşuyor, yazıyor çiziyor, bana ötesi lazım. analiz ediyorum, farkındayım, biliyorum ya, işte bu sebepten başka çıkar yolum yok.
--spoiler--
Aydın elitin içerisinde ateistlerin oranı toplumun geri kalanına göre daima daha yüksek. 20'inci yüzyılda 137 gelişmiş ülkede yapılan araştırmalarda zeka seviyesinin yükseldiği, ancak buna paralel olarak tanrıya inancın da zayıfladığı görüldü.
Kuzey irlanda'daki Ulster Üniversitesi'nden Profesör Richard Lynn'in araştırmasına göre dine bağlılık insanlığın zeka düzeyindeki yükselmeyle ters orantılı olarak değişiyor. Toplumların aydın eliti içinde ateistlerin oranı da daima toplumun geri kalanına göre daha yüksek.
ingiltere'de yapılan bir araştırma, akademisyenlerin yalnızca yüzde 3,3'ünün Tanrı'ya inandığını gösterirken, aynı dönemde toplumun tümünde tanrıya inananların oranı yüzde 70'e yaklaşıyor.
Amerika Birleşik Devletlerinde 1990'larda yapılan bir araştırma da Amerikan Bilimler Akademisi üyelerinin yalnızca yüzde 7'sinin tanrıya inancı olduğunu saptadı. Profesör Lynn'e göre, akademisyenlerin toplumun genelinden daha zeki olmaları tanrıya inançlarının daha zayıf olmasının da göstergesi.
Profesör aynı şekilde, çocukların çoğunun, ilkokula başladıklarında tanrıya inandığını ama yaşları büyüdükçe ve zekaları geliştikçe, bir çoğunun tanrının varlığından kuşkulanmaya başladığını belirtti. 20. yüzyılda 137 gelişmiş ülkede insanların tanrıya inancının zayıflamasını da genel zeka düzeyindeki gelişme ile açıkladı.
--spoiler--
tanım gereği: din sistematik inançlar bütünüdür desek kafi..
dünyada bugüne kadar savaşa sebebiyet veren kavramları tasnif edersek eğer dinden evvel sırada yerini alan bir çok kavram vardır. şimdi burda ortaokul , lise dersi vermenin luzumu yok. ha gerekirse ve talep edilirse o da verilir ama dileyen ister biz de klimalı sınıflarda birebir ettütlere başlarız. yerelin yararı için genelin kafasını flambaja maruz bırakmayalım.
dünya fikir tarihine bakmak lazım bazen. ne büyük filozoflar yetiştirmiştir küre i arz. ve o filozofların ekserisi dine dair yorumlar yapmıştır değil mi ? demek ki din denen kavram öyle çepçuk ağızlı bir armağan çağlayan titriyle : "hade be ne gerek var dine, savaştan başka neye yaramış" demekle geçiştirilecek bir kavram değil. başlı başına bir ilim dalıdır, belki de beşer tarihinde fikir adamlarının en çok düşünce ürettiği kavramlardan biridir. en tanrıtanımazı bile dine dair ciddi fikirler ortaya atmışken burda meydan boş diye insanları kendisiyle daşşak geçirecek laflar etmenin lüzümu yok. biz bu tür lafları zaten hergün tv de ve basında artık adını ezberlediğimiz bazı kargalardan duyarken bir de burda kafa sikmenin gereği yok.
ayrıca peyami safa hep demiştir ki: "dünya tarihinde allah'a inanan ne büyük filozoflar ve dehalar çıkmıştır da allah'a inanan bir tane eşşek çıkmamıştır ! " ben kendisini yuvarlak camlı gözlüklerimi çıkararak saygıyla selamlarken diyorum ki : üstad sen bu lafı dedin ama bilemedin ki çok değil bir kaç sene sonra eşşekler tekamül edip konuşmaya başlayacak.
ah sen, beni evrime inandıraksın nerdeyse.
sen beni reenkarnasyona inandıracaksın.
yüzyıllar boyu toplumları.. insanları .. devletleri birbirine düşüren.. saçma sapan olan sistematik düşünceleri başkalarına kaktırmak uğruna yıllardır .. cihattır (bkz: cihat) haçlı seferidir (bkz: haçlı seferi) bilimum savaş ortamı hazırlamaya yarayan, hala ülkemizde insanların en zayıf olduğu duygular bütünü..
ayrıca hep söylemişimdir.. zeki adamın dine ihtiyacı yoktur (bkz: zeki adamın dine ihtiyacı yoktur)
üşenmedim, okudum baştan sona kadar. sonra dedim ki, harbi yazık dedim, ne yazılmış bu kadar, ne yapmışsınız dedim, uyarayım dedim. dalga geçilecek bir şey mi kardeşim din. din lan din. kimisi espri yapmaya çalışmış, kimisi yapmış zannetmiş. dalgaya alınacak olgu değil olum din. yancanız birer birer dediğim olgudur.
şakaya gelmeyen bir şey.
aşağıda görüşürüz..
" Din, ezilen insanın iç çekişi, kalpsiz bir dünyanın kalbi, ruhsuz koşulların ruhudur " demiş , karl marx.
EDiT : EZBER BOZDURTAN BiR SÖZDÜR . KEZA SÖZÜ SÖYLEYEN KiŞi DiYALEKTiK METERYALiZMiN iDEOLOGUDUR . ANCAK BU SÖZÜYLE ALMAN BiLiM DERGiLERiNDE MARX'IN iNANÇ HAYATI SORGULANMAYA BAŞLANMIŞ VE ASLINDA MARX'IN DiNE BAĞLI BiRiSi OLDUĞU TARTIŞILMIŞTIR , TARTIŞILMAKTADIR ... AMA BiZDE OLAY KALIPLAR ÜZERiNDEN GiTTiĞi iÇiN NE DESEK BOŞ. NEYSE , BAS EKSiYE KOÇUM ELiN DERT GÖRMESiN AMA SAKIN BURDA NE YAZIYOR DiYE ÜZERiNE SAKIN DÜŞÜNME !!!
Günümüzde (ki yaklaşık 200 yıllık tarihimizden bahsediyoruz) tam anlamıyla insanların afyonu olmuştur. insanlık tarihi ise mesele, gerek Muhammed gerek isa ileri adımlardır, hatta bırakın onları oturup dalga geçilen tanrıları inek olan hindularda, kediye tapan mısırlılarda bile olumlu adımları vardır dinin. Herşeyden önce insanın devlet kurmasında, insanların ekonomik modellerini geliştirmesinde müthiş ilerici ve hatta gerekli adımdır. Evet insanlık bundan yaklaşık 300 sene evveline eğer din gibi bir olguyu taşımasıydı gelemeyecekti. Büyük ihitmalle ilk başlarda kuraklıkta tanrılara hediye edilen buğdaylar olmadığından açlıktan ölecek, toplumun itaatine girilmediği için tanrılar adına büyük köprüler, yollar, hastaneler yapılamayacak, dini yaymak için kıtalar keşfedilmeyecek, cennet umudu olmadan ruhunu kurtarmak için birşeyler yapılmayacaktı.
Lakin artık din bırakın bizim alıngan müslümanları tüm inanlar için bir afyondan ibaret. Zira artık toplumsal uzlaşının tanrısal değil ekonmik olduğunu biliyoruz, hastalığın göklerden inen bela değil küçük mikroplar olduğunu, evrende rastgele oluşmuş ama kendini geliştirmiş varlıklar olduğumuzu, koca boşlukta ufak bir noktadan ibaret kaldığımızı, refahın zenginliğin umudun dualarda değil bileklerimizde alın terimizde olduğunu biliyoruz. Bunu bildiğimiz sürece daha fazla hakediyoruz yaşamayı, biricik cennetimiz olan bu yeryüzünde yaşamayı.
insanların allah (c.c) ve diğer insanlar ile ilişkilerini düzenleyen dört temel kitap ile dünya üzerinde varolan ilkeler bütünüdür. bunun dışında dinlere inanmayan ancak allaha inananlar olduğu gibi ; dinlere inanmadıgı gibi allaha da inanmayanlarda vardir ki bu kimseler ateist olarak bilinmekle beraber halk dilinde bu kimseler icin allah'in sopasi yok denildigi de bilinmektedir.
"uygarlıkların kavimleri yönetmek için uydurdukları ahlak kurallarının bütünüdür" diye kestirilip atılabilir fakat hiçte öyle değil. ateist,hristiyan yada başka bir inancın olsun ama inancın olsun.
insanlar için iyi bir şeydir din yönetmek isteyen bünye açısından. insanın zincirlerini kırmasına engel olur tavana yapışıp orda kalmasını sağlar. bütün büyük savaşlar eli kanlı diktatörlerin insanların din duygularıyla ideolojilerini birleştirerek onları kandırmasından ortaya çıkmıştır. *birey olmayı henüz becerememiş, yandaşı olduğunda daha mutlu ve kendini rahat hisseden insan ise kendi mensup olduğu dinin yaşadığı topraklarda daha fazla olmasını vaad eden liderlerine ise hemen kanmıştır, vermiştir eline bütün kozlarını. din insanın bir ölçüde bireyselleşmesini, sürü psikolojisinden ayrılmasını engeller. çünkü doğasında ezberletmek vardır kendini.
