din

entry1171 galeri103
    901.
  1. insana sabır ve tahammül etme gücü verir.
    1 ...
  2. 900.
  3. Dünya üzerinde kitleleri peşinden sürükleyen en büyük saçmalık. Evet.
    6 ...
  4. 899.
  5. ülkelerdeki din dağılımı hakkında site
    (bkz: religion facts)
    0 ...
  6. 898.
  7. zamanında atalarımız, lan bunlar nasıl oluştu bir açıklaması olması gerekir deyip araştırmaya düşünmeye girişmişler.

    sonra bakmışlarki o anki teknolojiyle açıklanamıyor kimseninde bir fikri yok, bunu bizden farklı olan doğa üstü güçleri olan biri yapmış olmalı sonucuna varmışlar ve ortaya tanrı fikri atılmış sonra değmeyin keyfime diskolar, barlar, kibeleler, putlar, yıldızlar, güneşe tapanlar, gök tanrıları, ay tanrıları, tanırıçalar, zeuslar..... uzamış gitmiş liste.

    sonra teknoloji az da olsa, sürüklene sürüklene ilerlemeye başlamış, ve bazı konulara açıklık getirmişler. bu seferde semavi dinlerin çağı başlamış, tevratlar, zeburlar, inciller, kur'an lar.

    yakalanması gereken en önemli nokta ise neden tek bir din değil de sürekli aynı temellere dayanan dinler.

    sebebi ise her dinin kutsal kitabında "bu kurallar nettir değiştirilemez" tarzı ifadeler geçmesi.

    zamanla insan yaşamı geliştikçe, insan hakları gündeme geldikçe, düşünceler yozlaştıkça (kiliselerin cennetten arsa satması, insanları afaroz edip idam etmesi vb) 1000 yıl öncesine hükmeden dinin kuralları o anki yaşamı karşılamamaya insan hayatına zulm etmeye başlamış ve yeni bir dinin doğmasına sebebiyet vermiş.

    son cümlede umarım bir fikir oluşmuştur (işid, el kaide, taliban).

    el-sual: e islam da aynı şekilde yozlaşınca yeni bir din mi doğacak.

    el-cevap: doğmuş bile bahilik
    0 ...
  8. 897.
  9. sürekli kötü rüya gördüğüm için internetten araştırma yaptım. türkçe kaynaklar da ''cinler musallar olmuştur, 3 kulfu 1 elham (her neyse) oku, yatmadan önce bismillah denmeli, sola 3 kere tükür'' tarzı yazılar yazıyor. bide komple ateist olan isveç'in sitelerine baktım. yatmadan önce birşey yemeyin, depresyonun belirtisi olabilir içtiğiniz ilaçlara dikkat edin falan yazıyor.
    2 ...
  10. 896.
  11. -neredeyse- tüm kötülüklerin anası, halkların afyonu, insanlığın en berbat buluşudur.
    3 ...
  12. 895.
  13. felseye göre; diğer konular gibi tartışılmaya açık olan, tanrının mutlak gücünü kabul eden olgudur.
    1 ...
  14. 894.
  15. ihtiyaç duymadığım şeydir.
    bir aklım birde vicdanım varken ne gerek var böyle şeylere canım .s
    3 ...
  16. 893.
  17. 892.
  18. 891.
  19. inanın ya da inanmayın ama tek tespit ettiim şey dinin ahlak ve vidan konusunda bazı insanlara tesir etmediğidir.inanan bir müslüman olarak dindarım deyip her pisliği yapan zihniyetler dolayısıyla insanlar dinden soğumakta.güzel bir ahlakınız ve vicdanınız varsa dininiz bunu bütünleştirebilir ama içselleştirirseniz.sırf toplum kuralları gibi uymak zorundayız mantığıyla hayatı dar etmek olmamalı.
    3 ...
  20. 890.
  21. 889.
  22. beyni uyuşmuş toplum yaratmak için birebirdir. ayrıca dindarlar dini tartışmaz olayı çok farklı. sıradan halkı yetkin olmadıklarına bunun için hacıya hocaya gerek olduğuna inandırırlar ve bu kişiler de onların peşinden gider. sonuçta dine salt olarak kimse bakamaz. her daim değişen şartlarda dinin de sürekli yorumlanması gerekir ve bunu yapacak kişide dinin önderleridir. bu önderler de kendi menfaatlerini önde tutup kitle kazanır ve onun üzerinden imparatorluklarını sürdürürler. kimse bir sik diyemez bunlara çünkü halkta karşılığı vardır ve bir şey dersen seni linç eder o kesim.

    ayrıca bu yorumların farklılığı da bölünmeler getirir, hatta kutuplaşmalara kadar varabilecek bölünmeler ki bunun en güzel örneği mezheplerdir. öyle ki biri diğerini kafir ilan edip kendini merkeze koyabilecek kadar ileri gider ve temel ayrıma bakın hepsinin özü aslında yönetimin kimde olacağıdır.

    zaten devlette de mesele bu değil mi?
    iki kesim var: yöneten ve yönetilen. herkes üsteki yere konmak istiyor ve bunun belli fikirleri öne sürüp taraftar topluyor. yani dinin yorumlanması da biraz buna bağlı. sonuçta fayda getirip yorumlayanı yüceltmeyecek bir eylem işine adam neden girsin?

    o yüzden pek iyi bir şey değildir.
    4 ...
  23. 888.
  24. din, fakirlerin zenginleri öldürmesine engel olur. Demiş mason Napolyon.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/624833/+
    7 ...
  25. 887.
  26. 21. yy'da hala inanmak için kör olmak gerektiğini düşündüğüm mitler bütünü.
    kırın zincirlerinizi dostlar.
    1 ...
  27. 886.
  28. Hepsi zırvalık. Hayalleri güçlü olanların, Kalemi kuvvetlilerin ürettiklerini yedirmeyi başaranlar peygamber; başaramayanlarsa kaçık damgasını yer.
    2 ...
  29. 885.
  30. seneca referans değildir. din de söz sahibi dinin sahibidir. allah tır. (c.c.) peygamberidir. hz muhammed (s.a.s.) ehli sünnettir.

    seneca yı da allah (c.c.) yarattı. tarzanı da.
    0 ...
  31. 884.
  32. Bircok insan din olmadan ahlakin da var olamayacagini düşünür. Keza yanlıştır. Herhangi bir dine inanmadan da baska insanlara saygili olabilir , ahlaki degerlerinizi olusturabilirsiniz. Kendi haklarinizi ve sinirlarinizi belirleyebilirsiniz. Bunun icin olabildigince ugrasiyorum efendim.
    4 ...
  33. 883.
  34. ''din; sokaktaki insanlar tarafından doğru, filozoflar tarafından yanlış ve siyasetçiler tarafından da gerekli olarak görülür.'' Demiş Seneca.
    4 ...
  35. 882.
  36. 881.
  37. 880.
  38. kafam karmakarışık sözlük. ben çok da absürt hareketleri olmayan, sakin, sessiz, hemen her gün sokakta otobüste karşılaşabileceğin biriyim. uzun zamandır düşünüyorum ama üstesinden gelemiyorum. kötü olmadığını bildiğim bir şeye inanıyorum ama hiçbir etikete girmiyor. öyle olunca, insan kendini bir yere ait hissetmeyince de, kendisini tanımlayamayınca yani, hep hayatının fonunda onu rahatsız eden bir düşünce olarak kalıyor. sorguladım, sorguladım ama hala bir noktaya varamadım.

    imanın şartı beşmiş islamda. ilki allah a inanmak. buradan başladım. tanrının varlığından. burada sorun yok. ben canı gönülden bir tanrı'nın olduğuna inanıyorum, bir yaratıcının. "patlamayı başlatacak ilk kıvılcım" meselesi. bilimsel teoriler de açıklayamıyor, oradaki eksiklik bir tanrının varlığı olmalı. en azından zor durumda kalınca bilinçsiz olarak birinden yardım diliyorum. sevdiğim birinin başına kötü bi şey gelince "nolur rüya olsun, nolur bi şey olmasın!!" diye. burada sorun yok. sonsuz sevgisi, sonsuz merhameti olan bir tanrı var benim için.

    ikincisi meleklere inanmakmış. işin aslına bakarsanız masum, iyi niyetli varlıkların varlığını kimse inkar etmez zaten. hatta bu tartışılmaz bile. ben de inanıyorum. korunduğumu, gözetildiğimi hissediyorum. tanrı nın "gidin şuna göz kulak olun." dediğini hayal ediyorum.

    üçüncüsü kitaplara inanmak, dördüncüsü peygamberlere inanmakmış. burada iş karışıyor. en başta demiştim ya ben bir tanrının varlığına inanıyorum diye. işte benim inandığım tanrı kimseye "karın sözünü dinlemiyorsa hafifçe dövebilirsin." demez mesela. erkek kullarına kötü gözle bakma demek varken, kadın kullarına kapan demez. en azından günümüzdeki tesettür mantığıyla kapan demez. zaten neden herkes her şeyi aynı yapmaya çalışıyor anlayamıyorum. ilahi bir kitaptan bahsediyoruz. hiçbir kul birbirine benzemezken herkese aynı şeyi söylemesini nasıl bekleriz? aynı şekilde yorumlanmasını.. araplar, kapan öğüdünü tesettür olarak algıladılar belki. aynı kitap türkler e inseydi, peygamber türk olsaydı, o kapanmak çok daha farklı algılanacaktı belki de. bir afrika kabilesine inseydi belki de sadece cinsel organı örtecek bir yaprak olurdu o kapan emri. orta doğuda bir insan bir kadının saç telinden tahrik olurken o kabileler çırılçıplak dolaşıp nasıl günlük rutinlerini ilerletebiliyorlar?

    hz. muhammet okuma yazma bilmiyormuş. mesela "kadınlarınızı dövmeyin." dediğinde yazan kişi "yahu olur mu öyle, nasıl terbiye(!) ederiz o zaman. hafifçe döv." diye düşünüp öyle yazmış olamaz mı? mucizeler mesela; belki de bir konuşma sırasında hz. muhammet umutsuzluğunu anlatmak için "ayı ikiye yarsam da inanmayacaksınız." demiştir. insanlar abartmayı, anlattıklarına bi şeyler katmayı sever. yüz yıllardan bahsediyoruz. günümüze "ay ı ikiye yardı." diye gelmiş olamaz mı? tevrat, incil insanlar tarafından değiştirilebilirken -bunlar da tanrının gönderdiği kitaplar- kuran ı onlardan ayıran ne? insanlar kuran ın indiği dönemde daha mı masumdu?

    onu geçtim belki de hz. muhammet bulunduğu, yaşadığı yerin düzeninden tiksindi ve kendince kurallar oluşturdu kafasında. sonra dedi ki bunları ben kendi kendime düşünmüş olamam. tanrı benimle konuştu. vahiy gelmesini de hep somut hayal ediyoruz, belki de hissetti sadece ve düşündü ki ben bunu birilerine böyle anlatırsam kimse inanmaz. çok güzel öğütleri var, çok zeki bir adam, çok yetenekli bir komutan, iyi bir siyasetçi, ahlakı, düşünceleri, arap yarımadasına getirdiği yeni düzen, ulaştığı onca insan.. sonuna kadar saygı duyulası bir lider. saygım sonsuzdur. örnek aldığım kişilerdendir. ama ya böyle olduysa?

    ve ahiret inancı kaderin ve şerrin allah tan geldiğine inanmak. bunlara da inanıyorum. çok büyük bir dünyada yaşıyoruz ve ben başıma ne gelirse eninde sonunda iyi ki gelmiş diyorum. tanrı diyor ki dolaylı yoldan tabi "bekle, en sana en güzelini gönderirim. senin için en güzel olanı." ve beni bu dünyada bu kadar gözeten bir tanrı öldüğümde ruhumu yok etmez. beni yanına alır. eve dönmüş gibi..

    iyilik yapma meselesinden bahsedeyim. geçenlerde bir arkadaşımdan duydum. iyilik karşılıksız yapıldığında iyiliktir dedi. ibadet etmiyorum ben, namaz kılmıyorum yani. kuran okumuyorum. ki zaten okusam da anlamıyorum. meallere güvenmiyorum. benim için farklı bir anlam olmalı o kitapta herkesin yorumu değil, benim yorumum önemli. cinayet işleme dendiğinde biri insan öldürmemeyi anlar, biri yolda karınca ezmemeyi. ve ben o anlamı o dönemde konuşulan arapçayı anadilim gibi öğrenene kadar anlamayacağım. yine geçenlerde bir sokak röportajında denk geldim."bugün cennete gitmek için ne yaptın?" diyor. ben cennete gitmek için namaz kılarsam, sırf cennete gideyim diye iyilik yaparsam yaptığım şey gerçekten iyilik olur mu? allah cenneti de cehennemi de yok etse kaç müslüman kalacak dünyada? işte benim inandığım tanrı buna çok kızar. sırf cennete gitmek için bir şeyler yapmaya.. o içimden gelsin ister.

    hacca gitmek mesela. o zamanlarda yolculuk yapmak çok mümkün değil. ve yolculuk insana çok şey öğretir. bir insan bir sokakta doğup, orada büyüyüp, orada ölmemeli. belki de bu yüzden hacca gidin denmiştir. ama şahsenbenim fırsatım olsa avrupaya giderdim. fırsatım olsa pazar ayinlerine de katılmak isterdim. ya da mason törenlerinde kendi tanrımı düşünerek ibadet etmek isterdim. keşişlerle beraber kendi tanrımı düşünerek meditasyon yapmayı. bir şamanist ayinine katılmak.. benim inandığım tanrı bunları yapmama kızmazdı. hoşuna bile giderdi hatta hem gösterdiğim hoşgörü samimiyet açısından hem yine de kendisinden bir şeyler dilediğim için.

    aslında hepimiz aynı şeye inanıyoruz. bir tanrının varlığına inananlar olarak. inanmayanlar da inanıyorlar aslında ama sadece adına tanrı demiyorlar. zor durumda kalıp ya da korkup "ne olur rüya olsun bu!" diye adı tanrı ya da başka bi şey olsun fark etmez, birinden medet uman herkes inanıyor.

    son olarak sakal uzatan, cami dışında kafasına takke takan, kıldığı namaza tuttuğu oruca övgü bekleyen herkesten nefret ediyorum. gerçekten inanmayıp, gerçekten okuduklarından bi şey anlamayıp kadın sesi erkeğe haramdır, müzik dinlemek günahtır, dayak cennetten çıkmadır, hiçbir şey anlamayıp kuran ı baştan sona ezberledim, hafızım ben cennetliğim diyen, inandığı şeyle övünen herkesten nefret ediyorum. dua ederken bile müslüman din kardeşlerimi koru deyip onlarca iyi, güzel insanı sadece kendi dinine dahil olmadığı için bir kalemde silen herkesten. ölen bir insana müslüman değil diye dua okumayanlardan. müslüman olmayı arap gibi olmak zannedenlerden.

    din tanrı ile kulu arasında kalmalı. din kişiseldir. övünülmesi gereken bir şey değildir. konuşulması değil, düşünülmesi gereken bir şeydir. herkes dinden farklı bir şey anlar. bir dine dahil olmak insanı iyi ya da kötü yapmaz. bir yabancı müslüman olduğunda mesela bence silinmez tüm günahları. aklı vardı çünkü, kafası çalışıyordu. format atılmadı beynine. gerçekten pişman olmuşsa affeder ama tanrı. müslüman olmasa da affeder.

    şimdi ben diyorum ki kendi kendime kafama yatmayan tüm bu şeylere inansaydım eğer, öldüğümde ya tanrı bana "ben sana akıl vermiştim. bu söylenenleri benim söylediğime nasıl inandın?" derse ne cevap veririm?

    not: rahatladım yemin ediyorum. memnunum ben şu anki halimden. mutluyum. umarım bir gün herkes mutlu olduğu inancı bulur.

    edit: bu dövme meselesinin aşamaları varmış. sözle uyarma, yatakları ayırma gibi. sonra dövme geliyormuş. şahsen hala tanrı nın böyle bir şey söyleyeceğini düşünmüyorum.
    5 ...
  39. 879.
  40. Öyle bir şeydir ki
    siz gözünüzü kapatsanız bile sönmeyen bir güneştir, güneşin yansıyan turuncusu siyahınızı galebe çalar.
    tüm umutlarına giden yol da dua ettiğin zaman Allah seni eğitir, o umuda eriştirir.
    eğer şer ise hayır der daha iyisini verir.
    bazen çok bekletir ki en iyisini versin.
    2 ...
  41. 878.
  42. Vücudun da, seksin de komutası alt beyinde olduğundan alt beynin açılması şarttır. Bunun da A harfi -ben buna ham libido diyorum erkeğin eşini vajinal orgazma götürmeyi öğrenmesidir. Mutlak rahim etkisi aynı zamanda bizi Allah'ın farkına varılması öncesi genetik kodlara götürür. Allah'ın farkına MÖ 900'lü yıllarda Tevrat'la varıldı, Kuran'la son halini aldı. Ve dikkat ettiyseniz bütün bu tektanrılı dinler erkek dinidir.

    Bütün tektanrılı dinler neden erkek dinidir?

    Neden? Çünkü Tevrat'tan önceki 5.000 yıl rahme tapınılmış. Tabii bu arkeolojide ve tarihte "anakraliçeye tapınma" olarak geçiyor. Hatta Anadolu medeniyetlerinin Lidya ve Frigya uygarlıkları zamanında anakraliçeye, yani rahme tapınma o kadar artmış ki, erkekler birtakım mabetlerde toplu olarak penislerini kesmeye başlamışlar. Belki de kastrasyon kompleksinin ilk korkusu oradan geliyor. Morgan'ın tasniflerinde vahşet, barbarlık çağı dediğimiz dönemlerde toplumlar zaten çocuk. Evlilik kurumlan yok, dolayısıyla dölleyen erkek, yani baba belli değil. Bir tek doğuran rahim belli. Bunun anlamı da bütün toplumların mutlak rahim etkisinde kalması. Tek tanrılı dinler de bunun dengelenmesidir aslında. Evlilik kurumundan sonra biraz dengelenmeye başlamıştır. Ama henüz ideal şeklini almadı. Erkeğin güçlenmesi lazım. Güçlü olabilmesi için en erken sekiz dakikada boşalması, hatta zaman zaman hiç boşatmaması gerekiyor. Daha önce de söylemiştim, boşalma kadınlardaki regl dönemine eşittir, yani seksin doruk noktası değil, zevkin bitimidir, sperm israfıdır. Amerika'da bu söylediklerim lehine bir araştırma yapılmış ve çok sık seks yapan ve boşalan erkeklerde üst beyin sisteminin erken inceldiği, yani erken demansa girdiği (bunamak) saptanmış. Spermler canlı çünkü. Ve vücut sistemi o canlıları yeniden yapmak için müthiş bir enerji sarf ediyor. Erkek erken boşalmamayı öğrenirse kadın da vajinal orgazmı daima öğrenir.

    (alıntı)
    1 ...
  43. 877.
© 2025 uludağ sözlük