dinin kelime anlamı bağdır. yani bir insanın kurduğu her türlü bağa din denir. birine aşık olmak ona bağlanmak dindir. yada gökyüzü, toprak, çiçekler vesaire . . dünya üzerinde var olan herhangi birşeye bağlanmış milyarlarca insan yaşıyor ve bizim din bilincimiz sadece kitabı olan ilahi din dediğimiz inançlardan ibaret. sevmeye bağlanmak bir dindir. sevmeye bağlanalım, gerisini tanrıya bırakalım. çünkü yaşadığımız dünyada çok yalnızız ve sevgiyle bağlanabileceğimiz herhangi birşeye ihtiyacımız var sanırım . . din ağlamaktır, ağlamak anlamaktır . .
bu din dediğimiz metafizik zırvalıklar olmasaydı eminim dünya şuan daha yaşanabilir olurdu. çünkü ilahi dinlerdeki sahtelik insanların içinde şüpheyle karışık inançla yaşamalarına neden olduğu gibi hayata, insanlığa olan inançlarını da sarstı. dünya bu yüzden bu halde.
eğer öyleyse Anlından öpeceğim insanın insanlara hükmetmek için oluşturduğu kavram. eğer öyleyse camileri kim yaptı. eğer öyle değilse tanrıya inanıyorum.
eski zaman kanunlarıdır. günümüzde nasılsa kimse uymuyor, uysa bu kadar kötülük olmaz. bu kadar kötülük varsa yaratılışın manası ne. madem yaratıldık niçin sınanıyoruz? beni yaratan varlık niye kendisini benimle test etsin ki? herkesi aynı şartlarda yaratıp test etmek varken birini dünyanın en ücra köşesinden yaratıp "iman et bana" demek ne demek? uff kafam çok karıştı.
insanlar, kendilerini o kadar çok kısıtlıyorlar ki bu kavramla, artık düşünemez bile olmuşlar.
artık her şey, "allah" denen yaratıcıya bağlanabiliyor ülkemizde.
her şeyi o sağlıyor, her şeyi o yapıyor. bizim insanlarımız ise sadece o'nun bir şeyler yapmasını bekliyor.
sahi ya, din, insanları çabalamayıp yalnızca beklemeye mi teşvik ediyor?
yoksa bizim insanlarımız mı yanlış anlamış bu kavramı?
sanırım ikinci madde, insanlar için daha uygun.
ne yazık ki.
alıntı.
sabırla "oku".
"aslında şeytanın icadı. neden mi? şimdi dinlerdeki zibilyon kadar hatadan bahsedildiği bir sistemde ve içinde insanın gelişimi namına hiç bir faydalı bilginin bulundağı, içinde hiç de uhrevi bir ayrıntıya rastlanılmayan kitapların, o tasvir edilen, yüce, uhrevi, herşeye gücü yetebilen bir varlıktan geliyor olması, bana hiç de, o kişinin bildiğimiz tanrı olduğu fikrini kabul ettirmiyor. şimdi dönelim mevzunun başına, taa en başına, ademin yaratılmasının ardından, önünde meleklerin secde etmesi emri verildiğinde şeytanın rest çektiği yere. yani allah'la şeytan arasındaki pazarlık mevzuna... şimdi dinlerin dünya üzerindeki bir çok kötülüğe sebep olduğu fikrini kabul edersek ki, bir çok delil bunu ispatlıyor. o zaman bu dinler olsa olsa şeytanın icadı olmalı. niçin mi? şimdi tekrardan allah ile şeytan arasındaki pazarlığa geri dönelim... şeytan allaha diyor ki kıyamete kadar, kullarını yoldan çıkaracağım ve onları kötülüğe sevk etmek için canla başla çalışacağım. allah ta diyor ki, elinden geleni ardına koyma, ben kullarıma güveniyorum. onlar benim çizgimden, benim verdiğim aklı kullanarak çıkmayacaktır. şimdi bir an olsun dinlerin insan üzerindek ietkilerini düşünerek yarattığı sonuçları göz önünde bulundururarak şunu düşününüz. ya şeytan dinleri allah'tan uzaklaştırmak için var ettiyse? senin allahın kelamı dediğin şey, ya tamamen şeytanın kötülük politikalarının bir parçaıysa? ve nunu tam zıt noktasındaki, yani bu dinleri reddetmiş ve dolayısıyla allah'ın varlığını ispatlamaya çalışan bu şeytan dinini de reddetmiş "ateistler", allah'ın şeytanla pazarlık yaptığında sarf ettiği, "ben kullarıma güveniyyorum. onlar aklını kullanarak beni bulacaktır" lafını gerçekleştiriyorsa. bir düşün! sen bir din mensubu olmak için hiç bir çaba sarf etmedin, türkiye'de dünyaya geldiysen büyük ihtimalle müslüman olarak doğdun. ama o adam düşünerek ateizmi tercih etti. mutlak bilim yolunda ilerleyerek saçmalıkları gördü. şeytan icadını fark etti, dinlerden uzak kaldı. şimdi sor bakalım kendine ya allah dediğin kişi şeytanın ta kendisiyse?"