iyi oyuncudan iyi teknik direktör olmaz savımı bir kez daha doğrulayan, antrenörlüğü futbolcuğunun tırnağı olamayacak, pekerman'la güzel bir geleceği olacağını düşündüğüm arjantin'in üzerine kabus gibi çökmüş, eğer arjantin'i yeniden iyi futbol oynatabilecekse kokain kullanmaya devam etsin bile dediğim futbol adamı.
iyi futbolcudan her zaman iyi hoca olamayabileceğinin kanıtıdır . ne kadar hücum oyuncusu varsa 11 de başlatmak iyi hocalık değildir . veron , messi , tevez , datolo , agüeroyu aynı anda başlatırsan brezilya böyle fesler . koca orta sahayı mascheranoya bırak . savunmada heinze gibi bir sakar şakirde ısrar et , bir de ondan orta kesmesini bekle . sonra da brezilya bana niye fesledi de . ha bu arada arjantin brezilyanın sol kanadını yani andre santosun kanadını otoban gbi kullandı ama iyi orta kesemediler . gelenleri de luisao ve lucio topladı .
bir an önce bıraksın bu teknik direktörlük işini. giderken arkadaş olarak raymond domenech'i de alsın. ikisinin sayesinde fransa ve arjantin'i büyük olasılıkla dünya kupası'nda seyredemeyeceğiz gibi..
eğer 2010'da arjantin afrika'da olamazsa bunun baş sebebi bu adamdır. son dönemlerde arjantin'in aldığı başarısız sonuçların sebebi ve her iyi futbolcunun iyi bir teknik adam olamayacağının en güzel örneği. işleyen tekere çomak sokup, riquelme gibi arjantin için çok önemli olan bir oyuncuyu milli takıma küstürmüştür. 6 eylül 2009 arjantin brezilya maçındaki görüntüsüyle bir teknik direktörden ziyade fatih ürek'i andırmıştır. 'yeniden yapılanacağız' diyip kendisini göreve getiren arjantin futbol federasyonunu uluslararası platformda taşak oğlanına çevirmiştir.
futbol tarihinin en iyi futbolcusu olarak gösterilen arjatin doğumlu bir kişiliktir. uzun süre uyuşturucuyla mücadele etmiştir. tanrının eli diye adlandırılan golün sahibidir. şimdilerde arjantin milli takımının antrenörlüğünü yapmaktadır.
dün ntvspor daki bir belgeselde öğrendiğim kadarıyla * barcelona dan napoli ye transferiyle birlikte 10 milyon dolarlık transfer barajını aşan ilk futbolcuymuş.
son hız koşarken rakibe attığı çalımları ve önüne dizilen bacakların üzerinden tek tek zıplayarak gole gidişiyle izleyenlere adeta futbol şöleni yaşatmış efsane.* ayrıca amerikada yapılan 94 dünya kupasında pozitif çıkacağını bile bile gönlüllü olarak doping testi yaptırmış o arjantinli varoş ama temiz kalpli çocuğu tüm dünya görmüştür.
cok duygusal olmaya luzum yok, tanju'yu nasil sevdi isek, maradona'yi da oyle sevdik ama keske emir kusturica su filmi cekmeseydi. en sevdigim yabanci futbolcu, en sevdigim yonetmen ile ortaklasa film cekiyor sonucu husran. yani guzel, her ne kadar yasam tarzin ile ozdeslestirmesen de bir siyasi gorusun var ama bu agresiflik niye be maradona? ilhan cavcav hareketi yapmak niye? yine de filmde bazi sahneler var; iste maradona diyorum, kizini yanina cagirirken duygulanmasi, cocuklasmasi ya da buyuk kizinin ona tavir koymasi sonucu uzulmesi, attigi goller,belgesel tadindaki sahneler falan ama bazi sahneler var; bi siktir git be, diego diyorum yani kokain kullanmasaydim cok daha buyuk topcu olurdum diyor. kulliyen yalan yani hepimiz biliyoruz ki sahadaki gucunu veren kokaindi ne gerek var bu sekilde anlatmaya, kizlarimin buyumesini goremedim, maddi acidan coktum, sagligim bozuldu de ama sahada daha buyuk topcu olurdum deme senin gibi harbi adama yakismiyor. sonra her firsatta en baba devrimciymissin gibi tavirlara sokma kendini, Carlos de Inglaterra (prens charles'i kastediyor) benim elimi sikmak istedi ben yuru git charles dedim falan tavirlari, el ile atilan golu aklama istegi uzdu beni acikcasi kafamdaki maradona degilsin dedim. ha bir de detay daha once tango soyledigini duymustum ama kendi icin yazilan sarkiyi da pek guzel soyluyor ..
eskilerin tabiriyle tam bir mahalle topçusudur maradona. para için değil eğlenmek ve kazanmak için oynar. gol atmak için türlü numara dener de hoş bir gol atınca da kıs kıs güler mahalle arkadaşlarına. hatta topu alıp sahadaki tüm rakip oyuncuları çalımlamaya çalışması bile onun bu sıfatının bir yansımasıdır. işte bu yüzden halkın gözünde asla erişilemez olandır, kahramandır, yarı tanrıdır.
maradona'nın kötü alışkanlıkları vardır, evet. çocuklara kötü örnek de olmaktadır belki. ama bunların hiçbiri resmi yarışmalarda maradona'nın değil de pele'nin ya da başkalarının ödüle boğulmasının sebebi değildir. bunun sebebi halk olarak hepimizin bildiği gibi maradona'nın asla uefa'nın ya da fifa'nın uşağı olmamasıdır. kravat takıp verilen kokteyllerde boy göstermez öyle. çünkü o modern futbolun süperstarlarından biri değildir, yeşil sahayı sahne gibi algılayan bir artist olmamıştır asla, sponsorları için saç modeli yapmamış ya da japonyaya gitmemiştir. parasını almış, iyi para veren yere gitmiştir, ama bu bile mahalle futbolculuğuna zarar vermemiştir çünkü onun trensferi başka bir mahalleye taşınması gibidir. daha rahat adeceği bir eve taşınması. işte bu uefa'nın, fifa'nın vs.nin hoşuna gitmez, sadece halkın hoşuna gider, halk içindir.
vel hasıl kelam, maradona sokaklarda annesi çağırmasın da 5dk daha fazla oynayabilsin diye allah'a yalvaran çocukların, halı sahada maç yapabilmek için bir hafta harçlıklarından arttıranların, kahvede öndeki herifin kafasının markajından kurtulabildiği ölçüde maçı izleyenlerin, direk üstü-gol tartışması yapanların, 5te devre 10da bitercilerin yıldızıdır, kahramanıdır. diğerleri pele'lerini alsınlar.... ödüllerini versinler. futbolcu olarak maradona bize yeter.
mehmet ali erbil\'li carkifelek\'e ciktiginda topu tesine sektirmisti, yani topu yer ile ayak tabani arasinda ziplatiyordu ki bunu boyle cok rahat sanki yuruyormus gibi yapmisti adam; sonra sergen denedi de yapamamisti. o zaman anladik ki bir maradona kolay yetismiyor.
2008 yılının en iyi futbolcusu yarışması hakkında yaptığı yorum müthiştir. kendisi şu minvalde bir şeyler demiştir: "bu yarışmayı düzenleyen salak olmalı. dünyanın en iyi oyuncusunun messi olduğunu biliyorsunuz ama oy veremiyorsunuz. ben neden ronaldo'ya oy vereyim ki. yani bunu yapanın salak olması lazım, bu salaklık."
bir futbol okulu açılışı için hindistan'a gider kendileri. krallar gibi karşılanır hatta kendisine çok sevdiği che'nin o çok meşhur portresi hediye edilir. basın toplantısına geçilir.kariyerinin en güzel golü sorulur kendisine. cevabı verir:
1986 dünya kupası çeyrek finalinde attığı ikinci golü halı sahada atsa bir daha futbol oynamayacak bir sürü insan vardır. ki bu gölü bir dünya kupası çeyrek finalinde, daha üç ay önce falkland adaları için savaşılan ingiltere'ye, tanrının eli sonrası atıyorsanız pek insan olduğunuzdan bahsedilemez. tanrının eliyle ilgili sorulan sorulara ''siz de 1966'da almanya'yı çizgiyi geçmeyen topla yenip, şampiyon oldunuz.'' diyerek neden bu kadar sevildiğini tekrar göstermiştir.