Piti ile evlenmesin yazarı. Bence hiç tatlı değilsiniz. Daha iyilerine layıktır. Ulu orta göbeğinde kalan son mısır tanesini ham yapmak istiyorum diyen adamla evlenilir mi evlenilmez. Geceler boyu sevişelim falan dese yine anlicaz da ham yapmak ne ağbi... ilk mesajda Başka kadınlarla seviştim derken pek bir havalıydık... O ikinci mesajı yazmayaydı iyiydi ama... Yazmış bulundu ve dahi artık kazana düştü. Geçmiş olsun.
On numara yazardır. En iyilerine layıktır. Piti gitsin.
Elimizde iki uçak bileti, havaalanındayız. iplerimiz birbirimize dolaşmış, birlikte uçmaya gidiyoruz. italyaya...
Planı ben yaptım her zamanki gibi. Uçak saatini beklerken yolculuğun aslında onun için ne kadar sürprizlerle dolu olacağının da sinyallerini veriyorum.
Loungeda oturmuş, uçuş saatini bekliyoruz. Ve benim bitmek bilmeyen hikayelerimden biri daha başlıyor...
Biliyor musun, 1930lu yıllarda Julieti ziyaret edenler onun mezarına çeşitli notlar bırakırlarmış. Julietin evinin romantik bekçisi Ettore Solimani ise bu mektupları okuyup cevaplarmış. Mektupların cevaplandığı dilden dile dolaştıkça, daha çok mektup gelmeye başlamış Juliete. Eskiden mektuplar evin dış duvarlarına sakızla yapıştırılıyormuş. Hala Julietin evinin duvarları sakızla tutturulmuş mektuplardan görünmez. Gerçi şimdilerde posta kutusu da var. Hatta mail adresi bile var ama sekreterler üzerinde pul olan mektupları cevaplamayı daha çok seviyorlar. daha romantik buldukları için. The Club di Giulietta yani Juliet Klubü, dünyanın dört bir yanından insanların aşklarına Julietin ağzından çare arıyor. Ve her yıl en etkileyici mektuba sevgilier gününde Cara Giulietta yani Sevgili Juliet ödülü veriliyor.
Bilmiyordum hikayeyi diyor. Devam ediyorum.
Ben de mektup yazdım. Bizden söz ettim Juliete. Kızdın mı bana? Bak cevap gelmiş.
Çantamdan Julietin sekreterinden gelen mektubu çıkartıyorum ve ona uzatıyorum. şaşırıyor.
Ama okuma, uçakta okursun. Ben uyuduktan sonra diyorum.
Ne olur gerçek olsa masallar. Ya da biz masal olsak... *
Masalımız gerçek olamayacaksa, onunla birlikte masal olacaktık biz italyada.
Ve ikimiz de bunun için elimizden geleni yapıyorduk...
Uçağa biniyoruz. Cam kenarı her zamanki gibi benim. o ise Yanı başımda, huzurum, güneşim, ayım...
Başımı omzuna yaslıyor ve huzurunu içime çeke çeke uyuyorum. Oysa elinde mektupla kalakalmış ne yapacağını düşünüyor.
Ne kadar zaman uyuduğumu bilmiyorum ama ismimin onun dudaklarının arasında özgürlüğe kavuştuğu an, gözlerimi masalımıza açıyorum.
Önümde açık duran sehpada kahvem duruyor. Sütlü ve şekersiz. Gülümsüyorum, çünkü bana ait hiçbir detayı unutmuyor ve ben, beni ezbere alışını hayretle seyrediyorum.
Burada eskiden şairler, yazarlar, ressamlar buluşurmuş biliyor musun? Sen de benim masalımdaki şairsin. O yüzden burada buluşalım istedim.
Hiçbir şey söylemiyor. Etrafımızda sardunya saksıları...
Ellerimden tutup dizinin dibine oturtuyor beni, ve güneşin batışını seyrediyoruz. Orada her şey bir şiirden ibaret sanki ve sanki tüm şiirlerde bizden bahsediliyor...
Gel diyorum, bu gün bitmeden aşk çeşmesine gitmeliyiz.
Sardunyaları orada bırakıp aşk çeşmesine vardığımızda hava kararmış çoktan.
Elimizde bozuk para, sırtımızı çeşmeye dönüyoruz... ilk parayı o atıyor. Buraya tekrar gelmek dileği. Sıra bendeydi. Bense onu diliyorum...
Piazza Bradan geçip Adige nehrine varıyoruz. Hava kararmış. Köprünün kenarında oturuyorum. Yanıma geliyor. tanrının bana vermiş olduğu o güzel armağanın kıymetini bilerek, ışıkların nehrin üzerindeki dans edişlerini izleyerek omzuna koyuyorum başımı.
bir şarkı mırıldanıyorum.
Ve O sabah son durağımıza, Julietin evine varıyoruz.
Juliet: Romeo!
Romeo: Söyle sevgilim.
Juliet: Yarın kaçta göndereyim?
Romeo: Dokuzda.
Juliet: Mutlaka gönderirim; daha yirmi yıl var sanki. Unuttum neden çağırdığımı seni.
Romeo: Anımsayıncaya dek beklerim burada.
Juliet: Büsbütün unuturum sen beklersen orada, anımsadığım için seninle olmanın hazzını.
Elimdeki kiliti ona gösterip, eminsin değil mi, vazgeçersen Veronaya dönüp kilidi açman gerekecek diyorum. Gülümsüyor. Avuçlarımdan kilidi alıp Julietin evinin orada bizi birbirimize kilitliyor.
Uçurtmalarımızın ipleri birbirine karışıyor orada.
Arkadaşlar olur böyle şeyler şurda aşık olmayan yazar yok, sevdiği ile neler neler yapmak isterler. Çok da tatlı gerçekten ama ne bileyim mahrem değil miydi, okusak mı okumasak mı diyoruz sanki kızın telefonunu karıştırıyoruz de gelen mesajları okuyoruz, sanki mailini patlatmışız, sanki kapısına kulağımızı dayamış ev mahremini dinliyoruz. Özel mesaj yapmışlar alman mühendisleri. Çok işe yarıyor neler çeviriyoruz bir bilseniz.
E tabi umuma ilan edilen böyle tatlı mesajlar her kadının da hoşuna gider ama ağbiiii
Spoiler
göbeğinde kalan son mısırı da ham yapmak istiyorum.
Spoiler
Yolsa biz takipteyiz heyecanla, deniz yıldızı beni affet falan da sezon arası verdi, iyi oluyor, eğleniyoruz.
Ne daktırlar ne mühendisler istedi de biz kızımızı vermedik. Çiçeğini çikilatasını kapsın gelsin önce bi benden istesin. Yok öyle bir entryle kızı kapmak.
ciddiye alıyor musunuz nan takım elbisemin William Fioravanti'den olduğunu, Daniel Roth Ellipso Curvex Tourbillon kol saati kullandığımı falan. olaya gel hacı. 100.000 $ saatim 30.000 $ takım elbisem olsa sözlüğü satın alır, adını da dimbirek diye değiştirirdim. vay dümbelekler.
bugün sevdiğinden ayrıldığı için acılı bir klip çeken liseli kafasını yaşamak istiyorum sözlük.
fonda acıklı bir şarkı çalsın, ben de kamera karşısında playback yapayım, kumandayla yüzüme zoom yaparken, saçımı yoluk yoluk yapıp güneş gözlüğümü çıkartıp ekrana bakayım, sonra oyuncak tabancayı şakağıma dayayıp kamera karşısında masuscuktan devrileyim, gerçekçi olsun diye de yüzüme gözüme ketçap süreyim, üstelik tüm bunları yaparken de hiç gülmeyeyim istiyorum. Çok şey mi istiyorum sözlük?
Kadin cikarak milyonlari uzen yazar.
Ama asil yikildigim nokta sefgilisinin olmasi oldu. Buhu.
ilan i ask edenleri de sallamaZ. Eniste bey kiziyor. Gshs
çok ciddiyim erkek biliyordum kendisini itirafta denk geldim yemin ediyor kız olduğuna dair. o zaman mesaj attım baya da yazıyor nicki de harika severek okuyorum hep kalsın gitmesin tatlı yazar.