5. sezon finali ile baya beni ağlatan dizidir. ağlayan adam değilim ama gözüm doldu lan. hemde siktiğimin bi dizisine. hemde gavur dizisine.
--spoiler--
amk lumen'i seni, siktimin karısı! nasıl bıraktın gittin o adamı aq! nasıl bırakıp gidiyorsunuz aq? bugün seviyorum diyip, ertesi gün ben sikimin keyfine akarım mantığına dönüp nasıl sırt çeviriyorsunuz? sizin fıtratınızı sikeyim.
debra'nın dexter'ı yakalamaya an kaldığı sahnede üç buçuk attım aq. diziyi izlerken içimdeki ilkelin sesine kulak veriyorum resmen. içgüdüsel yaşam iyidir bence. ölelim öldürelim esnafa can verelim.
--spoiler--
efenim, dexter giyen insanlar ya maddi durumu gerçekten iyi olan kimselerdir ya da adana'lılardır veyahut her ikisi de olabilir, bilemeyiz. niye mi? incirlik amerikan hava üssünden bol bol dexter çıkarttırır esnaf ve de bunu amerikan pazarında uygun fiyatlara satar. sebebi budur işte. kısacası adana'ya geldiğinizde hemen her yağız delikanlının ayağında bir dexter görürsünüz gerçeğinden. üniversite yıllarımda, ayağındaki dexter'ı görüp tanıştığım bir adana'lı arkadaş da yok değildi:
-sa. adana'lısın galiba gardaş.
+as. he baba, nerden anladıng?
-dexterdang dayı.
+o eyvallah, ben rasim.
-ben atay, memnun oldum gardaş.
dün itibariyle bitirdiğim dizi. bundan oncede prison break'i izlemiştim. berbat ötesi finali olmasa izlediğim en iyi dizi derdim ama o final olmadi be senaristler.
sürekli bir sinir hali içerisindeyim sözlük. henüz 8. sezonu izlememiş olanlara tavsiye izlemeyin derim ben. şu an izlediğim için pişman oluyorum. 8. sezon dizinin büyüsünü bozmuştur net.
ilk sezonlarda gördüğüm o derin adamı, içsel olarak sürekli hesaplaşmalarını, iç sesini, çevresindeki insanların salak hareketleri içinde kendini var etmeye çalışmasını, yalnızlığını çok sevmiştim. Çok güzel bir karakter yaratmışlardı. çok etkileyici, karizmatik ve ister istemez kendimizle özdeşleştirmeye çalıştığımız. onun o halini sevdiğimiz, saçma sapan yaşanılan hayata farklı değer yargılarıyla yaklaşmasıydı. diğerleri gibi olmamasaydı onu çekici kılan. hatta diğer karakterler yanında çok basit kalıyordu. o kendi içinde yaşıyordu herşeyi ve ben onu böyle çok sevmiştim. bağlanmıştım. ama sonra ne oldu! o adamı aldılar behlül kılığına soktular, sarışın mal bir karının oyuncağı yaptılar. duygu selleri yaşamaya başladı, debra'yla ikisinin arasında 7. ve 8. sezonlarda yaşananlar benim açımdan çok sıkıcıydı. dediğim gibi ben o yalnız, serinkanlı ve içinde saklanmış his duygularıyla konuşan adamı istiyorum. son sezonlarda karakterden tamamen kopartmışlar dexterı. senaristlere içimde bir öfke duyuyorum. hangi akla hizmet adamın karizmasını 8. sezonda yerle bir ederler. yapacağınız işe sizin. çok büyük düş kırıklığı yaşadım 8. sezonda. özellikle dizeye hannah ın dahil edilişi hataydı ya da olsaydı ama dexter'a şu aptal aşık hallerinde görmeseydik. hannah gibi pasif bir karakter, dexter'ı alt etmeyi başardı. dexter'ın büyüsüne yazık oldu. keşke 4. sezonda bitirselerdi.
Yabancı dizi denildiğinde dexter derim başka söze gerek yok izle ve tadını çıkar izlememiş olmak ve tekrar tekrar izlemek isterdim özellikle her sezon finallerine yakın bölümlerde büyük bir heyecan ve gerilimin baş gösterdiği şahane bir eserdir. Tabiki sonu daha güzel bitebilirdi yinede her bakımdan izlemeye değer.
dexter morgan biricik oğlunu o hasta kadının, hannah'ın ellerine bırakmıştır. o kadına güven olur mu, o senin kız kardeşin debra gibi fedekar ve güvenilir mi?
tüm zamanların en güzel dizilerinden. finali hariç on puanı hak eden diziye finaline rağmen on puan veriyorum. tabi ki dexter oduncu olmamalıydı, kendini yalnızlığa mahkum etmemeliydi, tabi ki deb ölmemeliydi. ama bunlar bile dizinin değerini düşürmüyor. umarım hak ettiği sinema filmi ile taçlandırıp güzel bir son yapabilirler.
--spoiler--
Deb'i okyanusa attığında çok duygulandım, keşke deb'i attıktan sonra kendi gırtlağını keserek intihar etseydi, kanla başladığı hayatını kanla bitirseydi hem daha vurucu bir final olurdu.
Son öldürdüğü kişinin Deb olması ilginçti.
--spoiler--