nick ismimdeki gizli kahraman, canavar. özledik be. bir de kardeşini öldürmeyeydin iyiydi. ilk sezondan beri içimde kaldı o da senin kadar karizma idi. onu öldürmen senin canavarlığını kanıtladı asıl.
hayranı olunası serikatil. dexter dizisindeki bazı önemli detayları söylemek istiyorum:
teknesinin ismi slice of life yani hayat parçası. işin ironik yanı dexter "parça"ladığı bedenleri buradan atıp gizlemektedir. eğer psikanalitik bir yorum olacaksa tekne ile yalnızlaşıp, kaçarak bilinçaltına atmaktadır dexter.
bilindiği üzere dexter bir konteynırın içinde bulundu. annesi parçalanmıştı. ağabeyi de o konteynırın içindeydi. ikisinin de cinayet işleme şekillerinde bu ortak nokta mevcut:
ağabey öldürdüğü kişilerin kanlarını vücutlarından tamamen atıp, tırnaklarını da rengârenk boyuyordu. dexter ise kandan sadece bir örnek alıyor. yaşamlarımızın üzerimizdeki etkilerine dair inanılmaz bir gönderme bu bence.
dexter aldığı kanı klimasının içinde saklıyor. bunun nedeni de nefes alabilmesinin tek yolu budur.
son olarak dexter neden elmacık kemiğini kesiyor? çünkü yasak meyveyi yemeye bayılıyor. o yasaklanmışlık onun imzası.
"Kasıtlı adam öldürmek, bir nevi insanlıktan kusursuz kopuşu temsil eder. Sizi sürekli bakınan, eşlik edebileceğiniz arkadaş çevresi arayan bir yabancı durumunda bırakır" sözleriyle beni derinden etkileyen karakter. O dışlanmışlıkla, insanlık durumunun içine atılmışlıkla en büyük cinayeti olarak kendini gerçekleştiren insanlara bir selam niteliğindedir bu söz.
Erkegin tam tanimi denebilir kendisi icin. Bu kadar tutkulu biri gercek hayatta cok cok zor. Dexter morgan her anlamda asiri tutkulu. Nefreti bile o kadar tutkulu ki insan hayran olmadan edemiyor.
Hayran olunan kisilik dexter morgan, michael c hall ile karistirmayallim lutfen.
insanların kötüler ölsün mantığı yüzünden sevdiği ve sempatik bulduğu seri katil. mesela halk ona göre kötü olan canlının idam edilmesini seyretmek için meydana toplanır ve bu anı hafızasına kaydetmek için beklemeye başlar. asıl kötü olan, özünde kötülük bulunan insanın bu tür karakterleri kahraman olarak görmesi de bu yüzden çok normal.
aslında sosyopat olan bu karakter yönlendirilmesi sonrası kötüleri öldürmeye başlamıştır. bir dış müdahale olmasaydı sosyopatların en belirgin özelliği olan vicdan duygularının gelişmemiş olmasından ve öldürme içgüdüsünden dolayı o an gözüne kestirdiği herhangi birini öldürecekti. burada bu karakter için önemli olan kötülerin ölmesi değil, seyirci kötülerin ölmesini beklerken dexter sadece öldürmek zorunda hissettiği için öldürüyor. seri katil incelemeleri ve sosyopatinin iyi araştırılması sonrasında ortaya çıkan bu karakterin çocukluk boyunca hayvanlar üzerinde öldürme eylemini gerçekleştirmesi, bu konuda deneysel davranışlar içine girmesi ve vicdani rahatsızlık çekmemesi karakterin aslında kötü olduğunun bir göstergesi.
insanoğlu kötülerin aslında bir kötü tarafından öldürülmüş olmasından rahatsızlık duymuyor çünkü kendisi de kötü olarak gördüğü kişiye zarar vermek istiyor. ona göre kötü olanı maddi ya da manevi, fiziksel ya da duygusal olarak zarara uğrattığında başı belaya girmesin istiyor, başım belaya girer korkusu ve endişesi yüzünden de bunu eyleme dönüştemiyor.
dexter kötü olana zarar verirken başını belaya sokmuyor olması insanların yer değiştirme isteğini de had safhaya ulaştırıyor. kötünün değil kötüyü öldüren kişinin yerine kendisini koyup rahatlıyor. işte bu anlamda bir çok ergenin aklını bulandıran bu karakter yeni katillerin yetişmesine de neden oluyor.
seyretmesi zevkli mi? evet. belirli kurallar ile akıllıca ders veriyor mu? ona da evet. insanların kahramanlaştırdığı bu karakter bir çok kişinin özenmesine yol açıyor mu? evet. son evet ile ilgili sıkıntılar var. seri katil incelemesi için seyredilebilir ama iş kahramanlaştırmaya gelecekse belirli bir amaç için öldürmüş tüm seri katillere saygı duymak gerek.
Bence oğlu Harrison büyüsün ve babası gibi o da oğlunu yetiştirmek için dönsün. ilk sezondan sonra Dexter'in oğlu olarak olmasada bu çizgide devam etsin.