gecenin bir yarısı polemik yaratmayacak kadar taş gibi filmdir. oteriteye nasıl ses çıkarıldığı ise detaylarda gizlidir, öyle herkes göremez vesselam!!
muhteşem bir filmdir. arşivliktir. kelimeler kifayetsizdir. son sahnesinde arabanın yürümeyişini izlerken gözüm doldu. umut dolu bir film ve içindeki diyaloglara bakılınca bazı şeyleri öğrenmemizi sağlıyor.
Tek kelimeyle "mükemmel" bir film.Ama maalesef hak ettiği değeri görememiştir.Şu sıralar izmir'in çeşitli noktalarında izmir Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen "Açıkhava Yaz Sinemaları" kapsamında gösterilmektedir.
Herkesin seyretmesi gerken ve seyrettiğimde nerdeyse gözerlerimin dolduğu film.
----spoiler----
devrim durduğunda, en azından halk onu sırtlar, yarı yolda bırakmaz sanıyordum..
----spoiler----
Burada olayın başka boyutları da var. Cemal Gürsoy darbeden bir gün sonra 28 Mayıs 1960 günü akşam saat 11:00 de ABD Büyükelçisi Warren ile görüşmek istiyor.
Görüşme Genelkurmay da Gürsel in ofisinde gerçekleşiyor. General öncelikle darbeyi neden yaptıklarını uzun uzadıya anlatıyor. Ardından ise asıl konuya geliyor.
Devletin maaşları ödemek için 180 milyon liraya ihtiyacı var, ancak kasada 23 milyon lira var. ABD'nin olağan ödemesini bir miktar öne alabilıp hükümetin 1 Haziran ödemelerini yapmak istiyor. Yani düşününki hükümet maaşları bile ödeyemeyecek kadar aciz ve ABD'ye bağlı. iş böyle iken kalkıp onlardan aldığınız parayla araba yapmaya kalkarsanız başınıza bunlar geliyor. Adam bunu kırmak için bir girişimde bulunuyor. Ama malesef türk halkının verdiği tepki ortada. insanlar darbe yapmışsın, diktatörsün, astığın astık kestiğin kestik diyorlar ama olay öyle değil işte. Çoğu kişi (benim çevremdeki) işin bu boyutunu bilmediği için olay basit geliyor. Bunu bilerek seyretmek insanı baya bi üzüyor.
Ülkemizin hala neden bu durumda olduğunun gösteren film.bir takım güçler hiç bir zaman boş durmuyor malesef.
ayrıca bana kalırsa cemal paşa sadece türklerin araba yapabileceğini göstermek için bu projeyi yaptırdı.O araba benzini bitip durmasa da hiç bir zaman seri üretime geçirilmeyecekti..
çok sağlam bir oyuncu kadrosu olan kaliteli bir yapımdır. herkesin emeğine sağlık. böyle değerleri unutmamalı unutturmamalıyız ama burası Türkiye değil mi? vizyondan bile kaldırıldığına göre zamanında. "Türkiye de hiç bir başarı cezasız kalmaz"*
tek kelime ile "arsivlik" bir filmdir. bu filmin dvdsi hemen alinmali, arsivlere koyulmalidir. yeni nesillere izletilmeli, neden, nasil, hangi aptalca fikirlerden dolayi bu hale geldik, bir bir gosterilmelidir.
Yeni Şafakın haberine göre, filmin yapımcılığını üstlenen Ekip Film adına açıklama yapan iletişim Dükkanı adlı halkla ilişkiler şirketi yaptıkları 2 yıllık araştırmada otomobillerin yapımı ile ilgili Necmettin Erbakanın hiç bir rolünü saptayamadıklarını hatta otomobilleri yapan 23 mühendis arasında da adının geçmediğini açıkladı.Necmettin Erbakan ise bu açıklamaya büyük tepki gösterdi. 1960 yılında, istanbul Teknik Üniversitesi Motor Kürsüsü öğretim üyesi olduğunu ve Ankarada yapılan Sanayi Kongresinde Türkiyenin kendi otomobilini yapabileceği fikrini ilk defa ortaya atan kişinin kendisini olduğunu belirten Erbakan,Zamanın ihtilal hükümeti, Eskişehir Demiryolları CER Fabrikasını benim emrime verdi. Buradaki Türk mühendis ve işçilerle el ele vererek, Türkiyenin ilk ve tek Devrim adlı yerli otomobilini ürettik. O dönemde 4 adet prototip üretilen ve sadece bir tanesinin günümüze kadar gelebildiği Devrim otomobilleri, Türk ordusunun binek otomobil ihtiyacını karşılamak için üretime başlamıştı dedi. Erbakan, Böyle bir senaryo yapmışlarsa bunu yazanlar ya çok cahiller ya da gerçeğe gözlerini kapatmışlardır` diyerek şaşkınlığını dile getirdi.