kredinin değil evliliğin önplana çıkartıldığı durumdur. Bu durumda devletin değil - çünkü devlet ve hükümet birbirinden ayrı yapılardır- hükümetin insana yaklaşımı söz konusudur. Peki aynı hükümet, iş bulma, işi idame ettirme, gelir düzeyini hakkaniyetli bir şekilde dağıtma konusunda ne yapmıştır?
faiziyle de geri alacağını gösterir. ticari bankaların vatandaşı ziktiği yetmiyormuş gibi aynı kulvara devlette girdi hadi bakalım. vatandaşı kim ne kadar zikerse kardır. o değil, bir de müslüman devletiz. gel gelelim kredi faizlerinden kazanılan paralarla devlet polisine öğretmenine de maaş ödeyecek. ortam süper, memurların altında lüks arabalar, zamlar ikramiyeler falan. devam böyle. patlar yalnız birgün. söylemesi.
öğrenim kredisi yetmiyormuş gibi bir de bu çıktı. üniversiteden mezun ol bir de bu krediyi almaya mecbur ol.
+ hocam bak napalım biliyor musun?
-nedir?
+ şimdi senin 11.750 tl öğrenim kredisi borçun var ya bununla birleştirelim. toplamda 21.750 olsun tüm borcun. her üç ayda 500 tl olarak öde. borç yiğidin kamçısıdır heri unutma.
-nereyi imzalıyorum?
günümüzde şartlarında erkeklerdeki iktidarsızlığın en önemli sebebi olma yolunda gitmektedir; borç.
ükemizin ne kadar pahalı olduğunu öğrendiğimde, henüz 20 yaşındaydım. hayır , pahalı olduğunu biliyordum zaten ama bu kadar pahalı olduğunu bilmezdim. merak etmeyin, o krediyi verirler, gerisin geride almasını bilirler. biz bunları çok iyi biliriz.
ayrıca, ne kadar verirlerse versinler, inanın şu an hiçte cazip gelmedi.
