devlet hastanesi nin olmazsa olmazları

    70.
  1. Doktorun kapısının önünde isminizin yazmasını beklemek. kapının önü zombi filmlerindeki sahneler gibi. sanki kapı açılınca bekleyen onca adam doktoru yemek için içeri dalacaklar.
    7 ...
  2. 30.
  3. Herkese senin neyin var diyen teyze.
    7 ...
  4. 28.
  5. hasta bakıcıların kendilerini doktor sanmaları.
    5 ...
  6. 76.
  7. hasta kabul ve kayıt kısmında oturup elindeki telefon ile oynayan ve her geleni yanındaki çömez elemana yönlendiren sinir bozucu tiplerdir. millet orada ekmek kuyruğu gibi olur ancak bu eleman ısrar ile gelenleri sinirli şekilde yan tarafa yönlendirir..

    kapı önlerinde bekleyen kalabalık amca teyze kitlesine girmiyorum bile sabah sabah migrenim tutmasın şimdi. sinir bozar aşırı derecede o sıra ekranı sanki boşuna konmuş oraya her kapı açıldığında kafaları içeri doğru uzar böyle..
    5 ...
  8. 73.
  9. sıra beklerken "eskiden böyle değildi gelir büssürü sıra beklerdik.." diyen abiler, ablalar, dayılar, teyzeler..
    5 ...
  10. 14.
  11. kendini asker, koruduğu yeri de vatikan sanan özel güvenlik personeli.
    5 ...
  12. 32.
  13. Geçenlerde hastanede müdahale odasının
    önünde bekliyoruz, düzensiz bir sıra, ama
    yine de sen benden öncesin, ben senden
    sonrayım gibi bir sıra yapmayı becerdik. o
    kurduğumuz düzen her hasta giriş
    çıkışında kapıya yığılmayla birlikte
    bozulacak gibi olsa da kapı kapandığında
    yine sıranın sağlandığını görüyoruz. derken
    sıra bir türlü gelmez oldu, giren bir saat
    çıkmıyor, çıkanlar da farklı.
    Bu iş böyle olmaz diyerek girdim odaya,
    odaya açılan başka bir kapı daha var,
    oradan torpilli hastalar giriyor. vay sen
    misin bunu bize yapan diyip bağırıp
    çağırdım, suçlu olan personeller kendilerini
    belli edince saldırdım bunlara, elime ne
    geçirdiysem suratlarına fırlattım. kadın
    erkek demeden kollarını büktüm, dizlerimle
    sektirdim, saçlarından tutup duvara
    defalarca vurdum yüzlerini. bir yandan
    dikişli karnımı tutuyor, bir yandan tek
    kolumla düşmana sert müdahalelerde
    bulunuyordum. kavgamız odadan dışarıya
    taştı, hastanenin diğer personelleri de geldi
    üzerime, bi ona bi ona, bi ona bi ona,
    derken güvenlik de karıştı olaya, kıvrak bir
    hareketle elinden copunu aldım, o şaşkınlık
    içerisindeyken ters çevirip yere
    yatırdım.benden gaz alıp heyecana gelen
    sinirli bir kaç vatandaşı tembihleyip "bunu
    bu konumda tutun, arkasına dönmemesini
    sağlayın" dedim, tamam dediler. tüm bunlar
    saniyeler içerisinde oluyorken ben yine
    döndüm, "bana başhekimi getirin yoksa
    alayınızı ipe dizerim" dedim. tabi hastaneyi
    babasının malı gibi görüp üzerime
    çullananlar oldu yine ve güçlü
    yumruklarımdan nasibini aldılar. kimi
    üzerime hınçla geliyor ve tek bir hamleyle
    camdan dışarıya fırlatıyordum, hastanenin
    acil servisi şimdi yaralı personel için
    düğmeye basmıştı. karnımdaki dikişler
    açılmıştı, müdahale odasına koştum hızlıca,
    gerekli malzemeyi alıp çıktım dışarıya,
    herkes beni izlerken karnımı diktim, sonra
    polisler geldi, onlara başhekimi istediğimi
    söyledim. "başhekim diye bir şey yok"
    dediler. "nasıl yok lan, bu şatonun bir
    kont'u yok mu " dedim.
    Bir anda kolumu tıklatan teyze "sıra sende
    oğlum hadi" diyip dürttü beni, hastanenin
    nefret ettiğim o yapısı içinde doğaçlama
    gelişen bu hayalim sona ermişti, içeriye
    girip sıkıntımı anlattım, reçetemi alıp çıktım.
    3 ...
  14. 25.
  15. 5.
  16. upuzun, bitmek bilmeyen kuyruklar.
    3 ...
  17. 26.
  18. o iğrenç kokusu, etrafta serumlu gezen ihtiyarlar ve hastanın meyvelerini yavaştan götüren köylü refakatçiler.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük