''dün kovduklarımız bugün tekrar başımıza üşüşmüşlerdir.
dün def ettiklerimiz bugün yeniden doğrulmuşlar ve işbirlikçileri eliyle kapımıza dayanmışlardır.
ve dün mağlup ettiklerimiz, bu defa hınç ve hırsla üzerimize çullanmışlardır.
türk milletinin tarihi mevcudiyetinden nefret duyan sömürgeci güçler, aslında hiçbir dönemde kapatmadıkları kanlı hesaplarını yeniden açmışlardır.
emperyalist oyunlar, karanlık ilişkiler, bölünme kampanyaları tekrar hız kazanmış, bir kez daha sahneye çıkmıştır.
biliniz ki,
942 yıl önceki malazgirt destanının hesabı sorulmak istenmektedir.
917 yıl önce başlayan ve anadolu'nun her karışına mübarek mücadelelerle gömülen haçlı zihniyeti, geçmişin yarım kalan hesabını kapatmayı ummaktadır.
714 yıl önce söğüt'ü yurt tutarak üç kıtaya mühür vuran millet kudretini bitirmek ve silmek için yoğun çabalar sergilenmektedir.
560 yıl evvel türk milletinin hâkimiyetine geçen istanbul'un kaybını ve acısını unutamayanlar öç almak içine ellerini ovuşturmaktadır.
98 yıl önce çanakkale'de tepelenenler, yeni baştan şanslarını denemek için harekete geçmişlerdir.
93 yıl önce sevr'deki rezil hesaplar içimizdeki gafillerin desteğiyle tekrar canlanmıştır.
91 yıl önce sakarya'da durdurulan, 90 yıl önce dumlupınar'da yere serilen düşmanlıklar; şimdilerde dirilmiş, bilenmiş ve beslenmiş vaziyette karşımıza dikilmiştir.
türk milleti kuşatılmış ve milli değerlerimiz alçakça hedef yapılmıştır.
şurası açık bir gerçektir ki;
etnik bölünmeyi amaçlayan kanlı terör meşrulaşmış, muhatap kabul edilmiştir.
imralı canisi çözüm ortağı ve barış elçisi olarak gösterilmiştir.
siyasi ayrılıkçılık hevesleri hız kazanmıştır.
etnik bölünmeye zemin hazırlayan iç ve dış tahrikler anormal ölçülerde artmıştır.
iç huzur, kardeşlik ve dayanışma ruhu yara almış ve zayıflamıştır.
terör inisiyatif elde etmiş, "süreç, çözüm, barış, ateşkes, pazarlık ve taviz kopartma" tuzaklarıyla alanını genişletmiştir.
cumhuriyetin ilke ve esasları tartışmaya açılmış, bölünmeye anayasal kılıf bulma süreci ivme almıştır.
kimlikler kaşınarak, sistemli tahriklerle kavga ve çatışma ortamı körüklenmiştir.
türkiye'nin milli devlet niteliği ve üniter yapısı hedef alınmıştır.
ve aziz milletimizin bin yıllık kardeşliği tesadüflerin eline bırakılmıştır.
türk milletini, dış tesir ve müdahalelerden koruyacak ekonomik, kültürel, sosyal ve ahlaki güvenlik duvarları akp zihniyetinin teslimiyet anlayışı ile kırılma noktasına kadar bükülmüştür.
tarafımdan sevilme sebebi siyasi başarısı veya başarısızlığı olmayan lider. devlet bahçeli ne kör fanatik bir milliyetçi, ne yobaz bir dindardır. Türk, müslüman, atatürkçü ve laik bir siyaset adamıdır. birine yaranmak için birini ayaklarının altına alıp, yarın ihtiyacı olduğunda sarılmaz. diyarbakır'da ondan başka, korkmadan "ne mutlu türküm diyene" diyebilen bir lider varsa çıksın ortaya. cumhuriyetin bekçileriyiz, atatürk'ün askerleriyiz diyen chp bile yapamamıştır bunu.
Bu da Recep tayyip erdoğan'ın son günlerdeki işçi Partisi ve Mhp yakınlaşmasına dikkat çektiği beyanatı : ''O çıkınca fotoğraf mı çektireceksin. * Artık fotoşop teknikleri çok gelişti istersen iP Genel Başkanı'nın Bekaa vadisindeki fotoğrafına kendini ekleyebilirsin'' al bu kapağı eve götür sayın bahçeli. Anti tayyip erdoğancı olan bile bu kapağı görmezden gelemez.
nefret ettigim bir ideolojiye sahip olmasına rağmen bana sevimli gelen ve hatta konuşunca dinlediğim siyaset insanı.
bence o ideolojiye inananlar olaya sadece kendi hisleri çerçevesinde bakmasınlar yanisi sadece senin duygularına tercüman olursa %5 ile sınırlı kalır. siyaset elindeki dar kitleyle yetinmek değildir. kapsayıcı ve geniş olmak zorundadır ol sebepten bence yetersiz değildir neticede bu adam elinde tesbih, omuzlarında ceket, kundurasının tabanına basan yere tüküren gerektiğinde uluyan insanlarıda; öteye, çağın göbeğine oturtmak zorundaydı ve bence baraşılı da oldu.
çünkü 1950'den itibaren ileriye doğru giden muhafazakar kitle dahi kendi burjuva sınıfı yarattı, keskin soluclar sloganvari söylemlerini bir kenara bıraktı, çatık kaşlı kürtler artık kadın hakkı, cinsel eğilim vs. den bahsediyorken bu adamın ordan girelim burdan çıkalım demesini beklemeyin.
bugün grup konuşmasında yine hislerimize tercüman olmuştur. brüksel' den washington' a, erivan'dan kandil' e kadar bütün yanaşmaları, hainleri, soysuzları köpek götüne sokup çıkarmıştır.
neyin mücadelesini verdiğini anlamadığım genel başkan.
başbakan diyoruz bakın, bu adam türkiye cumhuriyeti'nin başbakanı olmak için çabalıyor. ama boşa çabalıyor yani, başbakan denildiğinde insanda bi asalet olması gerek.
allah aşkına şu duruşa, hitabete bir bak; böyle başbakan mı olur lan?
çekil git kardeşim partinde daha adam akıllı, hitabı düzgün insanları otuttur koltuğuna, onlar başbakan adayı olsunlar.
Matematik dehasıyla herkesi kendine hayran bırakmış siyasetçi. Alay etmek için adını Devlet Boşalan yapmaya falan da gerek yok, zaten yeterince malzeme veriyor. (bkz: tkp li erkan boşalan ın domalan seçim anketi)
liderlik vasfı yokmuş, çok dili sürçuyormuş lafları umrumda bile değil.
bana göre; adam'ım diye gezenlerin arasında, tüm sadeliğiyle, efendiliğiyle ve mütevaziliğiyle karşımızda duran adam'dır. şerefli her vatandaşın temsilcisi ve sevdalısıdır.
vatandaş: bunlar kendilerine bağladılar fortumu, kendilerine bağladılar!
d.bahçeli: ne hortumu? kanalizasyon borularını bağladılar!
vatandaş: kendilerine bağladılaaar! kendilerine bağladılarr!
