tunceli kanunu olaya öncü olmuştur. her ili o zamanlar bir vali yönetirken tunceliyi komutan yönetecek ve sürgün etme yetkisi olacaktır. dersim isyanı kürt grupların ayaklanmasıdır o sıralar 18 ayaklanma olmuş 17si doğuda olmuştur doğuda olmayan ise menemen ayaklanmasıdır. o zaman ki hükümet bu olayın üzerine fazla şiddetle gitmiş sadece olaya karışan eskıyaları yağmacıları değil sivil insanlarıda cezalandırmıştır. sivil zahiyat verilmiştir.. burda amaç bunları ellemedikçe yeniden ayaklanıyorlar şu an ki ayaklananları alsak bir şey değimeyecek kökten alalım bir daha ayaklanmasınlar mantığıdır.
"Biz Tanrı'nın kullarının kalbinde bulunduğuna inanırız. Her nerede dürüst bir adam varsa onun kalbinde de bir Tanrı vardır." düşüncesinin boy verdiği topraklarda yaşamış insanların isyanı.
--spoiler--
"laç deresinde vurulmuştu o, öldürülmüş. asker gitmiş ki çocuğu etrafında dolanıyor. kayınbabam anlattı, o askerin milisiymiş.
çocuk etrafında dolanıyor, gidip annesinin memesini emiyor, memeleri dışarı çıkmış, gidip biraz emiyor sonra gidip kumda oyun oynuyor, kumda oyun oynuyor sonra gidip tekrar meme emiyor.
Askerlerin başındaki subay "yazıktır karışmayın, zaten kendi kendine ölür" diyor. "annesi ölmüş o kendi halinde ölür, karışmayın." Karışmamışlar, o subay orada karışmamış.
Biz biraz uzaklaşınca, arkamızdan askerin biri çocuğu süngüleyip nehire fırlattı.
--spoiler--
kardeşim şöyle diz çökmüş yönünü o taraf dönmüş, sandığın kilidi, nüfus kağıdı yeleğin cebiyle birlikte yerdeydi
ben sandım ki sağdır. meğer ki ortadan biçmişler gövdesi olduğu gibi yere dikilmiş. Zannedersin ki sağdır.
Neyse ellemedim, gideyim evden insanları getireyim de cesetleri kaldırayım dedim.
Ardından başka insanlar da gitti. Onları Xec'te kırdılar. Biz artık gitmeye cesaret edemedik, cesetleri dağda kaldı.
Bu evler kadar ceset yığmışları üst üste, bu evler kadar. sarı saçlı çıplak bir çocuğu ölü yığınının tepesine dikmişlerdi... dağ meltemini vurdukça çocuğun sarı saçlarını bir tarafa doğru dalgalandırıyordu.
Gavur bile halimize ağlardı; gavur, gavur"
--spoiler--
kim tarafından yapılmıştır, yaptırılmıştır hala meçhuldur!(benim için malum kişiler) öldürülenlerin çocukları öldürenlerin yılmaz savunucusu olmuştur. bizler ise bu ikiyüzlülüğü ibretle izliyoruz.
chp'nin oy aldığı kesimin büyük kısmı alevi ve doğuda yaşamayan kürt kesim değil mi?
dersim'de devletin dini baskı yüzünden katliam yaptığını iddia edenler rejimin laik cumhuriyet olduğundan habersiz mi. yoksa atatürk alevi düşmanı mı diyeceksiniz?
konuyu anlamlandıramamışlar için özetleyelim.chp kimlerden oy alır? ulusalcılardan, akdeniz bölgesinde yaşayan alevilerden, doğudan batıya sürülen alevi ve kürtlerden... zamanında ulusalcıların sürdüğü alevi ve kürtler neden kendilerini sürenlerle beraber derseniz bu tam bir rejim başarısı. alevi dostlarımız "sünnilerin düşmanı düşmanımdır" prensibini benimsemiş ve laiklik onlara fazla zarar veren bir öge olmamış, bu nedenle ulusalcılar ile beraber olmaktan hiç gocunmamışlardır. sonuç olarak ulusalcılık ve alevilik birbiri içinde eritilmiş.
osmalı döneminde ve dersim'de katliama uğrayıp konya çöllerine sürüldüğü halde chp'den atilla kart gibi bir milletvekili çıkaran kürt köylerine ne demeli? kürt açılımına şiddetle karşı çıkan chp'lilerin kökenine bakarsanız çoğunluğu kürt, alevidir. yine de gelecek seçimlerde bu insanların tekrar milletvekili olmasını beklemekteyim. doğu'da yaşamasalar da hala aşiret havası içinde hangi parti olduğuna bakılmaksızın oy veriyorlar. yine de bir düşüş olacaktır. arada mhp malı götürecek.
bir ülkenin bütünlüğü vardır;
haklı olsa da bazı ayrılık düşüncelerine taviz vermemektir..
bir ülkenin bütünlüğü vardır;
artniyetli ayrılıkçı düşüncelere her zaman düşman olmaktır..
dersim katliamı..
bu düşüncelerin neresindeydi, kurtuluş savaşındaki saflarda hangi propagandayla şu an yaşadığımız toprakların bütünlüğünü sağlamakla yükümlüydü bilinmez.
sabiha gökçen..
dersim halkının üzerine, katliamda değil de kurtuluş savaşında o bombaları halkın üzerine bırakıp da o halkı katletseydi şu an bu vatan olur muydu o da bilinmez..
ilerici bir ayaklanma olarak gösterilmeye çalışılan ayaklanmadır.
önderliğinin niteliği gericidir. Bölgedeki feodal kalıntıların feodal beylerin cumhuriyete karşı kışkırttıkları bir grup cahil kürdü kullandığı ayaklanmadır. ayaklanma özgürlük amaçlı değil ağaların ağalıklarını sürdürmesi amaçlıdır.
gerici bir ayaklanmadan devrimcilik çıkartılan isyan.
arkadaşlar herhalde genç cumhuriyetin ulus olaktan vaz geçip özerklik vermesini yönetimi aşiret reislerine teslim edip isyancılardan da turşu yapmasını bekliyorlar bu konu açılınca.
tümüyle aşiret düzenini korumak için yapılmış olup her nasılsa devrimci ilan edilmiş gerici bir isyandır. -elbette tc ye karşı olan herşey devrimcilik(!) ise o başka...-
Dedelerimin izmir'e yerleşme nedeni. 1938 yılı dedem ve altı kardeşinin hayatını değiştiren bir tarihtir. köylerinde yaşar, tarlalarını ekerler, aşiretleriyle gurur duyarlar, hani bildiğiniz anadolu köylüleri gibi hayatlarını sürdürürlermiş. tek farkları türkçe konuşmuyor ve mezheplerinin Alevilik olmaları.
Nerden bilsinler bu kadar nefret edildiklerini, bu kadar sevilmediklerini? isyan mı katliam mı her neyse başlar ve işte büyük kardeşin iki çocuğu ve eşi öldürülür evine geldiğinde, ne olduğunu anlamayan dede, ortanca kız kardeşlerinin kaç demesiyle dağa kaçmaya başlar iki kardeş koşarlar, neden kaçtıklarını bilmeden. fakat köylerinde hala altı kardeşleri vardır. ilerde bu kardeşlerden biri annemin babası olacak, diğeri ise babamın babası olacaktır (anne ve baba amca çocukları). dağın yamacında kaçsak mı, kaçmayıp kardeşlerin yanına mı gitsek diye düşünürken, köyden yükselen dumanları görürler. En büyük kız kardeş, annesi, babası ve altı komşusuyla yakılırlar. diğer erkek kardeşlerden biri kaçıp dereye saklanır. fakat en çaresiz kız kardeş munzur deresine atılır. Geriye kalan iki kardeşten biri kurşuna dizilenlerden olur fakat ölmez sol kolunda hasar kalır ama hayata devam eder. diğer kardeş çok küçüktür ve askerlerden bir tanesi (allah bin kere razı olsun ondan) vurmaya kıyamaz. dereye atılıp kurtulan kız kardeşin kulak zarında yırtılma olur, su basıncından dolayı, daha sonra kulakları iltihaplanır. kulakları duymaz hale gelir. erkek kardeşlerin tamamı farklı soy isimleri verilerek türkiye'nin farklı bölgelerine sürülüor. kız kardeşlerin biri o dönem açılan kız okullarına alınır.
erkek kardeşler ise trenlere yüklenip sürüldükleri vilayetlerin tren garlarında öylece bırakılır. Zazacadan başka dil bilmeyen binlerce insan hayatlatlarının dönüm noktasını yaşamaktadırlar. kardeşler yıllarca birbirlerini ararlar üç erkek kardeş birbirlerini altı sene sonra bulurlar. 9 sene sonra ise en küçük erkek kardeşlerini ve 24 sene sonra sağır kız kardeşlerini buluyorlar. fakat diğer kız kardeşlerini bulamadılar. babam gecen seneye kadar aradı halası yaşıyor mu diye ama bulamadılar. kendi ölmüş olabilir en azından çocuklarını bulsak o da yeter bize. bulamamızın nedeni okullara gidenlerin Zazaca isimleri de değiştirilmiş, o yüzden bulmak çok zor.
ben ise izmir'de doğan ikinci kuşağım ve hayatta en çok değer verdiğim şeylerden biri Türkiye, bu memlekette huzurun barışın her daim olmasını cani gönülden istiyorum. iş bilmez siyasetçilerin yanlışları yüzünden ülkemdeki etnik kimliklerin birbirine düşman olmasını istemiyorum.
Allah bir daha asla hiçbir millete, dine, mezhebe böyle acılar yaşatmasın. Pirimiz ali'nin buyurduğu gibi; Hayatın karşına çıkardığı müşkül hadiselere sabır ve tahammül et. Onları hiç kimseden bilme ve hiç kimseye karşı kalbinde bir adavet besleme; hiç kimseye hiddet ve şiddet gösterme. Bu suretle hareket edersen en büyük müşkülleri bile yenersin ve sen de "insan-ı kamil" mertebesine erersin.
türkiye cumhuriyeti'nin o dönem yanlış zihniyetleri sonucu her şeyi zorbalık ve diktatörlükle çözebileceğini zannetmesi sonucu başlayan ayrışmanın sebebidir. günümüze kadar gelen ayrışmayı o dönem başlatmıştır. haklıdır orda faşist ağalar halkı sömürmektedir. ancak bunun yolu kökten çözüm bulayım, hızlı iş bitireyim diye katliam yapmaktan geçmez. bazı şeyler için zaman gerekir. bize bıraktıkları kötü mirasın unutulmasını dilerim.
ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim; o katliamı yaşattıranlara yıllarca oy veren ve güçlü tutan da kürt ve aleviler oldu. chp içerisinde bir çok alevi ve kürt milletvekiliniz var. şimdi bu konuda biz türkler suçluysak ne diyeceğim artık size?
hala alevi sitelerine girerseniz chp'yi desteklemekten, o partinin alevilere daha cok olanak ve kadrolaşma verdiğinden bahsedilir. osmanlı zamanında oluşan sünni-alevi karşıtlığını unutup sizi öldürenleri hedef alsaydınız sünnileri kardeş görmeyi ve eskiyi unutmayı seçseydiniz çok farklı olurdu.
bu chp %1'i geçemez ve yıllarca önce yok olur o zaman ki hatalar gün yüzüne çıkartılırdı.
menfaat icabı oy veren siz iseniz bizleri suçlamaya hiç hakkınız yok.
chp'nin laiklik anlayışının size uyması daha önemli galiba. atalarınızı kimin öldürdüğünün hiç önemi yok.
bir kaç kürt faşo ağasının ve aşiretinin isyan etmesi üzerine isyanın bastırılması, çapulcuların bu olayı alevi soykırımı olarak görmesi. şeyh sait isyanıda müslüman soykırımıdır k.rtlere göre. bunların hepsi (bkz: çaşıt).
devletin "çağ içi" kapital üniter düzeni insanlara dayatmak için, tarih boyunca özerk yaşamış bir bölgeyi çağ dışı uygulamalardan kurtarmak söylemiyle, bugünkü gibi yaltakçı medyanın ajitasyonlarla isyancılar üzerinden kürt-alevi halkının kimliğine ve kültürüne saldırarak devamında yine bugünkü gibi uydurma haberlerle isyancıların türkiye halkı na çapulcu ,ucube olarak tanıtılmarıyla meşrulaştırmaya çalışılmış olan soykırıma,mezalima, vahşete , terörizme verilen ad. orda direnen dersim halkıydı bu yüzden bombalar dersim halkının üstüne yağdı.
-hani lan tarihçilerin anlattığı referandumlar.
atatürkün çalışma arkadaşı ve 30larda adalet bakanlığı yapmış resmi ideologlardan olan mahmut esat bozkurt devletin açık yüzünü ortaya koyuyor
"Benim düşüncem şudur: Herkes, dostlar, düşmanlar ve dağlar, bu ülkenin efendisinin Türkler olduğunu bilmelidir. SAF TÜRK OLMAYANLARIN, TÜRK ANAVATANINDA SADECE BiR TEK HAKLARI VARDIR: HiZMETKÂR OLMA HAKKI, KÖLE OLMA HAKKI"
meleklerin aslında okadar melek olmadığını anlamamız gerekir artık.
haa isyancılar sömürüsüz özgür bir dünya istiyorlarmıydı oda tartışılır.ingilterenin ve fransanın "antii-kapitalist" başbakanından yardım isteyen seyit rızaydı (bkz: 38 dersim belgeseli)
Günlerce dersim'in havadan bomba yağmuruna tutulduğu katliam. Köyler yakılmış, binlerce kişi katledilmiştir. atatürk'ün, katliam ile ilgilenmeye başlayacağı sırada ise seyit rıza'lar kahpece asılmıştır.
osmanlı'nın doğu anadolu'daki ezik politikaları sayesinde yıllarca kendini bir halt zannetmiş, hala orta çağ'da yaşamak için direten aşiret ağalarının marabalarıyla birlikte başlattıkları isyanı bastırmak üzere başlatılan dersim harekatı'na bölücülerin taktığı isimdir.
cumhuriyet kurulunca, memleketin dört bir yanında başlayan kalkınma, yenilenme hamleleri bazılarının gözünü çok korkuttu. kimisi din bayrağı açtı isyan etti, kimisi de seyit rıza gibi kürtçülük bayrağı. osmanlı zamanında alışmışlardı ya rahatlığa, hani 93 harbi'nde hemen kuzeylerinde rus ordusu ilerlerken kendilerinden asker isteyen devlete "şimdi hasat zamanıdır, asker veremeyiz" diyecek kadar tuzları kuruydu ya. baktılar ki mustafa kemal işi sıkı tutuyor, osmanoğlu'na hiç benzemiyor, anladılar o ortaçağdan kalma yaşam biçimlerinin sonunun geldiğini. derebeylikleri elden gidecek. hemen bir çözüm aramaya koyuldular. imdatlarına ingiliz ve fransızlar yetişti. türk askerlerinin isyancılardan ele geçirdikleri gıcır gıcır lee enfield ve berthier tüfekleri gökten yağmadı ya dersim'e.
tasmalarını tutanlar "tamam" deyince harekete geçtiler. köprüleri, telefon-elgraf hatlarını ve devletin yaptığı herşeyi yıkmaya koyuldular. öyle bir hayvan sürüsüydü ki bunlar, atatürk sabiha gökçen'i operasyona katılması için gönderirken ona kendi tabancasını vermiş, eğer uçağı düşerse isyancıların eline geçmemesini, kendisini vurmasını öğütlemiştir. vaktiyle bu harekata katılmış bir ihtiyar da, atatürkün sözlerini "gidince gördük ki bunlar insan gibi yaşamıyor. medeniyetten bihaber." diyerek tasdik etmiştir. eskiden de böyleydi dersim. mehmed arif bey, başımıza gelenler isimli eserinde bunları anlatırken "şu asırda öyle anadolu'nun ve her tarafı oldukça medeni memleketlerin orta yerinde böyle vahşi bir cemaatin bulunmasının ayıbı hükümetimize aittir" demişti. evet osmanlı bunlara ilişmemişti. şimdi cumhuriyet bunlara medeniyet getirmeye çalışıyordu ama buna rağmen medeniyete ayak diriyorlardı. en sonunda seve seve kabullenmedikleri şeyi tepelerine tepelerine inen bombalarla kabullenmesini bildiler. nihat genç'in tabiriyle, "devletin tunç eli" tepelerine inince anladılar dünyanın kaç bucak olduğunu.
o zamanlar devlet bağımsız olduğu için, bölücüler avrupa'ya götlerini dayayamadıkları için devlet çoğu yerde isyancılara yardım eden hainleri gördüğü yerde infaz etmiştir. kimse de hesap sormamıştır. soramazdır da. bugün de "katliam, katliam" diye istedikleri kadar kıçlarını yırtsınlardır.
1984'e kadar gıklarını çıkaramamışlar sonra tekrar azmışlardır. zira devletin başında osmanlı'nın ezik politikalarının takipçisi özal vardır. eziklikler eziklikleri takip etmiş, sonunda bugüne kadar gelmişizdir. (bugün yaşananları anlatmama gerek yok herhalde.)
dersim katliamı sözünü söyleyenlerin bellidir ki bir kuyruk acıları vardır. bu acı kuyrukları olmasından mı kaynaklanır bilinmez.